TRT’nin ‘Diriliş Ertuğrul’ ve ‘Abdülhamid’ten sonra iddialı dönem dizisi ‘Mehmetçik ‘Kut’ül Amare’nin ilk bölümü bu akşam yayınlanacak. Dizinin ilk bölümünü seyircilerinden önce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi ve bazı bakanlar, Külliye’deki özel gösterimde izledi. ‘Mehmetçik’ için Riva’da kurulan dev platoyu ilk gezen, izlenimlerini yazan, yapımcısı ve yönetmeniyle söyleşi yapan bir gazeteci olarak, bu dizinin hayata geçmesini sağlayanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu biliyordum.
O yüzden ‘Mehmetçik’in yapımcısı ve senaristi Mehmet Bozdoğan’a, ‘Kut’ül Amare’nin TRT tarafından dizi yapılmasını isteyen Cumhurbaşkanı’nın, izlediklerini beğenip beğenmediğini sordum. Bozdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi ve diğer izleyenlerin diziyi ayakta alkışladığını, çok beğendiklerini ve uzun süre devam etmesini istediklerini söyledi.
Hayatım boyunca marka takıntım olmadığından başkalarının giydikleri ve taktıkları veya sahte mi yoksa gerçek mi oldukları konusunu dert edinenleri anlayabilmiş değilim.
Her zaman üzerinde yürüyen servet taşıdığı bilinen Bülent Ersoy’un takılarının gerçek mi, sahte mi olduğundan kime ne? Hele hele ünlülerin modacılığına soyunmuş biriysen ve uzmanı olmadığın bir konuda ahkam kesersen, dalga geçtiğin kişi taş yağmuruna tutar seni, neye uğradığını şaşırırsın.
Nükhet Duru’nun modacısı olarak ünlenen Gülşah Saraçoğlu, D Magazin’de Diva’nın tektaşının sahte olduğunu ima edince başına gelen gibi mesela...
Canlı yayına bağlanan Diva, başladı Saraçoğlu’na saydırmaya...
İşin uzmanlarının bile cinsini ve değerini belirlemek için lupla incelediği değerli taşı, bir bakışta hem de uzaktan değersizleştirirsen, ‘Yürüyen servet’ Ersoy’un da hasta yatağından kalkıp seni taş yağmuruna tutacağını hesaba katacaksın. Üstelik o kişi, bir zamanlar, “Beni sanki siz doğurdunuz” diyerek anakız mesafesinde olduğunuz biriyse, söyleyeceklerine dikkat edeceksin.
Değil değerli taşlar, yaptığı işin bile eğitimini almadığıyla başladığı konuşmasında Diva, öyle taşlar attı ki Saraçoğlu’na, üçüncü havalimanının hafriyat filosu bile bir seferde alamazdı onları...
Çünkü Ersoy, işini kötü yaptığı için Sibel Can ve kendisi gibi ünlüleri kaybeden Saraçoğlu’nu ‘Mahalle arası terzisi’ ilan etti ve onun modacısı Nur Yerlitaş imzası karşısında ezildiğini, asla onun gibi bir marka olamayacağını söyledi. Bülent Ersoy, Show TV’de ekrana gelen ‘Dünya Güzellerim’ programı için Gülşah Saraçoğlu’nun diktiği kostümleri de, kötü olduğu için sahnede ünlüleri taklit edip, kapıda teşrifatçılık yapan İsmet’e verdiğini açıkladı.
Cem Yılmaz’ın ‘Arif V 216’da 1969 yılında kül tablası olup olmadığını araştırmak için film setini üç gün beklettiği yazımda kaynak olarak Soner Yalçın’ı yazıp, haberin asıl kaynağını yok sayınca Hıncal Abi (Uluç), haklı olarak sitem etti bana... Soner Yalçın’ın yazısını cep telefonumdan okuduğum için sayfayı kaydırırken meğer, asıl kaynağın Hıncal Uluç olduğunu atlamışım.
Her zaman keyifle okuduğum Uluç’un köşesini o gün atla, sonra Soner Yalçın’ın yazmasına rağmen onu görme? Bunu bir de Hıncal Abi’ye yap. Bedevi şansı… Hıncal Abi, ikinci sarıdan kırmızı kart bile gösterse haklı...
GÜNÜN SÖZÜ
Hayatı boyunca oyuncak ayıya sarılıp uyuyan bir kızı, büyüdüğünde sevgili seçimi konusunda eleştiremezsin.
(William Goldman)