Hikayenin kahramanı sarışın bir kızın annesiyle babası, o beş yaşındayken ayrılıyor. Baba, gölge ailesine gidiyor. Anne, muhafazakar bir ailenin oğluyla evlendiği için bir kızı olduğunu gizliyor.
O yüzden sarışın kız, 12 yaşına kadar annesine “Teyze” diyor.
Bir çocuğun 12 yaşına kadar annesine “Anne” diyememesi ne kadar acı, ama dramın tamamı değil bu…
Sarışın kız Burcu, annesinin ikinci evliliğinden olan kız kardeşine velilik bile yapıyor okulda…
Kadere bakın ki o genç kız büyüyünce ülkenin şöhretlerinden biri oluyor.
17’sine kadar sarışın kıza “Teyze” mesafesinde duran kadın, ona “Anne” olmak istiyor.
O da haklı olarak babası gibi annesini de asla affetmiyor, ama karındaşı yani kardeşiyle hep görüşüyor.
“Bu kadar da olmaz. Türk aile yapısının temellerine kibrit suyu ekiyorlar” diye eleştirilen diziler kadar ilginç bir hikaye…
Amma ve lakin bir senaryonun özeti değil yazdıklarım…
Başından geçen bir evlilik, yaşadığı onca aşktan sonra Ayşe Arman’a, Berk Suyabatmaz için “Hayatında ilk defa bir adamın çocuğunu doğurmak istiyorum” diyen Burcu Esmersoy’un yaşam öyküsü bu…
İKİ MANŞET, BİR GERÇEK!
Yasemin Allen, sinemada yazılı olmayan bazı kurallardan yana dertli:
“Sette kimin ne aldığıyla ilgilenmem, ama erkekler daha çok kazanıyor. Büyük haksızlık bu. Erkeklere daha güçlü roller gittiği için daha çok tanınır oluyorlar. Bu durum sadece Türkiye’ye has değil, dünya sinema sektörü de böyle. Erkek odaklı hikayeler yazılıyor. Kadınlara yan ya da tamamlayıcı roller veriliyor.”
Allen’in söyledikleri doğru mu?
Evet, ama bir insanın hizmete girdiği 1889’dan bu yana o ülkenin simgesi olan demir kuleyi ilk kez görünce, “Eyfel Kulesi Paris’te” diye çığlık atması gibi bir şey bu…
Oyuncu, yapımcıların gözdesiyken bu konuya dikkat çekse bir anlamı vardı. Kadere bakın ki, Yasemin Allen, bu açıklamasıyla Günaydın’da manşet olduğu gün, HT Magazin’de de manşetteydi. “Rüzgar gibi geçtiler” manşetinde şunlar yazılıydı:
“Magazin dünyasının ithal ünlüleri Meryem Uzerli, İvana Sert, Wilma Elles ve Yasemin Allen, Türkiye’nin kendine has kurallarına ayak uyduramayınca popülerliklerini kaybetti.”
ÇİFTLİK BANK’A ÇİFTE KOMEDİ!
Kurucusu ve CEO’su Mehmet Aydın’ın yüksek kar vaadiyle on binlerce insandan topladığı milyonlarla yurt dışına kaçtığı anlaşılınca Çiftlik Bank’la tanıştı Türkiye…
“Tosuncuk” lakaplı Aydın’ın on binlerce insanı nasıl kandırdığı, o paralarla neler yaptığını kara mizah filmi gibi takip etti kamuoyu…
Çiftlik Bank soygunu pek yakında çifte film olarak çıkacak karşımıza…
Filmlerden birini mizah yazarı ve yapımcı Gani Müjde çekecek, diğerini ise İsmail Hakkı Koç…
Müjde’nin çekeceği filmin adı “Kandırıldık”, Koç’unki ise “Çift’lik Bank” olacak. “Kandırıldık” ve “Çift’lik Bank”tan hangisi erken vizyona girecek bilmiyorum, ama sinemaseverlerin komedi filmi gibi takip ettiği bu soygunun filmlerine ilgi gösterip – göstermeyeceğini, hangisinin daha çok gişe yapacağını merak ediyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Yılan sokması seni sadece canından eder, ama kötü bir dost hem candan hem de imandan eder. (Mevlana)