40 YILIN U2’SU KADAR PARA KAZANAN ADELE
İlk albümü “19”u 2008’de çıkaran Adele, profesyonellikte daha onuncu yılını bile doldurmadı... İngiliz şarkıcı bu süre içinde de topu topu üç albüm çıkardı.
Adele, müzik dünyasında yeni, ama şarkıcılıktan kazandığı parayla Birleşik Krallık’ta birçok kral ve kraliçeyi tahtından etti.
Sunday Times, İngiltere’nin “En Zengin Müzisyenleri” listesini yayımladı.
Müziğin yeni yıldızı Adele’in kişisel serveti Sting, Eric Clapton, Rod Stewart, Robbie Williams gibi yılların starlarına oranla daha az; 125 milyon sterlin.
İngiliz müzik starlarından geçen yıl kimin ne kadar kazandığına baktığınızda ise Adele, U2’dan sonra en çok para kazanan şarkıcı.
U2’nun son bir yılda kazandığı para 48 milyon, Adele’in yıllık kazancı 40 milyon sterlin...
U2 ve Adele’in müzikten yıllık kazançlarıyla İngiltere’nin diğer şarkıcı ve gruplarının kazandıkları arasında dünya kadar fark var. Birkaçının yıllık kazancı 10 - 20 milyon, diğerlerinin ise 3 - 5 milyon sterlin.
Demir çelik ihracatından daha fazla parayı rock müzik ihracından kazanan Birleşik Krallık’ta müzik starı olmak böyle bir şey!
Dipnot: 1 sterlin yaklaşık 4.6 TL...
GELİYORUM DİYEN BELA!
The Sunday Times’taki “İngiltere’nin En Zengin Şarkıcıları” listesine bakarken daha önce Alice’de yazdığım “The Promise” filmiyle ilgili geniş bir habere rastladım.
Sitedeki haberler zaman içinde değişiyor, ama “Soykırım sırasında sevmek... Tarihin karanlık bir köşesine ışık tutan Hollywood destanı” başlıklı haber kalıcı... Çünkü “sponsorlu” bir haber(!) bu!
İngilizlerin, modern tarihçilerini kaynak göstererek verdikleri haberde öyle vurgular var ki gerçekten rahatsız edici.
Bizim “Sözde soykırım” olarak gördüğümüz, gerçeklerin ortaya çıkması için tarihçilerin araştırma yapmasını beklediğimiz 1915 olaylarını İngilizlere göre dünya çoktan “Ermeni Soykırımı” olarak tescil etti.
The Sunday Times’ta filmin vizyon tarihi yok, “Pek yakında” diye tanıtılıyor “The Promise”...
ALGÖZ’ÜN RENKLİ ANILARI
Berlin’e giderken yanıma aldığım iki kitaptan biri olan, oyuncu Zafer Algöz’ün “Haşırt Dı Bilekbord”unu bir solukta okudum. Atatürk Havalimanı’nda okumaya başladığım kitap, uçağımız Berlin Havalimanı’nın pistine teker koyduğunda bitmişti.
Algöz’ün çocukluğu, tiyatro anıları, Sadri Alışık’tan Kemal Sunal’a, okul arkadaşı Erkan Can’dan Cem Yılmaz’a çalıştığı oyuncularla set anıları çok eğlenceli çünkü...
Erzurumlu bir baba, Kafkas kızı bir annenin oğlu olarak Kars’ta doğan Algöz, ilkokulu Trabzon’da, liseyi Bursa’da okudu.
Denizle ilk kez babasının tayini çıkınca gittikleri Trabzon’da tanışan, yüzmeyi Trabzon Ganita’da öğrenen, Dumlupınar İlkokulu’nda okuyan Algöz’ün kitabı, birçok ilginç ve eğlenceli anılarla dolu.
GÜNÜN SÖZÜ
Yorulacaksan, zorlanacaksan, şikâyetçi olacaksan, keşkelere sığınacaksan, söze ama diye başlayacaksan; girme aşk yoluna! (Mevlana)