BİROL GÜVEN’DEN FÜTÜRİSTİK KOMEDİ
2030’lu yıllar... Baş döndüren hızla ilerleyen teknoloji icadı robotlar, kapsüller ve bilumum yazılımların insanoğlunu kumanda etmeye başladığı çip çağı...
Gittiğiniz tuvaletler anında tahlilinizi yapıp, doktorunuzu bilgilendirmenin yanı sıra evdeki robotlara da talimat veriyor. Akıllı mutfak cihazları yiyecek ve içeceklerinizi zevkinize göre değil, sağlık sisteminin öngördüğüne göre hazırlıyor.
Varsayalım ki o günleri gördünüz ve kahvede oyun oynuyorsunuz. Beklediğiniz kağıt veya taş gelmediğinde sinirlendiniz. Nabız ve tansiyon bilgilerinizin ulaştığı doktor anında uyarıyor sizi...
“Sıkıldım ben bu robotik hayattan” diye atleti çıkarıp attığınızda, sistemin sağlık hizmetlerinden yararlanmanız olanaksız.
Mizah yazarı ve yapımcı Birol Güven’le ekibinin bir yıldır üzerinde çalıştığı bu fütürist komediden bir örnekti anlattığım.
Güven’in, yazın tamamlayıp, yeni yayın döneminde çekmeyi planladığı, yakın gelecekte insanoğlunu bekleyen hayat üzerine komedi, ilginç bir iş olacak gibi...
TÜRKLER’İN YENİ TUTKUSU MIAMI’DEN DAİRE ALMAK!
Zorlu AVM’de bir iş yemeğine davetliydim. La Perla’yı ararken Le Baron’un önünde buldum kendimi... İçerisi tıklım tıklım. Miami’de emlakçılık yapan Atilla Ozan Yıldız, çoğunluğunu İstanbul sosyetesinden kadınların oluşturduğu kalabalığa, “Miami’de yatırıma değer kaçınılmaz projeler” adlı sunum yapıyordu.
Vaktim olmadığı için kalamadım, ama Grand Paraiso, The Harbour, Hyde Midtown, Terazzas ve Elysee projelerinin broşürlerini alıp, inceledim.
Dairelerin büyüklüğü ve projelerin özelliklerine göre fiyatlar da değişiyor haliyle...
Tanıtımı yapılan en küçük daireler 300 bin dolardan başlıyor, oda sayısına ve sitenin özelliklerine göre 1.5 milyon dolara kadar çıkıyor fiyatları...
Bir süredir Türkler arasında, Miami’den ev almak pek moda... Miami’nin eski sitelerinde büyüklüğü 65 metrekare, fiyatı 150 bin dolar daireler de var.
Miami’de gayrimenkul, İstanbul’dan daha mı cazip ki, Türkler bu denli ilgi gösteriyor buna...
THY’nin 12 ay direkt uçması, her mevsim şort, tişört ve terlikle gezebilmek gibi avantajları var.
Belli bir miktarın üzerinde gayrimenkul alanlara ABD’nin oturma izni verdiği doğru mu? Mümkün, ama bayağı yatırım ve uğraş isteyen bir iş bu...
Dürüst bir emlakçı bulup, 4-5 küçük gayrimenkul almadan, bunları bir şirket bünyesinde toplamadan ve iyi bir göçmenlik avukatı tutmadan, ABD’de oturma izni zor...
‘SUSMUŞ’TAN ‘SUSMAYAN ŞARKILAR’
Raks’ın müzik piyasasını domine ettiği yıllarda grubun şirketlerinden Marşandiz’de yıllarca aranjörlük yaptı. Sibel Can’dan Demet Sağıroğlu’na birçok ismin albümüne imza attı. Raks dağıldıktan sonra dizi müzikleri yapmaya başladı. 2006’dan bu yana Mint çatısı altındaki Doremint’te Burcu Güven’le birlikte 27 dizi ve 8 filmin müziklerini yapan müzisyen Aydın Sarman, bu kez kendine albüm yaptı.
Bu hafta final yaparak ekrana veda eden ‘Seksenler’ dizisini izleyenlerin ‘Susmuş’ rolüyle sevdiği Sarman’ın ‘Susmayan Şarkılar’ projesinde, besteleri kendine ait 11 eser var.
Sarman’ın, albümündeki ‘Yetmiyor’, ‘Derdim Kendimle’, ‘Seyir’, ‘Sonu Yok’, ‘Sensizlikte Zaman Yok’, ‘Koştur Koştur’ (Ben Kaçtım), ‘Sonbahar’, ‘Yüreğimde Çığlık’, ‘Kahroluyorum’, ‘Beşiktaş Vapuru’ ve ‘Ah Ömrüm’ adlı parçaları önce dijital platformlardan satışa sunulacak, sonra CD olarak çıkacak.
İlk klibini ‘Derdim Kendimle’ye çekecek Sarman’ın şarkılarını dinledim ve ‘Ben Kaçtım’ı çok beğendim. Çünkü parçanın ritmi ve sözleri, metropolden bunalıp kaçmak isteyenlerin hislerine tercüman olan türden...
Duygu dolu ziyaret
Bağcılar Belediyesi, Engelliler Haftası dolayısıyla Engelliler Sarayı kursiyerlerini geçtiğimiz gün ‘Payitaht Abdülhamid’ setine ziyarete götürdü. İzmit Sekapark Film Platosu’nda ağırlanan ve unutamayacakları bir gün yaşayan kursiyerler, Abdülhamid Han karakterini canlandıran Bülent İnal’la bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. Kursiyerler, kendi yaptıkları yağlı boya tabloları İnal’a hediye etti. İnal, “Ne kadar yeteneklisiniz. Beni çok duygulandırdınız. Hepinize kendim ve ekibim adına çok teşekkür ederim” dedi.
Marmaris Büfe 1964
Marmaris Büfe 1964 yılında Taksim Cumhuriyet Caddesi’nde sektöre adımını attı ve ününü yurt dışına da taşıdı. Şirketin yönetim kurulu başkanı Mustafa Sargın, “Taklitlerimizden yana dertliyiz. Markamızın ayırt edilmesi amacıyla ‘Marmaris Büfe-1964’ adıyla hizmetimizi sürdürüyoruz” dedi. Sargın sözlerine şöyle devam etti: “Kendi zincirini kuran, Türkiye’de ilk defa yerli üretim ve dağıtımı gerçekleştiren, günlük üretim yapan, yüzde 100 dana eti kullanan, helal gıda belgesine sahip ve rutin olarak kendi denetimine de önem veren bir firma. İnsan sağlığı bizim için en önemli konudur.”