Özcan Deniz’in eski eşi Feyza Aktan’ı darp ettiği ettiği iddiasıyla hakkında açılan davanın duruşması, İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
Önceki günkü duruşmada mahkeme heyeti, tarafların gösterdikleri tanıkları dinledi.
Aktan’ın tanığı kız kardeşi Eda Aktan’dı. Tanığın Antalya’daki evlerinde yaşananlara ilişkin mahkemede anlattıkları şunlardı:
“Ablamın eltisiyle telefon konuşmasını duyunca kızan Özcan Deniz, sinirli bir şekilde olduğumuz odaya girip, yeğenim Kuzey’i elimizden aldı. Feyza’yı iterek duvara vurdu. Kuzey’le kendisini başka bir odaya kilitledi. Odadayken ağabeyini arayıp, ‘İstanbul’a gelince boşanacağız. Sözleşmeyi kasadan çıkar’ dedi. Sonra yanımıza geldi. Bana, ‘Sen çık Feyza ile biraz konuşacağım’ dedi. Yandaki odaya geçtim. Odalar birbirine çok yakın olduğu için sesler duyuluyordu. ‘Erkek mi görmek istiyorsun?’ diyerek Feyza’yı darp etmeye başladı. Feyza’nın, ‘Özcan yapma, bırak o sigarayı’ diye yalvardığını duydum. Feyza, kendini korumak için balkona çıktı. Özcan, balkonda sigarayı Feyza’nın yüzüne yönelterek, ‘Sigarayı yüzünde söndürürüm’ dedi. Daha sonra Feyza’nın yanına gittiğimde vücudunda darp izlerini gördüm.”
Aynı duruşmada tanık olarak dinlenenler arasında Deniz’in ağabeyi ve menajeri Ercan Deniz de vardı. İşte onun söyledikleri:
“Feyza Aktan hamileyken ailesinin yanına Antalya’ya gitti. Doğumu orada yapmak istiyordu. ‘Çocuğu doğurup, size vereceğim’ dedi. Özcan da doğumu İstanbul’da yapmasını ve nikah kıyılmasını istiyordu. Feyza bunların hiçbirine yanaşmadı.
Feyza Hanım’ın, kardeşimle evli olduğu süreçte kendisine zarar verdiğine ve yaraladığına şahit oldum. Feyza Hanım, Özcan ile her tartıştığında kendi kendini çimdikliyordu, yaralıyordu.”
‘Kendini tokatlıyordu’
Özcan Deniz’in diğer tanığı 20 yıldır yanında güvenlik görevlisi olarak çalışan Ergün Çetin’di. Mahkemede 1 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanan patronunun eski eşine şiddet uyguladığına tanık olmadığını iddia eden Ergün Çetin, “Feyza Hanım’ın kendi kendini darp ettiğine çok kez şahit oldum. Kendine tokat atıyordu” dedi.
Damla Güler’in milliyet.com.tr’deki haberindeki tanık ifadelerini okuyunca, birkaç yıl önce tanıştığım bir hakimle aramızdaki diyalog geldi
aklıma...
“Magazin dünyasında işler nasıl?” diye soran hakime, “Dışı parlak, ama içi yalan dolan” dediğimde aklımdan çıkmayan şu lafı etmişti:
“Hayatınız benim gibi, haftanın beş günü boşanma davalarında sabahtan akşama tarafların yalanlarını dinleyip sonunda adil bir karar vermek gibi bir sorumlulukla geçmiyor yine de?”
’47 YIL SONRA SETTE KARAVANIM OLDU’
İlyas Salman, ilk filmi ‘Baskın’da oynadığında 1977 yılıydı. Sanatçının son filmi ‘Trendeki Yolcu’ 2016 yılında çekildi.
Salman, 47 yıl önce çıktığı oyunculuk serüveninde şimdiye kadar birçok filmde yer aldı. Bunlar arasında Türk Sineması’nın kült filmleri arasına giren yapımlar da var, sanatçıya yurt içi ve dışındaki film festivallerinden ödül kazandıran yapımlar da...
‘Magazin Noteri’nin canlı yayınına konuk etmek için Bostancı’dan aldığım evine bıraktığım Salman, salonunda yaptırdığı özel bölümde sergilediği ödüllerini gösterip, onlarla avunduğunu söyledi.
Son olarak, Gain’de yayınlanacak ‘Duran’ dizisi için kamera karşısına geçen Salman, 12 yıl aradan sonra döndüğü sette 47 yıllık meslek hayatında yaşamadığı konfora sahip olduğunu söyledi ve ekledi: “Sekiz bölümlük diziyi 2.5 ayda çok konforlu bir çalışma ortamında çektik. İlk kez bir sette benim de karavanım oldu.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Düşman, elinde kılıcıyla karşında duran değildir. Arkasına hançeri saklayıp, yanında durandır.” (Paulo Coelho)