Kibariye’nin Kırşehir konserinin bir kısmını, sahnenin kenarından izledim. Antalya’dan gelip, ilk kez Kibariye’ye çalan müzisyenlere gözüm takıldı bir ara… Çünkü perküsyon çalan bir çocuk da vardı aralarında… Vurmalı birkaç enstrümanı başarıyla çalan o çocuk, bir ara onları bırakıp, boyu kadar davulu aldı eline…
Genç yeteneği fark eden Kibariye, yanına geldi ve “Attıralım bir Roman havası” deyince, davul şovuna başladı…
Kibariye, yaptığı resitalle dinleyicilerden büyük alkış alan çocuğu öperek, tebrik etti.
Konser bitince, babasının da aynı enstrümanları çalan bir müzisyen olduğunu öğrendiğim genç yeteneğe yaşını ve adını sordum.
15 yaşındaki Görkem Kervan, beş yaşından bu yana enstrüman çaldığını söyledi.
O yaşta Kibariye gibi yılların sanatçısına bir kere bile olsa sahnede eşlik etmek, ondan tebrik almak, Kervan için unutulmayacak bir deneyim ve anı olsa gerek.
“Romanların hepsi böyle. Küçük yaşlarda başlıyorlar müziğe, enstrüman çalmaya” diyenler olabilir. Doğrudur, ama hiçbiri ‘Goko’ kadar şanslı değil!
Kibariye, yeni saz heyetine onu da dahil ederse, hiç şaşırmam.
‘ROCK MÜZİKALLER’E SPONSOR ARANIYOR
İlk ve tek gösterimini 24 Eylül’de yapacak ‘Rock Müzikaller’ için ‘Tek galalık müzikal mi?’ başlıklı bir yazı yazmıştım.
Çünkü, Zuhal Olcay, Ferman Akgül, Gripin, Aslı Gökyokuş, Ayça Varlıer, Erdem Yener, Evrencan Gündüz, Fatma Turgut, Güvenç Dağüstün, Özge Borak, Özge Fışkın, Seran Bilgi ve Şehnaz Sam gibi sanatçıları buluşturan müzikalin bir kere sahnelenmesinin hem sanatçılara, hem müzikalseverlere haksızlık olduğu görüşündeyim.
Yazımın üzerine organizasyonun prodüktörü Nurcan Karaca aradı.
Zuhal Olcay’ı ‘Evita’dan yıllar sonra müzikalle buluşturan ‘Rock Müzikaller’i kendi imkanlarıyla sahneye koyduğunu, parasının da bu kadarına yettiğini vurgulayan Karaca, şunları söyledi:
“Oldukça maliyetli bir prodüksiyon... Her gösteride en az 3 bin bilet satılması lazım ki, kendini amorti etsin. Sponsor bulursak tek galayla kalmayıp, devam ettireceğiz.”
PARIS HILTON’A NE DİYECEKSİNİZ?
Ne Metin Hara’yı tanırım, ne Adriana Lima’yı… O tür kitaplar tarzım olmadığı için Hara, okuduğum yazarlardan biri de değildi. Geçtiğimiz yaz modelle birliktelikleri gündem olunca, kadınlar için ne denli cazip bir erkek olduğumu vurgulayayım diye eski sevgililerinin adlarını açıklaması ve medyayı küçümseyen sözleri yüzünden sevemediğim ünlülerden biri...
Buna rağmen ilk günden beri Adriana Lima ile Metin Hara ilişkisinin iddia edildiği gibi ‘reklam’ değil, ‘aşk’ olduğu kanaati gelişti bende. Bu konuda azınlıkta olmama rağmen hala da fikrim aynı…
Limak Cyprus Deluxe Hotel’in açılışı için Kuzey Kıbrıs’a giden Paris Hilton’ın açıklamasına baktım, o da benim gibi ikili arasındaki aşka inandı. Çift, Instagram’dan takip ettiğini söyleyen Hilton, “Adriana’yı daha önce hiç bu kadar mutlu görmedim. Muhteşem çiftler” dedi.
GÜNÜN SÖZÜ
Sahip olduğum şeylere sevindiğim, Sahip olmadıklarıma da üzülmediğim için mutluyum. (Tolstoy)