Yıldızı kaymak üzere olan 'yıldız'larla, şöhret olmaya dünden 'gönüllü'leri götürmüş bir adaya Acun Ilıcalı. Her tarafından 'çamur fışkıran' Nihat Doğan’la Pascal Nouma, başladılar kavgaya ve hepimiz daldık onları seyre
Televizyon sektöründe format yarışma hazırlayan, sunuculuk yapan birçok insan var, ama hiçbiri Acun Ilıcalı kadar başarılı değil.
Bir insanın her yaptığı iş tutuyorsa, 'şans'la, 'tesadüf'le izah edilemez bu. Sürdürülebilir başarı, işine duyduğun saygı, samimiyet, ekip çalışması, yaşadığı ülkenin insanını tanımak ve yaptığın işi iyi pazarlamaktan geçer.
Bunların hepsi mevcut Acun’da.
Onu, 'lümpen kültürün temsilcisi' olarak görenler, yaptığı yarışmalarla insanları kolay yoldan para kazanmaya özendirdiğini iddia edenler var.
Acun Ilıcalı’yla ortaya çıkan bir kültür mü bu?
Hayır.
Milli Piyango, at yarışı, 10 Numara ve Sayısal gibi talih oyunlarıyla devlet yıllardır yapıyor bunu.
Yani zemini Acun hazırlamadı. O, var olan bir şeyin üstünde sörf yaptı. 'Survivor' yeni bir yarışma mı?
Değil. Peki eski bir yarışmaya bu ilginin sebebi ne?
Acun Ilıcalı’nın yaptığı cast.
Ilıcalı, yıldızı kaymak üzere olan 'yıldız'larla, şöhret olmaya dünden 'gönüllü'leri götürmüş bir adaya, her tarafından 'çamur fışkıran' Nihat Doğan’la Pascal Nouma, sudan bir sebeple başladılar kavgaya ve hepimiz daldık onları seyre.
'Survivor' zaten yayınlandığı günler reyting listelerinde açık ara bir numara. Ama Acun Ilıcalı, “Benim zaten reytingim var. İhtiyacım yok basına” diye ukalalık taslayan yapımcılardan değil.
Hürriyet Kelebek’ten Cengiz Semercioğlu, HT Magazin’den Rahşan Gülşan ve Akşam’dan Barış Kocaoğlu’nu götürdü Dominik’e.
Üç gündür magazinin gündemini 'Survivor' belirliyor. Bu bile Acun Ilıcalı’nın işinde ne denli başarılı olduğunun en somut göstergesi değil mi?
Varsayalım ki, Pascal Nouma'yla Nihat Doğan’ın gazeteciler gelince kavgaya tutuşması, haftalardır adadaki ilkel hayatın ve yarışmanın yarattığı stresin dışa vurumu değil de, planlı bir oyunun parçası ya da 'reklam kokan hareketler.'
Oraya giden gazeteciler, bunu fark edecek kadar 'cin'ler.
Öyle bir şey olsa mutlaka yazarlardı. Aksini iddia eden varsa, delilini ortaya koymalı.
DOĞANIN UYANIŞINI İZLEMEK SÜPERMİŞ!
Güneş yüzünü gösterir göstermez hemen firar ettim İstanbul’dan.
Attım kendimi Kartepe’ye, doğanın kucağına.
Yeni uyanmış, adeta sabah kahvaltısında doğa.
Her şey taze.
Bir yanımda gözün alabildiğince uzanan orman.
Küçük yeşil yapraklar açmış ağaçlar arasında bembeyaz çiçeklerle doğayı süsleyen kirazlar.
Otlar arasından fışkıran rengarenk çiçekler.
Geçen yıl bahçeme diktiğim vişne ve elma da beyazlara büründü.
Kirazımın meyveleri bile görünmeye başladı.
Bir yanımda İzmit Körfezi.
Akşam güneş batmaya başlayınca kızıla dönüyor üzeri.
Dizdim masamın üzerine gazeteleri, gelen CD ve kitapları.
Kuş sesleri arasında başladım dersimi çalışmaya.
O da ne?
İstanbul’dan hobi bahçeme dikmek için aldığım domates, salatalık, biber, kavun, karpuz ve patlıcan fideleri, kiraz, armut, şeftali ve erik fidanları, boyunlarını eğmiş, “Kurtar bizi şu minnacık plastik kaplardan, buluştur bizi toprakla” dercesine bakıyor bana.
Yazıya ara verip, koyuluyorum onların istediğini yapmaya, ama bünye alışık değil, çiftçiliğe.
Daha fidelerin bile yarısını dikemeden ter içinde ve de iki büklüm kalıyorum.
Sitenin bahçıvanı Selahattin İba yetişiyor imdadıma.
Hobi bahçesinden çiçeği burnunda taze taze organik ürünler koparıp yemek kadar güzel olmasa da toprakla, sebzelerle haşır neşir olmak da güzel.
Vücudun yoruluyor, ama ruhun gençleşiyor.
Kartepe notlarım sürecek.
'ANNELER GÜNÜ'NDE EŞİ EBRU GÜNDEŞ’E NE ALDI?
Kartepe nire, Göktürk nire? 200 kilometreden fazla mesafe var İstanbul’un lüks semtiyle İzmit’in Kartepe ilçesi arasında.
Ama teknoloji sayesinde dünya dönmüş küçük bir köye.
'Anneler Günü'nde annesini ziyarete gitmeden oturduğu Göktürk’teki bir çiçekçiye uğrayıp, çiçek almak isteyen bir arkadaşım telefon açtı ve şunları söyledi:
“Şu anda çiçekçideyim, sıramı bekliyorum. Çünkü çiçekçi, ‘Anneler Günü’ nedeniyle seneye ‘Anneler Günü’ne anne olarak girecek Ebru Gündeş’e eşi Reza Zarrab'ın sipariş ettiği 90 gülü hazırlamakla meşgul.”
Ebru Gündeş geçenlerde, medyada eşinin kendisine aldığı pahalı hediyelerle ilgili açıklama yapmış ve bunları yalanlamıştı.
Bakalım Gündeş, eşinin 'Anneler Günü'nde kendisine aldığı 90 gül için de yalanlama yapacak mı?