‘Behzat Ç.’yi bu yüzden sevdiler

Bir adam düşünün... Zengin, yakışıklı, karizmatik, güçlü...
“İyi” adına ne ararsan var yani!
Kadınlar bayılıyor ama küçük bir kusuru var.
Adam aynı zamanda “maço”...
Yani sevdiği kadına tokat mesafesinde...

“Seymen Ağa”dan “Behzat Ç”ye böyle birçok “karakter” gördük ekranlarda...
Adamlarda, yukarıda saydığım bu büyüleyici özellikler var ama bilekleri de kuvvetli hani... Kodum mu oturturum cinsinden...
“Beyazcam”da göründüklerinde, etkilenmeyen kadın bulmak zor olmakla birlikte gerçek hayata geçtiğimizde işler değişiyor haliyle.
Gerçekle imge arasında köprü kurmamız imkânsızdır. Neden mi?
Bir ayı gördüğünde çığlık çığlığa kaçmayacak kaç kadın var yeryüzünde?
Ama söz konusu “oyuncak ayı” olunca durum birden değişir nedense...
Sanki dünyanın en şeker varlığıymış gibi basarlar o oyuncak ayıları bağırlarına...
Kadınların, “beyazcam”daki “maço”larla, gerçek hayattaki “maçolar”la arasındaki mesafe de böyle bir şey.
Bir erkeğin, bir kadın üstünde güç kullanması televizyon programlarından, üniversitelerde yazılan tezlere kadar pek çok alanda konu olmuştur.
Çoğunda da, kullanılan bu güç kınanır, nedenselliği araştırılır.
Erkeğin gerek sosyal, gerek fiziki konumunu kullanarak uyguladığı bu gücün, güç olmadığı yönünde biz de çeşitli söylemler duyarız, hak veririz.
Gelin görün ki, bu erkek modeli televizyonda karşımıza çıktığında aksi yönde bir etki yaratır. Âşık olunası bir adam olup çıkar.
“Seymen Ağa”nın, “Behzat Ç.”nin ya da arada gelip geçen diğer bütün benzer karakterlerin, sevdikleri kadına el kaldırması ve maçoluğun dibine vurması milyonları ekrana kilitlerken, hayran üstüne hayran çoğaltırken, gerçek hayatta karşılaşılan bir “Seymen Ağa” için neden aynı tepki verilmez acaba?
Çünkü tıpkı oyuncak olanlarda olduğu gibi ayıları, pardon maçoları uzaktan sevmek aşkların en güzelidir de ondan. Yeter ki “beyazcam”ın ardında yaşasın...

Tarihe ışık tutan kareler
Gazeteciliğe Yeni Asır’da foto muhabiri olarak başlayan ardından, İtalya’da Roma muhabirliği yapan ve hazırladığı “Şok” programıyla insanları şoke eden, şimdilerde ise Show TV’de haber spikerliği yapan Korcan Karar, ilginç bir sergiye hazırladı.
Gazetecilik yaptığı dönemde çektiği 5 bin civarındaki diza-pozitifi tarayıp içlerinden 100’ünü Beşiktaş, Barbaros Bulvarı’ndaki İstanbul Modern Sanat Galerisi’nde sergilemeye başladı.
Tarihe tanık 100 fotoğrafın sergilendiği Korcan Karar Sergisi; aynı zamanda alanlarındaki önemli iki ismi, 50’nci yaşlarında bir araya getirdi.
Sponsorluğunu İpragaz’ın üstlendiği serginin danışmanlığını Prof. Dr. İlber Ortaylı üstlendi.

İşte Türkiye’nin Eurovision serüveni
1993 yılından bu yana medya dünyasına radyo - TV programcısı ve müzik yazarı olarak hizmet eden Michael Kuyucu, yine nefis bir çalışmaya imza attı.
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Basın Ekonomisini ve İşletmeciliği dalında doktora eğitimini sürdüren, Kuyucu, “Türkiye’nin Eurovision Serüveni” adlı bir kitap yazdı.
Radyoculuğun efsane programlarından biri olan “Michael Show”u Radyo Klass’ta yapmaya devam eden Kuyucu’nun 550 sayfalık kitabını okumaya başladım, ama henüz tamam- layamadım.
Okuduğum kadarıyla Michael Kuyucu, her zaman olduğu gibi yine akademik bir çalışma hazırladı.
Türkiye’nin 1975 yılında başlayıp günümüze kadar süren Eurovision serüveni yok kitapta...
“Türkiye’nin Eurovision Serüveni” adlı kitapta aynı zamanda Türk Pop Müziği’nin gizli tarihi de var...
Eurovision’la müzikle ilgilenen herkesin başucu kitabı olacak bir çalışma bu...
Tebrikler Michael Kuyucu...

“Sihirli Annem” döndü, sırada “Bez Bebek” var
Yayınlandığı dönemde çocukları ekran karşısına çivileyen dizilerden biri olan “Sihirli Annem” yıllar sonra döndü...
Süreç Film’in çektiği dizinin ilk bölümü, hem “AB” hem de “Tüm Seyirciler” grubunda üçüncü oldu...
Yeni dizi tutturmanın her geçen gün daha zorlaştığı bir dönemde takdir edilecek bir başarı bu... “Sihirli Annem”in reytingi aynı şekilde devam eder mi, etmez mi şimdiden kestirmek zor.
Ancak dizinin reytinglerinin böyle devam etmesi halinde olacakları tahmin etmek zor olmasa gerek. Aynı yaş grubuna hitap edecek yeni diziler peş peşe gelecek. Örneğin “Sihirli Annem”in reytingini vuran “Bez Bebek” adlı bir dizi vardı.
FOX, “Bez Bebek”i yeniden çekmeye başlayıp “Sihirli Annem”in karşısına koyarsa, hiç kimse şaşırmasın...

“Lale Devri” ödülü hak etti
“2. Antalya Televizyon Ödülleri”nin jürisi, Show TV, “Reytingi düşük” diye kaldırınca yapımcısının FOX’a transfer ettiği “Lale Devri”ne “Özel Ödül” verdi. Jürinin Antalya’da verdiği diğer “Özel ödüller” bana biraz “mavi boncuk” dağıtmak gibi geldi.
Ancak “Lale Devri”nin bu ödülü gerçekten hak ettiği kanaatindeyim...
Çünkü FOX, Show TV’nin öldürdüğü bir diziye inandı, arkasında durdu ve onu yeniden hayata döndürdü...
“Lale Devri”, Show TV’de solmak üzere olan bir çiçek gibiydi...
Saksısı, toprağı ve yeri değiştirilince yeniden yeşeren bir çiçek gibi “Lale Devri” FOX’un gurur duyduğu yapımlardan biri haline geldi.
O nedenle de, aralarında televizyon yöneticileri ve televizyon eleştirmenlerinin bulunduğu jürinin “Lale Devri”ne “Özel Ödül” vermesi, televizyon yöneticilerine verilmiş bir ders gibi oldu...