Sağlık Bakanlığı, insanları koronavirüs aşısına teşvik için ünlülerle bir kampanya başlattı. Ezgi Mola, Şener Şen, Dr. Mehmet Öz, Haluk Bilginer ve Cem Yılmaz’ın ardından Candan Erçetin kampanyaya dahil oldu.
Birçok ülke yurttaşlarını aşıya teşvik, hatta mecbur etmek için bir dizi ödül ve cezayı gündemine alırken Türkiye, “Aşı mobbingi suçtur” diye kampanya yapan aşı karşıtlarına rağmen hedeflediği noktaya ulaşır mı?
Umudum o yönde.
Peki ne diyor ünlüler aşı kampanyası video’larında?
Ezgi Mola: Bu kadarı ancak filmlerde olur dediğimiz pek çok şey yaşadık. Aşımızı olalım, hayatımıza kaldığımız yerden sağlıkla devam edelim.
Şener Şen: Sinemalarda, konserlerde, tiyatrolarda yeniden buluşmamız için ve normal hayatımıza dönmemiz için siz de mutlaka aşınızı yaptırın.
Haluk Bilginer: Aşıyla pandemi son bulacak, perdelerimiz yine açılacak. Bugün alkışlar bize değil, hepimizin sağlığını koruyarak aşı olanlara.
Cem Yılmaz: Söyleyeceklerim size komik gelmeyebilir, ama yüzümüzü güldürecek. Koronavirüsün şakası yok, ama çaresi var. Sağlıklı günlerimize dönebilmek için lütfen aşılarımızı olalım.
Candan Erçetin: Müziğin kaldığı yerden devam etmesi ve çocuklarımızın yüz yüze eğitime kavuşması bir an önce aşı olmamıza bağlı. Dikkat ettiyseniz muhalif duruşlarıyla bilinen her ünlü işini öne çıkararak verdi mesajını. Bu sanatçıları acımasızca eleştirenlerin, insan ve toplum sağlığının siyaset üstü bir mesele olduğunu unutması ne kadar acı!
‘Aşk-ı Memnu’da Beren Saat’in canlandırdığı Bihter, ölüm yıl dönümünde #bihterziyagil etiketiyle Twitter’da Trend Topic (TT) oldu.
‘Kurtlar Vadisi’nde Oktay Kaynarca’nın oynadığı Süleyman Çakır, 2004’te öldürülünce gazetelere taziye ilanı verenler ve gıyabında cenaze namazı kılanlarla dalga geçen Türkiye’den, intiharından 11 yıl sonra Bihter için “Unutursak kalbimiz kurusun” diye ağıt yakanların Türkiye’sine...
Gerçek kahramanlarını iki günde unutan toplumun dizi karakterlerini üzerinden yıllar geçmesine rağmen unutmayıp, yaşatma çabası toplum bilimcilerin tartışması ve açıklığa kavuşturması gereken bir konu.
Peki, medya ve toplumun Çakır’ı unutmayanları ‘lümpen’, Bihter’in ardından ağıt yakanları ‘entel’ saymasına ne demeli? Sonuçta ikisi de dizi karakteri.
BERK CANKAT’IN SENARYO İSYANI
Oyuncu Berk Cankat, kendisine gelen bir senaryoyu okuduktan sonra teklifi yapana yanıtını sosyal medya üzerinden verdi, ama öyle böyle değil:
“Yazmayın kardeşim. Böyle yazacaksanız yazmayın! Hatta siz toplumun içine de karışmayın çünkü bu düşünce yapısıyla çok tehlikelisiniz. Yaşadığınız dünyadan mı bi habersiniz? Yoksa yaşadığınız topraklarda geçenlerin hiçbirini umursamayacak kadar omurgasız mısınız?
Senaryo diye yolladığınız bu çöp parçalarından kazanacağınız her kuruş haram zıkkım olsun.
2021’in ilk yarısı olmadan 182 kadın katledilmiş ve siz hâlâ ‘senaristim’ diye pişkin pişkin dolaşıyorsunuz.
‘Ama abee bunlar satıyor, bunlar izleniyoo, izleyici bunu istiyo!’ değil mi? Siz de haklısınız. Kimilerine göre para ve başarı için her yol mübah. Ben yokum kardeşim. Yazdığınız çöpten daha 50’nci sayfası dolmadan kadına şiddet, aile içi taciz, hayvan katletme, kuma getirme ve daha nice çirkinliği normalleştirerek o yarım yamalak kullandığınız ana dilinizle çok güzel anlatmışsınız. Bravo.”
Cankat, dizilerin topluma etkileri üstüne çalışma yapan bir akademisyen değil; grafiker ve oyuncu. O nedenle yazdıkları kişisel görüşünden ibaret. Ancak Cankat’ın, çok önemsediği toplumun güvenliğini ‘çok tehlikeli’ saydığı o senaristin de kim olduğunu da açıklaması gerekmez mi?
Aksi halde ‘gölge boksu’ ve ‘klavye kahramanlığı’dır bu.
GÜNÜN SÖZÜ
“Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.” (Mevlana)