Reklamcılar Derneği Başkanı Aytül Özkan’ın yaptığı açıklamaya göre 2010 yılında Türkiye’deki toplam reklam harcaması 3 milyar 612 milyon lira olarak gerçekleşti.
Televizyon, radyo, gazete, dergi, internet, açık hava ve sinemayı kapsayan mecradaki reklam pastasının 2011’de yüzde 15 – 20 civarında büyümesi bekleniyor.
Reklam pastasından “aslan payı”nı alan da her zaman olduğu gibi televizyon…
2010’da televizyonların reklam gelirleri 2 milyar 17 milyon lira.
1 Nisan’dan itibaren yürürlüğe girecek yeni RTÜK Kanunu, televizyonlardaki reklamları için yeni düzenlemeler getirdi.
Reklam ajansları harıl harıl, yeni yasaya kafa yorup, bir dizi analiz hazırladı ve bunları da müşterileriyle paylaştı…
O raporlardan birkaçı benim de elime geçti.
Aslında çok teknik bir konu bu, ama elimden geldiğince sizi rakamlara boğmadan anlatmaya çalışacağım yeni RTÜK Kanunu’nun televizyon reklamlarına olacak etkisini…
Televizyonlar reklamlara yüzde 30-40 zam yapacak
Reklamcıların hazırladıkları raporlara göre, yeni yasadaki, “Bir saat içinde reklamların toplam süresi 12 dakikayı aşamaz” hükmünün en çok zora sokacağı tematik kanallar olacak.
Tematik kanalların gündüz kuşaklarında reklam sürelerinin yüzde 25, prime time kuşağında ise yüzde 30 civarında bir daralma yaşayacak.
Çünkü 2010 verilerine bakıldığında NTV ve CNN TÜRK’ün “Bir saatte 12 dakika reklam” ilkesini 07.00 – 19.00 saatlerinde olduğu gibi 19.00 – 24.00 saatleri arasında da ihlali söz konusu… Prime time kuşağında CNBC-e ve TNT’nin durumu da aynı…
Düşük fiyata çok reklam alınca, aldıkları reklamları yayınlayabilmek için mecburen süre ihlali yapan kanallar, şimdi mecburen fiyatlarını yükseltmek zorunda…
Programa ürün yerleştirme yeni fırsatlar yaratacak
Reklamcıların yaptıkları hesaplara göre, yeni RTÜK Yasası’ndaki reklamlarla ilgili maddeler gereği televizyon kanalları 2010 yılına oranla reklam sürelerindeki daralma nedeniyle yüzde 30 civarında gelir kaybına uğrayacak.
Bunu telafi etmenin yöntemi belli.
Televizyonlar ya reklamlara yüzde 30-40 civarında zam yapacak ya da “program aralarına ürün yerleştirme”ye ciddi kafa yoracak.
Çünkü yasada, “ürün yerleştirme” konusunda her hangi bir sınır yok yasada…
Bir başka muğlak konu da şu:
“Bir saat başından sonraki saat başına kadarki süre içinde 12 dakikadan fazla reklam yapılamaz” hükmünün, “canlı advertorial” uygulamalarını içerip – içermediği belirsiz.
RTÜK: Reçetesiz ilaç reklamı serbest, Sağlık Bakanlığı: Reçetesiz ilaç olmaz
Yeni RTÜK Yasası’nda reçeteye tabii olmayan ilaçların reklamıyla ilgili şöyle bir madde var:
“Reçeteye tabi olmayan ilaçlar ve tedavilerin reklamları dürüstlük ilkesi çerçevesinde, gerçeği yansıtan ve doğrulanması mümkün unsurlardan oluşacak şekilde hazırlanır.”
Madde çok açık. Artık reçetesiz ilaçların reklamı serbest…
Ama gel gör ki, kazın ayağı öyle değil.
