bir süredir Kanal D’de projelerden sorumlu genel müdür olarak görev yapan televizyoncu Armağan Çağlayan’ın asıl mesleği avukatlık.
Hukuk doktorasını tamamladıktan sonra bir süre akademide ders de veren Çağlayan’ı kamuoyu avukat değil, ‘Popstar’ın sivri dilli jüri üyesi’ olarak tanıdı.
Çağlayan, artık kameranın önünde değil, arkasında. Çağlayan jüri üyeliğini bıraktı, ama ‘sivri dili’ni terk etmedi.
Hukuk camiasına hitap eden ‘h +’ adlı dergide Çağlayan’la yapılmış bir söyleşiyi görünce merakla okudum sonuna kadar.
Söyleşiyi yapan Av. Zeynep Burcu Giciri, dizi oyuncularının uzun çalışma süreleriyle ilgili serzenişini sorunca, artık televizyonculuk yapan eski meslektaşına, Çağlayan’ın yanıtı şu oldu:
“İşin doğasında bu var. Günde sekiz saat çalışarak haftada 75 bin TL kazanamazsınız. Bu ücretlerin de bir bedeli var, bunu ödemek zorundalar.
Mesai saatlerinin daha düzenli olduğu bir iş istiyorlarsa gidip market açsınlar ya da yiyorsa bir taraftan üniversite bitirip doktor, mühendis ya da avukat olsunlar. Hatta ALES’e girip yüksek lisans yaparlarsa daha rahat ve maaş olarak nispeten bol işler bulabilirler. Bu yolu seçtiyseniz günde 18 saat çalışmayı da göze alacaksınız. Aksi takdirde proje çıkmaz. 8 saat mesaiyle dizi veya TV projesi olmaz. Ayrıca sürekli bu tempoda çalışmıyorlar ki. Proje bittikten sonra iki yıl yatıyorlar.”
Şimdiye kadar bu sert açıklamaları okumayan ‘Yerli dizi yersiz uzun’cular, bakalım ne yanıt verecekler Çağlayan’a?
HÜLYA AVŞAR FARKI!
Eskisi kadar film dizi çekmiyor, özel hayatıyla gündem olmuyor, ama Hülya Avşar’ın modası geçmiyor. Avşar, bir süredir TV8’deki ‘Yetenek Sizsiniz Türkiye’de jüri üyeliği yapıyor bir de haftada bir Star TV’ye sohbet programı çekiyor. Avşar, çeyrek asırdır yaptığı gibi bu işlerle de gündem oluşturmayı biliyor. Sanatçı, Star TV’deki ‘Bir Hülya Avşar Sohbeti’ne geçtiğimiz hafta futbolcu Emre Belözoğlu’nu konuk etti. Belözoğlu’nun Avşar’a yaptığı açıklamalar, hafta sonu spor medyasının gündemindeydi. Yeri gelmişken Avşar’ın Star TV’de geç saatlerde yayınlanan sohbet programıyla kemik bir izleyici kitlesi yakaladığını belirtmeliyim.
CEM YILMAZ’IN ESPRİSİ DERS KİTABINA GİRDİ Mİ?
Hafta sonu sosyal medyada gündem, Cem Yılmaz’ın GORA filmindeki ‘Doğada dört element var. Ateş, su, toprak ve tahta’ esprisinin Ortaokul Fen Bilimleri 8. Sınıf Ders Kitabı’na girdiği haberiydi. Gerçekten öyleyse skandal. Ancak haberin kaynağı memurlar.net’te yazılanlara ve kitabın o sayfasına bakınca, anladım ki durum pek de öyle değil aslında...
Çünkü, “M.Ö. 300’lü yıllarda doğada dört madde olduğu düşünülerek maddeler; ateş, su, toprak ve tahta olarak sınıflandırılmıştır”ın devamında hurafenin yerinde bilim, ‘tahta’nın yerinde ‘hava’ var. Hal böyle olunca “GORA’daki espri ders kitaplarına girdi” pazar geyiği olmaktan öteye geçmedi.
GÜNÜN SÖZÜ
Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. Ama bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum. (Mevlana)