BAKAN, KIZ KULESİ İÇİN ALTI AY ÖNCE NE DEDİ?

“Restorasyon nedir?”, “Korozyon denince aklına ne gelir?”, “Ağa Han Ödülleri kimlere verilir?” diye sorsan tek kelime edemeyecek insanlar, günlerdir sosyal medyada Kız Kulesi’ni tartışıyor:

“Restorasyon yaparken kapladıkları örtünün içinden arkadan geçen gemi görünüyor. Kız Kulesi’nin yerinde yeller esiyor.”

Kız Kulesi’nde yapılanlar hakkında bilgileri yok, ama fikirleri var.

Oysa Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, altı ay önce katıldığı canlı yayında tane tane anlattı Kız Kulesi’nde yapılanları.

Canlı izlediğim o yayının video’sunu buldum ve Ersoy’un söylediklerini not ettim. İşte Bakan Ersoy’un, 9 Mart 2022 tarihli ‘Çalar Saat’te İsmail Küçükkaya’ya Kız Kulesi’ne dair anlattıkları:

“Kız Kulesi’nde eylül ayında bir restorasyon çalışmasına başladık, hedefimiz nisan ayında açmaktı. Burada çok detaylı bir çalışma yapıyoruz. 1998 yılında burası restore edilmişti, ama maalesef o restorasyon biraz göstermelik yapılmış. Eskiden çimento restorasyon malzemesi olarak kabul ediliyordu, artık çimento restorasyonda yasaklı malzeme. Biz buradaki çimento sıvaları raspaladıktan sonra gördük ki maalesef bazı kirişlerle kolonlar birbirine bağlanmamış. Üstü örtülüp, geçilmiş. Deniz kumu kullanılmış, korozyona uğramış. Aslında yapı statik olarak da çok sağlıklı değil. Prof. Dr. Zeynep Ahunbay Hoca’yla Ağa Han Ödüllü Han Tümertekin’le çalışıyoruz. Bu keşiften sonra hocalarımızın isteği üzerine İstanbul Teknik Üniversitesi’nden ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden rapor hazırlattırdık. Bu rapor üzerine yeni bir proje geliştirdik restorasyonla ilgili. Ne yapılacak?

Mesela külah var ya üzerinde, beton bir külah o aslında. O yapı sökülecek, projeye göre betondan arındırılacak. Etrafında taşıyıcı bir demir konmuş, o demir kalkacak. Orijinalinde yok bunlar. Bina üzerindeki beton yükler kalkacak. Proje hazırlandı, Anıtlar Kurulu’na gönderilecek. Onların da onayı alındıktan sonra tekrar restorasyon devam edecek. 80 yıl önce ilave edilen betonlar statiğin izin verdiği ölçüde binadan arındırılacak, özgün malzemeyle tekrar yapılacak.”

CAN YAMAN’A İTALYA’DAN ÖDÜL

Can Yaman, bir süredir oyunculuk kariyerini bizden uzaklarda İtalya’da sürdürüyor, ama oyuncunun fanatikleri sağ olsun, hakkında ne çıkarsa anında haberdar ediyorlar beni sosyal medyada.

O yüzden 75. Venedik Film Festivali’ne, 30 Eylül’de İtalya’da başlayacak yeni dizisi ‘Viola Come Il Mare’deki rol arkadaşı ve sevgilisi Francesca Chillemi’yle katılan Yaman’ın attığı her adımdan anında haberdar oldum.

Önce Brendan Fraser’ın başrol oynadığı ‘The Whale’ filminin prömiyerine katılan Can Yaman, ardından festival kapsamında düzenlenen, İtalyan filmlerine yönelik ‘Filming Italy Best Movie Achievement Award’ törenindeydi. Can Yaman’a burada, ‘En İyi Uluslararası Aktör Ödülü’ verildi.

Boşuna demiyorlar, “Coğrafya kaderdir” diye... Can Yaman, yurt dışına açılmayıp, oyunculuğunu Türkiye’de yapmaya devam etseydi 75. Venedik Film Festivali’nin yıldızı ve böyle bir ödülün sahibi olabilir miydi?

HELAL DİVA VE ORKESTRASINA

Yıllardır ısrarla yazıyorum, şov dünyasında ilelebet dostluk ve küslük olmaz, çünkü karşılıklı çıkar üstüne kuruludur dengeler.

İşte bu tezimi doğrulayan yeni bir olay. Bülent Ersoy ve geçtiğimiz yıl Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde cezaevine giren orkestrası arasındaki buzlar eridi. Taraflar barış yemeğinde bir araya geldi. Orkestranın şefi Onur Özelçağlayan, “Üzücü olaylar yaşandı, ama hepsi geride kaldı. Bundan sonra yeni repertuvarımızla şahlanarak devam edeceğiz” dedi.

Ne güzel!

Kavga ve küslük ne Diva’ya yakışıyordu ne de usta müzisyenlere...

Yaşasın barış, yaşasın müzik…

GÜNÜN SÖZÜ

“Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme.” (Jane Austen)