“Ölüm döşeğindeki annesinden hayatının akışını değiştirecek sırrı öğrenen Yağız, intikam yemini eder... Yıllar önce kendisini reddeden ve evlatlık olarak veren Bozova Çiftliği’nin sahibi babası ve ailesinden bunun hesabını soracaktır... Annesini son yolculuğuna uğurlayan Yağız’ı Bozova Çiftliği’nde sürprizlerle dolu, yeni bir yaşam beklemektedir... Yağız’ın intikam planı basittir. Kendisine babalık etmeyen Nedim’i affetmeyecektir. Bu sırrı sadece evdeki en güçlü kişiyle Sultan Hanım’la paylaşacak ve burada çalışarak yeni bir hayata başlayacaktır.”
Yazar Ayşe Kulin’in aynı adlı romanından televizyona dizi olarak uyarlanacak “Gece Sesleri”nin kısa bir özetiydi bu...
Koliba Film-Ata Türkoğlu’nun yapımcılığında hayata geçecek “Gece Sesleri” genç kuşak oyuncuların üç yıldızını bir araya getirecek.
Show TV için çekilecek dizinin başrol oyuncuları İsmail Hacıoğlu, Vildan Atasever ve Özgür Çevik olacak...
Ayşe Kulin’in daha önce “Geniş Zamanlar” ve “Köprü” adlı eserlerini televizyona dizi olarak uyarlayan Ata Türkoğlu, bu projenin de yazarın diğer eserleri gibi ilgi gören bir yapım olacağını söyledi.
Yönetmenliğini Cemal Şan’ın yapacağı dizinin çekimleri Ağustos ayının ortalarında başlayacak ve eylül ayında başlayacak yeni yayın döneminde Show TV’de ekrana gelecek.
“Gökkuşağı”na bakın değişimi anlayın!
Şu sıralar yolu Ortaköy’deki TRT İstanbul Televizyonu’na düşenlerin bir şey dikkatinden kaçmayacaktır.
Nefis Boğaz manzarasına sahip TRT İstanbul Televizyonu’nun bahçesi yazlık plato gibi. TRT’nin Boğaz’ı gören her tarafı bir program için açık hava stüdyosuna dönüştürüldü.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in “Böyle bir doğal manzara varken programları niye stüdyoda yapıyorsunuz. Stüdyoları bahçeye taşıyın” talimatından sonra bir köşe “Boğaziçi’nden” programına tahsis edildi, bir başka köşe “Düşünce İklimi”ne... En üst kattaki bahçede de haftanın beş günü sazlı, sözlü, konserli canlı yayınlar var. Üstelik bu yazlık stüdyolardan sadece TRT 2’nin programları değil, TRT 1’in de birçok programının çekimi ve yayını gerçekleştiriliyor.
Görünen o ki, TRT, yıllardır kendini hapsettiği kabuğundan çıkıyor. Kurumun yeni yayın politikası çerçevesinde bir de “Gökkuşağı” adında bir magazin programı başladı. Sunuculuğunu Ceylan Saner’in üstlendiği programın yapımcısı ise Sinan Üstüner.
Pazar günleri 14.30’da ekrana gelen “Gökkuşağı”nı izlemek bile, TRT’deki değişimi anlamaya yeter...
Bize böyle kızlar, böyle yıldızlar lazım!
Daha yarışma başlamadan, “koçlar” ve “öğrenciler”i belli olduğunda sonucun böyle olacağını yazmıştım, hem de günler öncesinden...
Böyle bir öngörüde bulunmak için de müneccim olmaya gerek yok.
Çünkü bu perşembe’nin gelişi değil çarşamba’dan, taa pazartesi’nden belliydi...
“Şarkı Söylemek Lazım 2”nin ilk bölümü yayınlandı ve yazdığım gibi Ümit Besen’in koçluk yaptığı Esra ve Ceyda Ersoy kardeşler şarkıcılık yetenekleriyle değil de, sivri dilleriyle öne çıktı.
