İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 14-21 Haziran arasında online ‘Uluslararası Göç Filmleri Festivali’ni İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tanıttı. Kartepe’den online katıldığım basın toplantısının açılış konuşmasında Soylu, şunları söyledi:
“Son yıllarda ne yazık ki göçün hep dramlarını, trajedilerini, sıkıntı ve gözyaşlarını konuşuyoruz. Şu kadar göçmen doğdu, şu kadar göçmen yakalandı, şu kadar göçmen evlerine gönderildi... Oysa sahici bir hayat var. Aslında kendimizi korkutuyoruz. Binlerce yıldır göç eden insanlığa kapılarını kapatmayı, kimseyi görmemeyi, kimseyi duymamayı öğütlüyoruz, galiba hata yapıyoruz. Artık göçün güzelliklerini, hayatlarımıza katkılarını konuşmanın, göçün ruhunu hatırlamanın zamanı geldi. Göçün duygusunu, sanatını, insanları nasıl da kaynaştırdığını, medeniyetleri nasıl zenginleştirdiğini anlatmanın tam zamanı... Uluslararası Göç Filmleri Festivali, dünyanın birbirine empatiyle bakmasını sağlayacak.”
Türkiye’nin bu amaçlarla düzenlediği göç temalı festival, mülteci meselesinde bize verdikleri sözleri tutmayanlara empati yaptırır mı? Bu konuyu sorduğum İçişleri Bakanı Soylu’nun umutlu olduğunu gördüm. Oscar ve Altın Küre ödüllü F.Murray Abraham’ın Onursal Başkanı olduğu, altı yıldır UNICEF’in İyi Niyet Elçiliği’ni yapan Tuba Büyüküstün’ün desteklediği festival umarım, dünyayı yönetenlerin, ülkelerinden göç etmek zorunda kalan mültecilere bakışını değiştirir.
İçişleri Bakanı’nı hangi film ağlattı?
İlk kez yapılacak ve dereceye giren yapımlara toplam 26 bin euro ödül dağıtılacak ‘Uluslararası Göç Filmleri Festivali’nin online basın toplantısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sinemada son izlediği filmin ‘Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu’ olduğunu söyledi ve ekledi: “Sinemaya en son hanımla ‘Naim’e gittik. Gözyaşları içinde seyrettik. O da bir göç hikayesiydi.”
KORONA GÜNLERİNDE RESME MERAK SARDI
Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının ortaya çıktığı günden bu yana o kadar çok şey değişti ki hayatımızda... Hastalıktan korunmak veya hastalığı bulaştırmamak için getirilen kurallar, kapanan okullar, camiler, restoranlar, cafeler, kahveler...
Koronavirüs sadece maskeli ve mesafeli bir hayatla tanıştırmadı bizi. Çoğu zaman sokağa çıkmanın bile yasak olduğu günlerde birçok insan kendi iç dünyasına döndü, hobilerini geliştirdi.
Koronavirüs salgınına rağmen ATV’de hafta içi beş gün canlı yayınlanan programını ara vermeden sürdüren Esra Erol, evde kaldığı günlerde resme merak sardı.
Erol, yeni hobisinin ilk eserlerini ‘Magazin Noteri’nde gün ışığına çıkarıp, şunları söyledi: “Evde ufak ufak resim çalışmaları yapıyorum, korona günlerinde başladı bu... Akrilik boyalarla dökme sanatı gibi bir şeyler yapıyorum kendimce.”
ANKETLERLE GERÇEKLER NİYE ÖRTÜŞMÜYOR?
110’dan fazla ülkeden müşterisi olan arkadaşlık uygulaması ‘OkCupid’in son araştırmasından iki sonuç: Türkiye’deki kadın ve erkeklerin asıl kırmızı çizgileri yemek fotoğrafları ve canlı yayınlar! Erkeklerin yüzde 94’üne, kadınların da yüzde 86’sına paylaşılan yemek fotoğrafları itici geliyor. Sokağa çıkma sınırlamaları boyunca neredeyse herkes tarafından akşamları açılan canlı yayınları da insanların sadece yüzde 16’sı beğeniyor.
Sosyal medyadaki paylaşılan yemek fotoğraflarının beğeni sayılarına baktım, durum hiç de anketlerdeki gibi değil. İnsanlar ya anketlere yalan konuşuyor ya da söylediklerinin tersini yapıyor.
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayın.” (Balzac)