Göksel’in milli sahne kıyafeti!

İsim hafızam zayıftır, ama görsel hafızam iyidir. Gördüğümü kolay kolay unutmam. O yüzdendir ki Göksel’in çok sevdiği bu sahne kıyafeti takıldı radarıma... Pazar günü Aytekin Batmaz, Göksel’in cumartesi akşamı Girne Merit Otel’deki konserinin haber ve fotoğraflarını gönderdi.

İki gün sonra İnci Razaki’den gelen basın bülteni ve fotoğraflar, Göksel’in ‘Gelibolu 21. Altın Sardalya Kültür ve Sanat Festivali’ konserindendi.
Fotoğraflar; Göksel’in iki konserde de bir kez kıyafet değiştirdiğini ama birinin ‘milli forma’ gibi değişmediğini gösteriyordu.
Amma ve lakin sanal alemde turlayınca, işin rengi değişti.
6 Ağustos’ta Muğla Datça, 11 Ağustos’ta Kıbrıs Girne ve 13 Ağustos’ta Çanakkale Gelibolu’da, hatta 2015 yılından bu yana üstü sarılısiyahlı, altı siyah kıyafeti giydiğini görünce, şaşırmadım desem, yalan olur.
Apple’ın kurucusu Steve Jobs, Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, Microsoft’un CEO’su Satya Nadella, Segway’in mucidi Dean Kamen, Google’ın kurucusu Sergey Brin, Oracle’ın kurucusu ve CEO’su Larry Ellison’un sürekli aynı kıyafetleri giyen iş insanları olduğunu okumuştum.
Şarkıcı Göksel, bu kıyafetten birkaç tane yaptırmayıp, dönüp dönüp aynısını giyiyorsa, dünyanın yeni nesil iş insanlarının izinden gidiyor olabilir.

SEVGİLİ AKREP NALAN, ARŞİV YALAN SÖYLEMEZ

Akrep Nalan, Posta’dan Alev Cimin Gürsoy’a verdiği söyleşide bu olayı saptırarak anlatınca, işin aslını hatırlatmak kaçınılmaz oldu. Aslında pazartesi veya salı günkü Alice’de yanıt verecektim şarkıcıya... Gazetenin yeni binasına taşınması yüzünden, arşivden o haberi bulup, çıkarmak zaman alınca, yanıtım bugüne kaldı. Akrep Nalan’ın, Posta’daki söyleşisinde Gürsoy’un “Magazini hiç sevmediniz sanki?” sorusuna verdiği yanıt şu:

“Beni o kadar çok üzüp canımı yaktılar ki... Beni kilolarımla ve köpeğimle gündemden düşürmediler. Çok kötü ve çok talihsiz bir kazaydı. Belki de başıma gelmiş en büyük trajedi... Köpeğimin üstüne bastım öldü... Şimdi Google’a adımı yaz, ‘Köpek katili’ olarak çıkıyorum. Yüreğim acıyor. Hele de hayvansever bir insansanız, acınız ikiye katlanıyor. O yüzden insanlardan korkuyorum. Günlerce kendime gelemedim ve çok ağladım. Beni köpek canavarı olarak yazdılar. Asıl bana yapılan canavarlıktı.”

Peki işin aslı ne?

O haberi yapan benim. Milliyet’e başladığım yıl, ilk ses getiren haberimdi.
12 Aralık 1991 tarihli Milliyet’in birinci sayfasında çıkan ‘Akrep Nalan Bahtiyar’ı öldürdü’ başlıklı haberde şunlar yazılıydı:
“Müzik dünyasının iri cüsseli ve gözde şarkıcılarından Akrep Nalan üzgün...
130 kiloluk dev şarkıcı, hem köpeğinin ölümüne neden oldu, hem de arabası soyuldu. Yardımcısının ‘Abla kalk, arabanı soymuşlar’ çığlığıyla uyanan şarkıcı, yatağının dibinde yerde yatan minik cins köpeğine bastı ve ‘Bahtiyar’, ses bile çıkaramadan orada can verdi.”

Gerçek acıdır, acıtır

Olayı, TRT’nin yılbaşı çekimleri için gittiğim stüdyoda Mehmet Ali Erbil’den dinledikten sonra, ev telefonundan aradığım Akrep Nalan’dan da bilgi alarak yazdığım haberde şarkıcının şikayet ettiği ‘Köpek katili’ veya ‘Köpek canavarı’ vurgusu var mı?
Yok. Arşiv yalan söylemez. Akrep Nalan’ın 27 yıl sonra saptırarak anlattıkları da ortada, yaptığım haber de...
Kusura bakma sevgili Akrep Nalan! Haberci, gerçekleri yazar. Gerçekler bazen acıdır ve acıtır. O haberden sonra, olayın karikatürlere ve skeçlere konu olmasını, insanların yaptığı yorumları haberciye mal etmek de, haksızlıktır.

GÜNÜN SÖZÜ

Eğer gerçekleri açıklamak istiyorsan, zarafeti terziye bırak. (Albert Einstein)