‘Fatma Girik’; kuşe kağıda basılmış, büyük boy ve 488 sayfalık ansiklopedi kıvamında bir kitap. Türk Sineması’nın dört yapraklı yoncasından biri olan Fatma Girik’e de yedi yazarın bir araya gelip yazdığı bir kitap yakışırdı. Barış Saydam, Bircan Usallı Silan, Burçak Evren, Cengiz Özkarabekir, Doğuşcan Göker, Haydar Ali Albayrak ile Şükran Kuyucak Esen’in Fatma Girik için yazdıkları, sanatçının yer aldığı dergi kapaklarının görselleri, oynadığı filmlerden afişler ve fotoğraflar da kitaba ayrı bir zenginlik kattı.
‘Fatma Girik’ kitabından alıntılanacak o kadar çok şey var, ama şimdilik paylaşacaklarım bunlar.
Fato’nun gözünden kendi ve rakipleri
Kitapta Fatma Girik’in kendisi ve sinemadaki rakipleri hakkında yaptığı değerlendirme şu:
“Türkan Şoray iyi oyuncu… Gizemli kadını oynuyor ve ortalarda pek gözükmüyor.
Hülya Koçyiğit, Kerime Nadir romanlarının, amcasının, dayısının oğluna ‘of… of…’ yaparak veremliyi oynayan bir kadın… Ona yakışır…
Filiz Akın, Aliki Vuyuklaki gibi cici kızı oynadı.
Muhterem Nur, mahallenin ezilen, ama sesini çıkarmayan kıstırılmış kadını…
Ben ise kafası ezilmeyen kadını…
Hepimiz aynı kulvarda koşuyorduk, ama bu tür farklılıklarımız vardı.”
1964 yılında film başına 30 bin lira
Fatma Girik’in 20 Haziran 1964’te Ses dergisinde E.R. Olcayto imzasıyla yayınlanan söyleşisinden bir kesit:
Erenköy’de Ethemefendi Caddesindeki güzel bir köşkte çekilen filmin rejisörü Zafer Davutoğlu. Osman Seden, İzmir’den senaryo yazıyor. Set kalabalık:
Öztürk Serengil, Serpil Gül, Sevil Candan, Nilgün Esen, Türkan Şoray’a benzeyen genç kız Seher Acar, Mürüvvet Sim, Vahi Öz, Hulusi Kentmen, Nubar Terziyan, Orhan Aykanat ve Fatma Girik.
Filmin adı ‘Fatma Gibi Kimse Sevemez’. Filmin adı önce ‘Leyla Gibi Kimse Sevemez’di, Leyla Sayar’la anlaşamadılar, Fatma’yı aldılar, isim de böyle değişti.
E. R. Olcayto, bu girizgahın ardından Fatma Girik’le uzun bir söyleşi yapıyor. O söyleşide Fatma Girik’in sarfettiği şu sözler önemli:
“Günde 7,5 liraya figüranlık ücreti alıp, akşamları annemle Kocamustafapaşa’daki evimize döndüğümüz günleri unutmadım. Şimdi en yüksek ücreti alan üç-dört yıldızdan biriyim. 125.000 liraya kat aldım, annem, kardeşim rahat. Her filmi üç haftada bitirdiğime ve film başına ortalama 30.000 lira aldığıma göre, aylık kazancımı hesaplamak zor olmasa gerek.”
Sahneye çıkması niye olay oldu?
Sinemada seks filmleri furyasının hüküm sürdüğü yıllarda soluğu sahnede alanlar arasında Fatma Girik de vardır.
Oyuncu sahneye ilk çıktığı dönemde şarkı söylemez, kendisini dinlemeye gelenlerle sohbet eder. O yüzden Fatma Girik’in çalıştığı gazinoya gelenlerin derdi şarkı dinlemek değil, onu görmek, onunla sohbet etmektir. Çünkü o yıllar, sinema yıldızlarına ulaşmanın gökteki yıldızlara ulaşmak kadar güç olduğu dönemdir.
Sahneye çıkana kadar müzik altyapısı olmayan Fatma Girik, saz sanatçılarından ders alır ve Gönül Yazar’ın plaklarını dinleyerek şarkıları ezberlemeye çalışır.
Fatma Girik, şarkıcı olarak ilk kez İzmir Fuarı’nda Lunapark Gazinosu’nda sahneye çıkar. Gazinonun sahibi Nuri Yalçuk ya da nam-ı diğer Bornovalı Nuri, o günleri şöyle anlatır:
“Lunapark’ta sahneye çıkardığım ilk oyuncu Fatma Girik idi. Onunla başladık ve aldığı para gündeme oturdu. 5 bin lira yevmiye verdim, Türkiye ayağa kalktı. O dönemde Emel Sayın ve Ajda Pekkan 750’şer lira alıyordu. Fatma Girik 5 bin lira aldı, ama gazino doldu. Tam 7 bin 500 kişilik salon full çekti. Kaprisi yok, güzel mi güzel, kabadayı bir kızdı. Onun için ilk çıkmış, son çıkmış hiç fark etmez, itiraz da etmezdi, ancak parasını da alırdı.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Derin düşüncelere dalmayın. Yaşamaya ve sevmeye koyulun. Sonsuza dek yaşamayacaksınız.” (Leo Buscaglia)