Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, hafta içinde bir grup gazeteciye 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda açılan Atatürk Kültür Merkezi’ni ve Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ni tanıtıp, akşam yemeği verdi. Merak ettiklerimi sorduğum Ersoy’un AKM’ye dair verdiği bilgilerin özeti şu: Yeni AKM, eskisinden üç kat büyük.
2.5 yılda tamamlanan ve 96 bin metrekare kapalı alanı olan AKM 2 milyar TL’ye mal oldu. Yeni AKM, içinde tiyatro, opera ve konserler için çok amaçlı üç salon, sinema, sanat galerisi, 27 bin kitabın olduğu kütüphanesi, çocuk sanat merkezi, müzik kayıt stüdyosu ve tasarım dükkanı olan akıllı bir bina.
Üç önemli görev
Ersoy sohbetimiz sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı döneminde kendisinden istediği üç şey olduğunu söyledi.
“Nelerdi onlar?” diye sorduğumda Ersoy’un verdiği yanıt şu oldu: “Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Binası ile İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nin yeniden yapılmasıyla Rami Kışlası’nın Kütüphaneye dönüştürülmesi... CSO ve AKM’yi bitirip sanatseverlerin hizmetine sunduk, kısmetse çok yakında Rami Kışlası’nı da İstanbul’un en büyük kütüphanesi olarak açacağız.”
Üç yıllık proje
Bakan Ersoy, AKM’nin açılmasından sonra başlayan Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ni, ilkbahar ve sonbahar olmak üzere tarihlerini kesinleştirerek her yıl iki kez yapacaklarını açıkladı.
AKM Galataport arasındaki dört kilometrelik yol üzerindeki 64 ayrı noktada 250 etkinlikte bin 412 sanatçıya ait eserlere sanatseverlerin büyük ilgi gösterdiğini söyledi. Kültür yolu üzerinde üç yıldır çalıştıklarını vurgulayan Ersoy, “Bu amaçla güzergah üzerindeki etkinlik noktalarından bakanlığımıza veya kamuya ait binaların restore ve renovasyonları yapıldı” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca restore edilen Galata Kulesi’nin Topkapı Sarayı kadar ziyaretçi almaya başladığına dikkat çeken Ersoy, el attıkları Kız Kulesi’ni de aslına uygun hale getirip cazibe merkezi yapacaklarını vurguladı.
Göbeklitepe gibi 11 yer daha tespit ettiklerini, bu sayının 20’yi bulacağını söyleyen Bakan Ersoy, “Bu yerlerdeki kazı çalışmaları bitince dünya Türkiye’yi konuşacak” dedi.
1950’LERDE UZAYA FÜZE ATAN TÜRKLERİN FİLMİ
1950’li yılların sonu... Balıkesir’in Bandırma ilçesinde hayallerinin peşinden giden birkaç liseli uzaya roket fırlatmak ister... İlk denemelerinde başarısız olurlar... İlk füzeleri 40 metre yükseğe çıktıktan sonra denize çakılan gençler, ilçe halkı, siyasetçiler ve medyanın kendileriyle alay etmesine rağmen hayallerinden vazgeçmez...
Son denemelerinde füzeleri 15 kilometre yol alır ve başlığıyla Fener Adası’na paraşütle iniş yapar.
O yıllarda bunu başaran gençler, çalışmalarının devamını niye getirmedi?
Türkiye’de ilk silah fabrikasını açan Nuri Killigil, ilk yerli uçağı üreten Nuri Demirağ ve ilk yerli otomobil gibi, ilk füzeyi yapan gençlerin önü kesildi de ondan.
‘Ayla’ ve ‘Müslüm’ gibi rekor kıran filmlerin yapımcısı Mustafa Uslu, bu kez de tarihin tozlu raflarında kalan Bandırmalı gençlerin füze maceralarını beyazperdeye taşıyacak. ‘Bandırma Füze Kulübü’nün senaryosunu okudum, oradan biliyorum, bu film çok iyi anlatacak o yıllarda hangi güçlerin gençlerin önünü kestiğini.
Mert Dikmen, Mustafa Uslu ve Ayberk Olgay’ın gerçek olaylardan esinlenerek kurmaca bir senaryosu yazdıkları filmi Ömer Faruk Sorak yönetecek. Alina Boz, Deniz Can Aktaş, Erkan Kolçak Köstendil, Atay Yıldız, Aslı Bekiroğlu, Görkem Sevindik, Öykü Gürman, Tolga Canbeyli, Altan Erkekli ve Alican Yücesoy’un başrollerini paylaştıkları film, Bandırma ve Mudanya’nın yanı sıra Beykoz Kundura’da oluşturulacak 1950’lerin Bandırma’sında çekilecek.
GÜNÜN SÖZÜ
“Cehalet ne güzel şey, her şeyi biliyorsun.”
(Albert Einstein)