“Performans sanatları okurken ayrılmak zorunda kaldım. Çünkü çalışmak zorundaydım. Annem hastaydı, ona bakmalıydım. Bir sürü iş yaptım ama tiyatrodan hiç kopmadım. Berghof Stüdyo’da ustam Charlie Love ile tanıştım. Charlie’den sonra okuma alışkanlığım başladı. Tiyatro ve yaptığım tüm tuhaf işler uzun süre devam etti. Günde 11 saat kuryelik yapıyordum, bisikletle... Sonra Actors Gallery’de bir oyun seçmelerine gittim. Orada çalışmaya başladım. Annemi kaybetmiştim, evim yoktu. Yalnız ve evsiz bir genç. Oynadığım sahnede geceleri uyurdum. Gidecek bir yerim yoktu.”
Times’taki makale
Barbaros Tapan’ın Hürriyet Kelebek’teki söyleşisinde oyuncunun yaptığı başka ilginç açıklamalar da var:
“Bu ülkede İtalyan-Amerikalılar’ın tarihi oldukça ilginç. Geçenlerde Times dergisinde bir makale okudum, İtalyan Amerikalılar’la ilgili. Amerika’ya ilk geldiklerinde gördükleri muameleden başlayan bir hikaye.
Bazen bir şeylerin konuşulması birkaç jenerasyon sürebiliyor. İtalyanlar’ın Amerika’daki gelişimi de zaman aldı. Biz gençken İtalyanlar’da var olan ortak his, soyadını değiştirme fikriydi. Soyadımız sesli harfle bitsin istemezdik. O zamanki kafa yapısı böyleydi. Zamanla fikirler ve insanlar nasıl değişiyor.
Benim zamanımda ‘Soyadın sesli harfle bitiyorsa, aktörlük yapamazsın’ gibi bir düşünce vardı. Klişeler delilik boyutundaydı. 70’li yıllardan sonra
kırıldı bu.”
NETFLIX’E FİLM, AMAZON’A DİZİ
Dünya sinemasının iki büyük aktörü Al Pacino ile Robert De Niro’yu buluşturan ‘The Irishman’, 27 Kasım’da Netflix’te yayınlanacak. Al Pacino ve Robert De Niro, yıllarca birbirlerine rakip gösterilen iki Hollywood aktörü... 20’li yaşlarda başlayan tanışıklıkları, ilerleyen yıllarda genç dönemlerinde rekabeti, ilerleyen yaşlarda ise dostluğu getirdi.
Al Pacino, Barbaros Tapan’a verdiği söyleşide “The Irishman için Bob’a (Robert De Niro) teşekkür etmeliyim. Çünkü ‘Jimmy Hoffa’ rolünü benim oynamam onun fikriydi” dedi. Meslek hayatı boyunca Hollywood stüdyoları için film çeken Al Pacino, Netflix’e filmden sonra dijital platformun yeni ve iddialı oyuncusu Amazon için dizi çektiğini açıkladı.
Al Pacino, “Motivasyon kaynağım” dediği dijital platform Amazon’un, 10 bölümlük ‘The Hunt’ setinde yaşadıklarını şöyle anlattı: “Alışkın olmadığım bir deneyim yaşadım. Alışmam biraz vakit aldı. Bazı bölümleri farklı yönetmenler çekti. Yeni yönetmen, yeni ekip... Sinemada alışkın değilim böyle yönetmen değişikliğine.”
63 YIL SÜREN KİŞİLİK TESTİ NASIL BİTTİ?
Al Pacino’nun kendisi gibi İtalyan asıllıların Amerika serüvenine ilişkin, “Zamanla fikirler, insanlar değişiyor” sözü kişisel bir tespit mi, yoksa bilimsel bir gerçek mi?
İngiliz Psikoloji Derneği, 63 yılda tamamlanan karakter analizi anketinin sonuçlarını ‘Psikoloji ve Yaşlanma’ adlı dergide yayınladı. Bilim insanları 1950 yılında İskoçya’da dünyanın en uzun soluklu kişilik testini başlattı. Çalışma 63 yılda tamamlandı. Test başladığında 14 yaşında olan denekler, test bittiğinde 77 yaşındaydı ve bin 208 kişiden 635’i hayattaydı. Deneklerden 174’ü aynı teste yeniden katılmayı kabul etti. 63 yıl sonra aynı soruları yanıtlayan deneklerin tamamen farklı karakterlere büründükleri ortaya çıktı.
Araştırmaya göre; yaşla birlikte fiziksel görünümlerine paralel olarak hücreleri de değişen İskoçların, karakterleri değişiyor. Dünyanın diğer toplumlarında durum nasıl? Bazen, çok iyi tanıdığımızı sandıklarımızın bizi yanıltmasının sebebi, İskoçya’da 63 yılda tamamlanan bu çalışmada mı saklı acaba?
GÜNÜN SÖZÜ
“Yeminine bakıp insana inanılmaz, insana bakıp yeminine inanılır.” (Aiskhylos)