Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Müzik dünyasının kalbinin Unkapanı’nda attığı yıllarda tanımıştım.
Selçuk Tekay’ı, Zarif adamdı, güzel insandı ve parmakla gösterilen bir keman ustasıydı. Gazinoların ayakta olduğu zamanlarda sahnelerin vazgeçilmez orkestra şefi.
Kasetlerin ve CD’lerin can verdiği müzik aleminde stüdyoların en çok tercih edilen albüm yönetmeni. Dönemin ünlü assolistleriyle çalıştı. Emel Sayın, Muazzez Abacı, Bülent Ersoy, Sibel Can, Ebru Gündeş, Adnan Şenses ve niceleri. Kemanı da ağlatırdı dinleyenleri de...

Yokluğunda kendini aratan özel insan. Muhteşem eserlere imza attı ama en unutulmaz bestelerinden biridir; ‘Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda.’ Gerçekten de beraber yürünecek bir adamdı. Güven duyulan eski bir İstanbul beyefendisi ve yeri doldurulamayacak bir usta. Yokluğunda kendini aratan özel insan. Muhteşem eserlere imza attı ama en unutulmaz bestelerinden biridir; ‘Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda.’ Gerçekten de beraber yürünecek bir adamdı. Güven duyulan eski bir İstanbul beyefendisi ve yeri doldurulamayacak bir usta. 

Haberin Devamı

Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda aklımda kalan konuşma tarzıyla yıllar sonra karşılaştığım zamanki konuşma biçimde zerre kadar sapma olmadığını gördüm. Neyse oydu. Popülerliğin değil kalitesinin sevdalısıydı, hiçbir zaman ucuza kaçmadı. Ama biliyorum ki yüreği cebinden zengin sanatçılardan biriydi. 

Dün müzik dünyası için ağlamaklı bir gündü. Dün Selçuk Tekay 68 yaşından aramızdan ayrıldı. Onu yaşatacak o kadar çok güzellik varken, benim diyeceğim söz; “Güzel insanlar ölümsüz olur.” Mekanı cennet olsun.

GÜZEL İNSAN SELÇUK TEKAY
15 AYDA BODRUM NASIL DA DEĞİŞTİ!

Koronavirüsün ilk dalgası Türkiye’yi vurduğunda imkanı olanlar metropollerden yazlıklarına kaçarken Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ne demişti? “Tüm Türkiye’yi, vatandaşlarımızı uyarıyorum. Bodrum’a gelmeyin, evinizde kalın. Buraya gelenler geldikleri yerden daha güvende değiller. Biz kışlık nüfusumuza bile tedbir almakta zorlanıyoruz.”
Bu açıklamanın üzerinden 15 ay geçtikten sonra tatilcilerin gözdesinde Dünya Turizm Forumu Zirvesi düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bodrum Belediyesi ev sahipliğindeki forumun konuşmacıları şunlardı: Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, İngiltere eski Başbakanı Tony Blair, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, BM Dünya Turizm Örgütü’nün Eski Genel Sekreteri ve Dünya Turizm Forumu Enstitüsü Genel Sekreteri Talep Rifai ve TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener.Başkan Aras’ın söyledikleri şaşırttı beni. Bakar mısınız Aras’ın anlatımıyla pandemide Bodrum’daki değişime:
“Bodrum’da turizmi 12 aya yaymayı, bu sayede 2.5 milyon turist ve 5 milyar dolar gelir hedefliyoruz. Dijital göçebeler de bunun bir parçası. Bodrum nüfusu salgın döneminde üçe katlandı. Hava ve deniz ambulansı, tam teçhizatlı hastaneleri, yeterli yatak kapasitesi, gelişmiş altyapısı ve seyahat güvencesi sayesinde imkanlarını geliştiren Bodrum, yılın her vaktinde turizme ev sahipliği yapabilecek durumda. Her geçen gün daha da gelişiyoruz. Bu amaçla bu Forum ilk, ama son olmayacak. Amacımız Bodrum’u ‘Mavi Davos’ yapmak.”

Haberin Devamı

BAKÜ’DEN SELAMLAR

Haberin Devamı

Siz bu satırları okuduğunuzda kısmetse Türkiye-Galler maçını izlemek için Bakü’de olacağım. Euro 2020’nin Türkiye yayıncısı TRT’nin davetlisi olarak Azerbaycan’a gelmeden önce Kovid-19 testini yaptırdım. Çin aşısının ikincisini 1 Mayıs’ta oldum ve üzerinden 1.5 ay geçti. Antikoruma baktırmam gerekirken niye PCR testi yaptırdım? Çünkü Azerbaycan, ülkesine geleceklerden uçağa binmeden son 48 saat içinde Kovid-19 testi istiyor. Azerbaycan, Türkiye’den gelenlere pasaport sormuyor, ama aşı olup olmadığına bakmadan PCR testi yaptırıp negatif çıkmayanlara “Bizimle değilsin” diyor. Bir ülkenin insanını salgından korumak için aldığı alkışlanacak bir tedbir bu... Öte yandan Euro 2020’deki ikinci maçını yarın Galler’le yapacak milli futbolcularımıza bol şans ve başarı diliyor, Türkiye’nin turnuvadaki ilk galibiyetini, “kardeş ülke”nin başkentinde almasını ümit ediyorum.

GÜNÜN SÖZÜ

“Davet et, hayret et, af et, tövbe et, ama ihanet etme.” (Mevlana)