İşlerimin yoğunluğu yüzünden altı aydır gidemiyordum Kartepe’ye... Sitenin yöneticisi olduğumdan bu hafta mecburen gittim genel kurul için... Can Tanrıyar’ın kitabını bitirince biraz TV izleyeyim dedim, baktım yayın yok. Çanak anteni aldığım bayiyi aradım, akşam 21.00 gibi geldi. İşi, çanak antenin uydudan aldığı yayını televizyona aktarmak olan arkadaş görevini yerine getirirken bana okkalı bir laf etti: “Abi, kafa dinlemeye gelmiyor musunuz buraya?
Ne gerek var televizyon izlemeye?”
Dedim ki haklısın, ama gel gör ki burada bile televizyon yayınlarını izlemek, işimizin bir parçası...
Eleman gittikten sonra televizyonu açıp, uydudan yayın yapan kanalları turlamaya başladım. Yeni aldığım receiver’dan mı yoksa, altı aydır uydudan hangi kanalların yayına başladığını takip etmediğimden mi bilmiyorum, birçok yeni kanala rastladım.
Bunlardan en ilginçleri Kemal Sunal filmleri yayınlayan Sunal TV ile kocaman bir inek kafasının yanında Şaban TV yazan kanaldı.
Vârisleri Gül, Ezo ve Ali Sunal’ın Kemal Sunal’ın sadece oyuncu değil, ortağı ya da sahibi olduğu filmler için verdikleri telif savaşını bildiğimden ertesi gün aradım kendilerini.
Ali Sunal’ın telefonu sürekli meşgul olunca rahmetli Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal’ı aradım.
Sunal TV ya da Şaban TV’nin kendileriyle alakasının olup olmadığını sorduğum Gül Sunal, şunları söyledi:
“Yıllardır Kemal Sunal’ın etinden, kemiğinden yararlandılar, şimdi de suyuna geldi sıra. Bizimle hiçbir alakaları yok o kanalların. Bizim de yeni haberimiz oldu. O kanallardan birinde saat pazarlıyorlarmış. Parasını verip, saatlerini alamayanlar Ali’yi aramışlar BKM’den, ‘Paramızı aldınız, saatlerimizi niye göndermiyorsunuz?’ diye de bizim de öyle haberimiz oldu.”