Fatih Cesur’la birlikte “Şarkı Söylemek Lazım”ın kadrosunu oluştururken Fatih Aksoy’un aklından hangi şeytanlıklar geçtiğini tahmin ettiğim için eminim bu tür eleştiriler çıktıkça zevkten dört köşe oluyordur.
İlk bölümün reytingleri de fena değil.
Gel keyfim gel...
Sabah’ın televizyon eleştirmeni Yüksel Aytuğ, yarışma için “Şarkı Söylememek Lazım” diye bir yazı kaleme alıp asıl elenmesi gereken Esra ve Ceyda Ersoy’un olması gerektiğini vurguladı.
“Şarkı Söylemek Lazım”ın ilkini birinci tamamlayan Zuhal Topal, bugün Türkiye’nin sayılı şarkıcıları arasına girseydi sevgili Yüksel Aytuğ haklıydı.
Ancak bu tür yarışmaların bir televizyon eğlencesi olduğunu unutmamak gerek.
Türkiye’de şarkıcı çok.
Türkiye’nin bu yarışmadan çıkacak yeni bir şarkıcıya da ihtiyacı yok.
Ama bu yarışma sayesinde ülkemiz, televizyon karşısındakilere uzaktan kumandalarını kırdıracak şov yıldızları kazanırsa ne ala!
Esra ve Ceyda Ersoy kardeşleri şarkı yarışmasında izledikçe, “Böyle insanları hangi akla hizmet çıkarırlar şarkı yarışmalarına” deyip isyan edeceğiz, belki de uzaktan kumandayı televizyona fırlatacağız ama gözümüzün bir ucuyla da yine o tür programlara bakacağız.
Sedef Kabaş, Medya Medya ile her pazar TRT 2’de
Televizyon dünyasında şimdiye kadar hep başarılı işlere imza atan Sedef Kabaş artık TRT’de program yapacak. Ekranlardan uzak kaldığı dönemde üniversitelerde medya dersleri veren Sedef Kabaş, 13 hafta boyunca “Medya Medya” adlı yeni bir programla TRT 2 seyircilerinin karşısında çıkacak.
Sedef Kabaş, her pazar saat 16.55’ten itibaren TRT 2’de yayınlanacak programında alanlarında uzman konuklarıyla televizyondan radyoya, yazılı basından internet dünyasına medyayı mercek altına alacaklarını söyledi.
Kabaş’ın 6 Temmuz Pazar günü ilk yayındaki ilk konukları Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Gürgen, gazeteci-yazar Hıfzı Topuz ve Medya Gözlemevi’ne destek veren gazeteciler olacak.
Kabaş konuklarıyla, “Ülkemizde medya ne kadar güçlü?”, “Medya rezil mi ediyor, vezir mi ediyor?” sorularına yanıt arayacak. Programda ayrıca Türkiye’de yeni hayata geçen “Medya Gözlemevi” tanıtılacak. Medya Gözlemevi’nin kimleri ve neleri gözleyeceği açıklanacak.
“Emlak Kralı” olmak bu kadar kolay mı?
Ferdi Tayfur, memleketi Adana’da 50 ucuz konut yapıp sattı.
Bir haberi okutmanın en kestirme yolunun yapılanı abartmak ve haberin kahramanına bir unvan bulmaktan geçtiğini düşünenler Tayfur’a da aynı şeyi layık gördü.
Ferdi Tayfur, Adana’nın “Emlak Kralı” olacakmış.
Yapmayın, etmeyin...
Adam daha topu topu 50 konut yapıp satmış...
Üsteli bu ucuz konutları da beş yılda tamamlamış.
Allah aşkına Türkiye’yi dolaşırken hiç mi bakmıyorsunuz sağınıza solunuza...
Hiç mi göz atmıyorsunuz gazetelerin emlak-konut ilanlarına?
Onlarca müteahhit firma, Tayfur’un beş yılda yaptığı konutun kat be kat fazlasını bitiriyor, hem de bir iki yılda?
50 - 100 konut yapıp satan “Emlak Kralı” olunuyorsa, birkaç bin konutu bir iki yılda yapıp satanlara ya da mahalleler inşa edenlere ne diyeceğiz o zaman?