Çünkü Sağlık Bakanlığı’na göre “reçetesiz ilaç” diye bir şey yok…
Pratikte öyle olmasa bile her ilaç reçeteye tabi bizde…
Eczaneye gidip, paranızı verdiğiniz zaman yeşil reçeteye tabi ilaçların dışındaki bütün ilaçları reçetesiz almak mümkün Türkiye’de.
Yeni RTÜK Yasası’na istinaden “reçetesiz ilaç”ların reklamlarının yapılabilmesi için öncelikle Sağlık Bakanlığı’nın yasa değişikliğine gitmesi, “reçeteli – reçetesiz ilaç” ayrımını yapması ve raf üstü satılabilecek ilaçların listesini yayınlaması lazım.
Gözler Ak Parti’nin reklam bütçesinde
Yeni RTÜK Yasası’nın yürürlük tarihi olan 1 Nisan’ı beklemeden hayata geçen işler de var.
Şimdiye kadar siyasi parti reklamları yasaktı, ama artı
Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilecek yayın yasaklarının başlayacağı saate kadar siyasi parti ve aday reklamları serbest.
Bu konuda siftahı da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun reklamları televizyonlarda yayınlanmaya başladı.
Sırada diğer partilerin reklamları var.
Reklamcıların hazırladıkları raporlardaki bir ayrıntı dikkat çekici. O da şu:
“Ak Parti’nin reklam bütçesi, CHP’nin yedi katı olacak.”
‘Gülüm Mehmet’ten süper bir komedi
“Sakarya – Fırat” dizisinin Isparta’daki setini ziyarete gittiğimizde, dizinin oyuncularından Erkan Kolçak Köstendil, bizi Mehmet Ali Yılmaz ve Nuri Cengiz Güner’le birlikte sahneledikleri “Karşı Cinsle Tanışma Sanatı” adlı oyununa davet etti.
Köstendil’in yazıp yönettiği Isparta “Sanal Cafe”deki oyunu da, kendi performansını da çok beğendim.
Köstendil’in oyunculuğu gibi kalemi de güçlü…
“Sakarya – Fırat” izleyicilerinin, “Diyarbakırlı er Mahmut Karahan” ya da diğer adıyla “Gülüm Mehmet” rolüyle tanıdıkları Köstendil’in oyunda canlandırdığı tipler süperdi.
Giriş ücreti 5 lira olan oyunu izlemeye gelenlerin çoğu üniversite öğrencisiydi.
Karşı cinsle ilişki kurmak için facebook ve twitter’a takılanların esprili bir dille anlatıldığı oyundaki, erkek oyunculardan birinin, göğüslerine siyah bant takıp “Üstsüz DJ” olarak sahneye çıkması kopardı herkesi.
Televizyonlardaki en büyük eksiklerden biri komedi…
TV kanallarından biri Köstendil’i alıp, “Karşı Cinsle Tanışma Sanatı” veya benzeri şovlar yaptırsın, görün o zaman küfürsüz komediyi…
İşte kanalların izleyici sayıları
Türkiye’de televizyonların reyting ölçümünü yapan Nielsen, her gün hangi kanalın ne kadar izlendiğine dair çeşitli tablolar yayınlıyor.
Her ay sonunda da hangi kanalın ne kadar izlendiği açıklanıyor.
Ancak bu tablolar sadece “izlenme payları” ve “izlenme oranları”nı ortaya koyuyor.
Ama bu tablolar hangi kanalı ne kadar insanın izlediğine dair pek fikir vermiyor.
Nielsen’den aldığım 1 - 28 Şubat 2011 tarihleri arasında yani Şubat ayında, reyting ölçümü yapılan kanalları gündüz ne kadar, gece ne kadar insanın izlediğine dair tablo, öyle sanıyorum ki fotoğrafı açık ve net olarak ortaya koyuyor.
Nielsen’in reyting ölçümü yaptığı evrenin nüfusu 51.657.783…
Şubat ayında dakika başına düşen TV izleyici sayısı ise 22.405.211 kişi…
Yani mevcut evrenin, yarısından bile azı…