Tiyatro oyuncusu Şebnem Özinal, Türk kantosunun kitabını yazdı. Özinal’ın Yediveren’den çıkan kitabının adı ‘Yangın Var’...
Kitaptakiler aslında Şebnem Özinal’ın 2019 yılındaki yüksek lisans tezi. Özinal, Bahçeşehir Üniversitesi İleri Oyunculuk Master Programı için tiyatro oyuncusu Ali Düşenkalkar’ın danışmanlığında hazırladığı yüksek lisans tezini kitap olarak yayınladı. Oyuncu, ayrıca kitap için üç kanto söyledi. Okurların, kitaptaki kare kodu akıllı telefonlarına okutarak, Özinal’dan dinleyecekleri kantolar, ‘Katina’, ‘Yangın Var’ ve ‘Ben Kalender Meşrebim’. Şebnem Özinal, kitabının arka kapağını ise tiyatro dünyasının duayen ismi Haldun Dormen’e yazdırdı.
‘Türk Tiyatrosunda Kanto’ adlı yüksek lisans tezinde tiyatrocu kadınların hikâyelerini ele alan Özinal ve kitabı için Haldun Dormen şunları yazdı:
“Şebnem Özinal’ın kantocularla ilgili bir kitap yazması tiyatro için önemli bir olaydır. Kanto deyip geçmemek lazım. Kantolar, Türk tiyatro tarihinin üstünde durulması gereken çok önemli bir basamağıdır.
Kantocular yaptıklarıyla tiyatro dünyasına yepyeni bir yön verdiler ve küçümsenemeyecek kadar büyülü bir alem yarattı. Bana kalırsa Türkiye’deki müzikal tiyatronun ilk önemli tohumlarını atıp, fidanlarını yetiştirdiler. Perhuzlar, Şamranlar, Virjinler ve daha niceleri Türk müzikal tiyatro dünyasının unutulmaması, hatta minnetle anılması gereken ilk büyük efsanevi starları oldular.
Şebnem Özinal’a, bu kitabı yazarak bu boşluğu kapattığından dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Kadınların sahneye çıkması güç, hatta neredeyse imkânsız anlarda kantolarıyla attıkları tohumları ve işi vazgeçilmez hale getirdikleri için kanto dünyasına emeği geçen herkesi minnetle anıyorum.”
SİNEMACILARIN ‘SUNA’ PİŞTİSİ
29. Altın Koza’da yarışan ‘Suna’, festival jürisinden hiç ödül alamadı, ama senaristi ve yönetmeni Çiğdem Sezgin, ‘Adana İzleyici Ödülü’ne layık görüldü.
Oyuncu Gülsen Tuncer ile senarist ve yönetmen eşi Engin Ayça’nın Çiğdem Sezgin’e sitemi, filmin adına da itirazı var.
2007 yapımı filmin oyuncusu da olan Tuncer, “Çiğdem Sezgin’in yaptığı hiç etik değil. Engin’in Türkan Şoray’lı ‘Suna’ filmi varken, çektiği filme aynı ismi koyması ayıp. Dava açacağız” dedi.
‘Suna’nın senaristi ve yönetmeni Çiğdem Sezgin’e bunu sordum, yanıtı şu oldu:
“İkisi de dostum. Filmin ismini koyduktan sonra öğrendim Engin Ayça’nın ‘Suna’ adında bir filmi olduğunu. Dava açsınlar.”
HİÇ Mİ HABER İZLEMİYOR, GAZETE OKUMUYORLAR?
Dolandırıcıların bir telefonla ağlarına düşürdükleri bazı ‘yurdum insanları’nın paralarını alması, bu ülkede en çok haber olan konulardan biri...
Sadece haber kanalları değil, ulusal televizyonların hepsi ana haberlerinde veriyorlar bu vak’aları...
Yıllardır gazeteler ve internet siteleri yazıyor, ama ‘yurdum insanı’ndan profesörüne bazı saflar bu sahtekârların uydurdukları senaryoya kanıp, elinde avucunda ne varsa dolandırıcıların gösterdikleri yere bırakmaya devam ediyor.
Son olarak bir yurdum insanı daha 356 bin TL’sini bir poşete doldurup, kaldırımın kenarına bıraktı, dolandırıcı gelip aldı ve gitti.
Nasıl bir dünyada yaşıyor bu insanlar?
Hiç mi televizyon izlemiyor, hiç mi gazete okumuyorlar?
Çoğu insanın rüyasında bile göremeyeceği parayı -telefon dolandırıcısı alıp, yesin diye- çöp torbasına doldurup, sokakta tarif edilen bir yere bırakıp gitmek nedir?
Neyin korkusudur bu?
Çok mu kolay kazanıyorsunuz bu kadar parayı?
GÜNÜN SÖZÜ
“Ön yargı, arı soktu diye bal yememektir.” (Doğan Cüceloğlu)