Turizmin başkenti Antalya, turistlerin kişi başına bıraktığı dövizi artırmaya kararlı.
Antalya, 214 mavi bayraklı plajlarını, gecelik 700 bin olan yatak kapasitesini artırarak cirosunu katlayabilir, ama bu yolla kişi başı döviz harcamasını yükseltemez.
Bunu yapmanın yollarından biri yeme, içme...
Antalya Büyükşehir Belediyesi de bu amaçla 23-25 Eylül tarihlerinde Food Fest’in ilkini yapmaya karar verdi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Uluslararası Food Fest Antalya ile Antalya’nın saklı kalmış lezzetlerini, yerel ürünlerini dünyaya tanıtmak istediklerini söyledi.
İş için en çok gittiğim şehir Antalya’da 40 yılda tadı damağımda, ismi aklımda kalan yer sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şefler ve gurmeleri ağırlayacak gastronomi festivali umarım, Antalya’nın saklı kalmış lezzetlerini vitrine çıkarır, mutfağı iyi, ama tanınmayan restoran ve kafelerin yıldızını parlatır. Yıllardır turistlerin gözde tatil merkezi olan Antalya, sebze ve meyvenin de başkenti aslında. Ülkemizdeki örtü altı tarımın yarısı burada. Uluslararası Food Fest Antalya için Antalya Büyükşehir Belediyesi’yle el ele veren şehrin sivil toplum örgütlerini yönetenlerde, başkan Muhittin Böcek ve ekibinde bu istek olduğu sürece Antalya, kısa sürede gastronomide yeni destinasyon olabilir.
HAYAT TEOMAN’I KAÇ YILDA YORDU?
Kısa bir süre önce Teoman, magazincilerin “Yeniden oyunculuk düşünüyor musunuz?” sorusuna ne yanıt verdi?
“Çalışmaya üşeniyorum. Her şeye üşenir oldum. Herhalde yaşlılıkla ilgili... Bu dönemde sadece konser veriyorum, sadece o zevkli geliyor.”
Bu açıklama üstüne sosyal medyada çokça yorum yapılınca, şarkıcı hakkında çarpıcı bir gerçek su yüzüne çıktı.
Ne mi o?
Üniversiteyi bitirip, iş hayatına atılmayı planladığı dönemde Teoman’ın reklam ajanslarına yolladığı CV’si ortaya çıktı.
O günkü Teoman’la bugünkü arasındaki fark inanılır gibi değil.
2022’de çalışmaya üşendiğini söyleyen şarkıcının 1990’lı yılların ilk yarısında reklam ajanslarına yolladığı CV’sinde yazdıklarına bakar mısınız?
“Teoman Yakupoğlu (Fatih’in fedaisi)
1967 yılında İstanbul’da doğdu. Karakterini şövalyelik değerleri üzerine oturttu. Kendini Boğaziçi Sosyoloji’de sabitledi. Hayatını şarkıcılıktan kazanıyor. Gay-şarkıcı modasından sonra, sosyolog-şarkıcı modasının çıkacağına inancı tam. Bu sayede yırtma hayalleri kuruyor. Zorda kalınca gitar ve armonika da çalıyor. Televizyona bile çıktı.
Amerika’da yaptığı röportaj ve araştırmalardan hazırladığı ‘Sado Mazoşizm’ konulu çalışma, en çok yalvaran dergide yer alacak.
Bir reklam şirketinde, adına staj demeye utandığı bir süre geçirdi. İşi sevdi, yapacağına da inanıyor.
Üç dakikalık şarkıların her birinin kendisine okuldan çok şey verdiğini söylüyor.
Soap operalardan Twin Peaks’i seviyor. Laura Palmer için ise ‘Ölecek kız değildi’ diyor.
Biseksüel, katil, kadın yazarlardan Catherine Tramell’i seven, iyilerin dostu, fenaların düşmanı kahramanımızın tüm reklam şirketlerine ortak mesajı var:
Beni şimdi almazsanız, sonra çok yanarsınız.
Eylemlerim sürecektir.”
Teoman, ‘öğrenimle ilgili bilgilerden etkilenmeyi huy haline getirenler için’ vurgusuyla okuduğu okulları da eklediği CV’yi şirketlere yolladığında üniversiteden yeni mezun olmuş bir işsizdi.
Bu eğlenceli CV, Teoman’a reklamcılık dünyasının kapılarını açmadı, ama müzik yeteneği onu tanınan bir şarkıcı yaptı.
1997’de çıkardığı albümle yıldızı parlayan Teoman, 25 yılda her şeye üşenir hale geldi ki şarkıcının yaşı daha 55.
GÜNÜN SÖZÜ
“Mutluluk ellerinizdeyken hep küçüktür, ama bir bırakın, ne kadar büyük ve değerli olduğunu anında anlarsınız.” (Maksim Gorki)