Gazeteci Hakan Gence, Hürriyet Pazar’da yayınlanan söyleşilerinden 16’sını bir kitapta topladı. ‘Nasıl Star Oldular?’ adlı kitapta yer alan röportajların hepsi, dizi oyuncularına ait...
Afra Saraçoğlu, Alp Navruz, Ayça Ayşin Turan, Boran Kuzum, Can Yaman, Cansu Tosun, Demet Özdemir, Dilan Çiçek Deniz, Ecem Uzun, Eda Ece, Hazar Ergüçlü, Hilal Altınbilek, Kubilay Aka, Miray Daner, Nilay Deniz ve Pelin Öztekin’in anlattıklarını okurken, müzik dünyasından bildiğim bir tablo çıktı karşıma.
Türkiye’de popüler olmuş şarkıcılarla söyleşi yapmış ya da yapılanları okumuş biri olarak bildiğim şu:
Şarkıcıların çoğu, ayrılmış çiftlerin çocuğu...
Gence’nin kitabını okurken, benzer bir durumun oyuncularda da olduğunu gördüm.
Yaşanan travmalar
Bir çocuğun büyüyünce seçtiği meslekte, ebeveyn-lerinin ayrı olmasının payı var mı? Anne veya babaya hasret büyümek, yıldız bir şarkıcı ya da oyuncu olmayı sağlayan bir motivasyon kaynağı mı?
Deniz, baba hasretinin kendisini ayaklarının üzerinde durmayı başaran güçlü biri yaptığını söyledi, Altınbilek, “Bence oyuncular için bazı travmalara ihtiyaç var” dedi.
Bunlar aynı durumdaki her genç için geçerli mi, uzmanların bileceği bir konu. Benimkisi sadece bir durum tespiti.
Hürriyet Kitap’tan çıkan ‘Nasıl Şöhret Oldular?’ı okuyunca, 16 dizi yıldızının ortak başka yönlerini de saptadım.
Hepsi çok genç yaşta iş hayatına atıldı. Bir yandan çalışıp, para kazanırken diğer yandan iyi bir eğitim almayı da ihmal etmediler...
ONLARIN ÖYKÜSÜDizilerin genç yıldızlarından beşinin anne ve babalarının ayrılmalarına ilişkin anlattıkları şunlar:
¦ Hilal Altınbilek: Annemle babam, ben üç yaşındayken ayrılmışlar. Ben babamla kaldım ama annemle de görüştüm. Babam evlenmedi, annem evlendi. Annemden ayrı kaldığım dönemler oldu. Çocuksun, yaşananları kafanda büyütüyor, üzülüyor ve ağlıyorsun. Bence oyuncular için bazı travmalara ihtiyaç var. Bunları en iyi şekilde atlattım.
¦ Nilay Deniz: Annemle babam ben bebekken ayrılmışlar. Ben annemle kaldım. Beni aile konusunda şanssız görebilirsiniz ama aksini düşünüyorum. Bu yaşadıklarım beni kıymet bilen, ayakları yere daha sağlambasan biri yaptı.
¦ Dilan Çiçek Deniz: Annem ve babam ben sekiz yaşındayken ayrıldı. Ben annemle kaldım. Bana hiç yokluk yaşatmadılar ama ben aileme katkıda bulunmam gerekiyormuş gibi hissediyordum ve 13 yaşında çalışmaya başladım.
¦ Afra Saraçoğlu: Annemle babam ben küçükken ayrıldı. İki kadın hayatta kalmak, çalışmak ve para kazanmak zorundaydık. Ona destek olmak, eve maddi yardım sağlamak için 13 yaşında çalışmaya başladım.
¦ Can Yaman: Annemle babamı hiç evli hatırlamıyorum. Ben çok küçükken ayrıldılar. Hafta içi annemle, hafta sonu babamla kalıyordum.
BÖYLE VİDEOLAR NİYE BU KADAR İZLENİYOR?
2 milyon abonesi olan Avustralyalı YouTuber Sarah Stevenson’ın naklen yayınladığı doğumunu 1.8 milyon kişinin izlemesi ilginç. Daha da ilginci var!
“Sokak köpeği beni neden ısırdı?” adlı video, YouTube’da ilk kez olan naklen doğumdan daha çok izlendi. Üstelik videonun sahibi ünlü de değil, ‘yurdum insanı’ Gökmen Barikan.
Sokakta uyuyan köpeği, kendini ısırtana kadar taciz eden Barikan’ın bu videosunun 3.5 yılda bile olsa 2.2 milyon kez izlenmesine ne demeli?
Çünkü internet ve sosyal medya, böyle bir mecra.
Dijital dünyayı anlamak ve doğru okumak için önce İngiliz psikologların, “Sosyal medyada yoğun paylaşım yapanlar teşhirci, onları takip edenler röntgencidir” teşhisini getirin aklınıza, sonrası kolay...
GÜNÜN SÖZÜ
“Hep neden birileri bunun hakkında bir şey yapmıyor diye düşünürdüm, sonra o birinin ben olduğunu fark ettim.” (Lily Tomlin)