Bergüzar Korel, ailece gittikleri plajda çocuklarının izinsiz fotoğraf ve video’larını çekip sosyal medyada paylaşanlara isyan etti:
“Gittiğimiz plajda, basındaki arkadaşlar hassasiyetimizi bilip çocuğumuzu çekmemiş ve yayınlamamışken, halktan birçok insanın Han ve Ali’nin bir sürü video’sunu programlara servis ettiklerini öğrendik.
İşleri bu olmasına rağmen, çocuğumuzun fotoğrafını, video’larını yayınlamayan bu sağduyulu arkadaşlarımızın tam tersine hangi hisle acaba bizim çocuklarımızın video’ları çekilip yayınlanıyor bu sayfalara, inanın anlamıyorum. Nasıl bir tatmin duygusudur bu? Fark edip uyarıda bulunduğumda ise ne yanlış anlamışlığım kalıyor, ne ben kimim ki ne sanıyorum kendimi ne de naletliğim. Bu ciddi bir mesele. Hiçbir çocuğa izinsiz dokunmayın. Fotoğrafını, video’sunu çekmeyin. Buna hakkınız olmadığını bilin artık.”
Oyuncu yerden göğe kadar haklı, ama ‘halk gazeteciliği’nin yarattığı sorunlardan biri bu. ‘Haberci’ olmadıkları halde daha çok takipçi ve beğeni için ‘halk gazeteciliği’ne soyunanlara göre ‘çocuk hakları’, ‘özel hayata saygı’ hikaye...
Kızdıkları ünlülere, “Sizi biz yarattık. Zirveye çıkardığımız gibi indirmesini de biliriz” diyen magazinciler gibi, “Halk olmasa Bergüzar Korel bir hiç” diye düşünenler yok mu?
Korel’in isyanında da var bunun yansıması...
Han ve Ali’yi sırf Bergüzar Korel-Halit Ergenç çiftinin çocukları diye çekip yayınlayanlar o çocukların annesi oyuncuya, “Sen kimsin? Kendini ne sanıyorsun?” diyebilecek kadar hadsizleşebiliyor. Bu kafada olanlara, “Kişi ünlü de olsa izin almadan fotoğraf ve videosunu çekemezsin, hele çocuklarını asla!” desen ne fayda? O yüzden Bergüzer Korel isyan etmekte haklı, ama çabası boşuna...
BUBİ TUZAĞI GİBİ DEKOR
Tvnet’teki ‘İç Hatlar’ programında moderatörün yaşadığı kazayı izlediniz mi? İzlemeyenler için özetleyeyim:
Moderatör Duygu Öztürk’ün konukları Hüseyin Likoğlu, Emin Pazarcı, Doç. Dr. M. Yalçın Yılmaz ve Prof. Dr. Ahmet Akın’dı.
Gündeme dair konuların konuşulduğu programda, Emin Pazarcı, “Bu pilav daha çok su kaldırır, öyle görünüyor” dedikten sonra moderatör, “Ne dersiniz, bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var mı?” deyip sözü Doç. Dr. M. Yalçın Yılmaz’a verecekti ki, dirseklerini koyduğu bar masasının tablası koptu ve bir şargırtı ile yere düştü.
Durumu soğukkanlılıkla idare eden Öztürk, bilahare sosyal medyasından, “Bu bez masaları devirmeden bir yayın yapmayı planlıyoruz” diye yazdı.
Öztürk’ün kendini ‘masaları deviren moderatör’ ilan etmesi haksızlık. Çünkü masa devrilmedi, hatalı bir
imalat yüzünden kopan
masa söz konusu.
Pazarcı, “Bu pilav daha çok su kaldırır” dedikten sonra o masanın iki dirseğin yükünü taşıyamayıp kopma sebebi, onu stüdyo dekoru olarak yapanların hangi amaçla kullanılacağını hesaplamamasında...
Saatlerce sürecek yayında moderatörün doğal olarak dirseklerini koyup destek alacağı yuvarlak tablayı masaya tek ayağına silikon ya da tutkalla tutturursan bubi tuzağı gibi bir dekor olur bu.
İKLİM AKTİVİSTİ GRETA AŞI OLDU, ÇAĞRI YAPTI
Twitter’da 5 milyondan fazla takipçisi olan dünyanın en genç ve en ünlü iklim aktivisti Greta Thunberg, ilk doz Kovid-19 aşısını olduktan sonra çektirdiği fotoğraf eşliğinde üç tweet attı.
Bunlardan ilki dünyanın aşı olan bölgesinde yaşadığı için minnettar olduğunu ve kendini ayrıcalıklı hissettiğini dile getiren tweet’ti. New York Times’ın haberini kaynak gösterdiği ikinci tweet’inde düşük gelirli ülkelerde yaşayanların aşıdan yararlanamadığını vurgulayan genç aktivistin son tweet’inde herkesi ilgilendiren bir mesaj vardı.
İşte o tweet’in Türkçesi:
“Herkes güvende olana kadar kimse güvende değildir. Size aşı teklif edildiğinde tereddüt etmeyin. Hayat kurtarır.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Bir insana en doğru yolu gösteren şey kendi vicdanıdır.”
(Jane Austen)