Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın, kendisini oyuncu Julia Gayet ile aldattığını öğrenince ayrıldığı eski sevgilisi Valerie Trierweiler’ın yazdığı intikam kitabı iki açıdan çok önemli.
Fransa, demokrasi ve özgürlükler konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri.
Buna rağmen eski first lady, Fransa Cumhurbaşkanı’nın başını ağrıtacak kitabı Fransa’da bastıramadı.
Trierweiler, “Merci pour ce moment” (Bu an için teşekkürler) adlı kitabını Almanya’da bastırdı.
Hollande ile 9 yıl beraber olan eski first lady, satışa sunulmadan önce kitaptan bazı bölümleri çalıştığı Paris Match’a verdi.
Orada yazılanlar da gösteriyor ki ister first lady, ister emekçi her kadının aldatmaya, ihanete karşı tepkisi aynı.
Örnek aldıkları kadınlar değişse de reaksiyonları aynı. İşte Trierweiler’in kaleminden bunun kanıtı:
“Ben salondayken Segolene Royal ile François’nın birlikte sahneye çıkmaları karşısında kelimenin tam anlamıyla bir histeriye kapıldım. Kontrol edilemez bir kıskançlık. Benim için fiziki olarak onları sahnede el ele görmek kabul edilemez bir şeydi... Mandela’nın cenaze töreninde Obama ile Danimarka Başbakanı’nın selfie çektirdiği sırada Michele Obama’nın yüzünü gördüm. Benzi solmuştu. Kendi kendime, ben tek kıskanç kadın değilim diyerek sevindim. Evet kıskanç... Ben kıskancım, bütün sevdiğim adamları kıskandım.”
‘BENİM ADIM GÜLTEPE’NİN İLK REYTİNGİ VE HATALARI
Yeni yayın döneminin en merak ettiğim işlerinden biri “Benim Adım Gültepe”ydi. D Yapım’ın İzmir’de çektiği dizinin ilk bölümünü izledim. Dizinin senaryosunu, merak unsuru uyandıran kurgusunu ve cast’ını beğendim.
“Benim Adım Gültepe”de “Dursun Dede”nin kızlarından “Meziyet”i oynayan Selen Öztürk süperdi mesela...
Star TV’nin “Güzel Köylü”sünün 5.6 ve ATV’nin “Kara Para Aşk”ının 3.3 reyting aldığı akşam Kanal D’nin büyük umut bağladığı “Benim Adım Gültepe”nin 3.1 reytingle hem “Total” hem “AB”de 4. olması bazı şeylerin rayında gitmediğinin işareti.
Zeynep Günay Tan gibi deneyimli bir yönetmenin ilk bölümde yaptıkları beni şaşırttı.
“Gülümser” (Ayça Bingöl) oğluyla hapisteki eşini ziyarete gidecek. Durakta minibüs beklerken gökyüzünün kapıları açıldı, Gültepe’yi sular seller aldı.
Minibüse binerken sırılsıklam olmuş şemsiyesini katlayan “Gülümser” cezaevinde indiğinde sadece hava düzelmedi, şemsiyesi de gitti!
Okulun önünde öğrenci “Seyfi”yle “Fuat Hoca” sohbet ederken her tarafta yağmurun izi vardı, birkaç yüz metre ötedeki “Dursun”un evine geldiklerinde yerde damla yoktu. Bir delikanlının, soba deliğinden âşık olduğu kızın odada şarkı söylemesini dikizleme sahnesi vardı ki evlere şenlik.
Nerede var öyle soba borusu deliği?
Belli ki yönetmen ve sanat ekibi hayatlarında hiç sobalı evde yaşamadı.
Biraz özen lütfen...
DOĞA’YI DA ALAN ÇIKTI!
Doğa Rutkay’la Kerimcan Kamal çarşamba akşamı kır düğünüyle evlendi.
Düğüne dair birçok haber çıktı, çıkmaya da devam edecek gibi.
Düğünden bir gece öncesine Doğa Rutkay’ın damat adayını seyircileriyle tanıştırdığı geceye götüreceğim sizi şimdi...
Salı akşamı BKM’de Rutkay’ın da kadrosunda yer aldığı “Güldür Güldür” oyunu ve televizyon çekimleri vardı.
Rutkay, farklı bir kimlikle kuaföre fal baktırıyordu.
Ali Sunal araya girdi ve kuaföre Doğa’nın üstlendiği tipin değil, gerçek Doğa Rutkay’ın saç falına bakmasını istedi. Rutkay’ın saçlarıyla oynayıp falına bakan kuaför, “24 saat içinde bir gazeteciyle evleneceksin. Adı da Kerimcan di mi?” diye sorunca Ali Sunal araya girdi ve “Doğa’yı da alan biri çıktı” dedi. Yaptığı espriyle seyircileri güldüren Sunal, ardından da, “Burada mı kendisi? Onu da sahneye alalım” deyince Kamal, alkışlar eşliğinde sahneye çıktı.
GÜNÜN SÖZÜ
“Ne yaparsan yap, pişman öleceksin. Belki yaptıklarından, belki de yapmadıklarından.” (Dostoyevski)