İstanbul Emniyeti’nin Adnan Oktar Örgütü’ne yaptığı operasyonda 105’i kadın 186 şüpheli gözaltında, 49 kişi aranıyor. AOÖ’ne yönelik her biri birkaç yıl hapsi gerektiren 40’a yakın suçlama var. O yüzden de günlerdir sorgudalar.
Harekete duyarlı 170 kamerayla izlenen, 127 monitörden 7/24 takip edilen, 200 metrekaresi imarlı, 800 metrekaresi ise kaçak villayı karargâh yapan Oktar’ın zulasından, bir kamyonet dolusu CD ve hard disk çıktı, ama hepsi de özel şifrelerle kilitli...
Savcılar iddianameyi hazırlayınca, bu örgütün neler yaptığını görecektir Türkiye... Suç işlemek amacıyla örgüt kuran Oktar, eninde sonunda ya hapse girecek ya da akıl hastanesine.
15 Temmuz’un yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ için “Ahtapotun kollarını kestik” dedi. AOÖ’ne mensup onlarca kişi sorgulanırken veya aranırken, Oktar aleyhinde yazanlara hakaret ve küfür yağdıran, suçluyu övenler var sosyal medyada.
Savcılar, onlar hakkında da soruşturma başlattığına göre, şimdi sıra bu ahtapotun kollarında…
GÜRAL’IN RALLİ KEYFİ YILDA 100 BİN EURO
Sıcaklığın gölgede 32 derece olduğu Çeşme’de, ‘NG Kütahya Seramik 28. Ege Rallisi’ için bekleyen otomobillerden, iş insanı Erkan Güral’ın Skoda’sına bindim.
NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu ve Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TUGİK) Başkanı Güral’ın yılda 100 bin euro’ya kiraladığı yarış otomobilinin camları kapalı, klima yok, konfor sıfır ve dışarıdan kat be kat sıcak... Bir dakikada daraldım içinde.
İner inmez sordum Güral’a, bu işin cazip tarafı ne?
Çocukları; Umut, Emir ve Selay’ın adlarını, yarış kıyafetine yazdıran Güral, gülerek, “Haklısın, akıllı işi değil” diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yangından koruyan içlik, özel giysiler ve kaskı takıp da bindiğiniz zaman hissedilen sıcaklık 50 dereceye kadar çıkıyor otomobilin içinde. O yüzden her yarışta iki kilo kaybım oluyor.
İnsanlar hep soruyor, ‘Bu işin neyini seviyorsun?’ diye... Gerçekten çileli ve meşakkatli bir spor. Adrenalinden çok, galiba o zorluklarla başa çıkma durumunu seviyorum.”
Ralli, hayata mola
Ralli sporuna yılda ne kadar zaman ayırdığını sorduğum iş insanı şunları söyledi:
“Sekiz sezondur yarışıyorum. Yılda yedi mücadelemiz var, her biri üç gün sürüyor. Bazen yurt dışında da oluyor. Yılda 25 gün ayırıyorum ralliye... Senelik tatillerimin bölünmüş hali gibi bakıyorum. Bu üç gün, hayata bir mola benim için... İş dünyasının getirdiği sorumluluklar ve dertlerden arındığım, yarış dışında hiçbir şeye konsantre olmadığım dönem. Sonunda stresten arınmış şekilde başlıyorum işe.”
Kupa değil, keyif
Üç gün süren ‘Ege Rallisi’nin başında bir defa gördüm eşini Erkan Güral’ın yanında... O, Çeşme’nin tozunu attırırken, eşi Yelda Hanım ve çocukları denizin tadını çıkarıyordu.
Eşinin yarışma için vedalaşırken, kendisine ne söylediğini sorduğum Güral, “Eşim, işin keyif tarafında olduğumu bildiği için bir şey demiyor, ama annem her seferinde, ‘Aman oğlum, dikkatli ol, yavaş git’ diye tembihliyor” şeklinde konuştu.
Çok üst limitlerde, birinci olmak iddiasıyla yarışmadığına dikkat çeken Güral, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bekarken cesaretim vardı, deli gibi gidebiliyordum. ‘Her bir çocuk, kilometrede sizi bir saniye yavaşlatır’ derler. Benim üç çocuğum var... Çok yavaş değilim, ancak her yarışta, ailemi ve çocuklarımı düşünüyorum. Ralliyi hobi olarak yaptığımı aklımdan çıkarmıyorum. Her mücadeleye, pazar akşamı yarışlar bittiğinde ailemle yemek yiyeceğim, pazartesi sabahı işimin başında olacağım diye katılıyorum.”
GÜNÜ SÖZÜ
Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, cehaletin bedelini hesaplayın. (Sokrates)