“Tüm dünyada üst düzey kadın yöneticilerin oranı yüzde 6.6... Kabus bir oran... Türkiye’de ‘yönetici kadın’ başlığı altında yüzde 17’lik bir oran veriliyor. Bu rakam büyük bir ihtimalle orta düzey yöneticileri de kapsıyor. Kadının hangi işlerde istihdam edildiği de önemli bir parametre. Daha çok hizmet sektöründe çalışıyor; öğretmen ve hemşire gibi cinsiyet rollerine uygun mesleklerde istihdam ediliyorlar.”
Aysın Önen’in ‘Dünya Kadınlar Günü’ nedeniyle ‘İstanbul’ dergisi için klinik psikolog Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu ile yaptığı söyleşidendi bu satırlar. Söyleşinin devamında da Şalcıoğlu’nun çarpıcı açıklamaları var: “Kadınlar açısından diğer önemli bir konu ücretlendirme. AB ülkeleri ve ABD dahil her yerde kadınlar, aynı pozisyondaki erkeklere göre yüzde 20’ye kadar daha az para alıyor. Azımsanacak bir oran değil bu. Benim başıma da geldi. Üniversitede işe girerken bana meslektaşım bir erkekten çok daha düşük bir ücret önerildiğini tesadüfen öğrendim.”
81 ülkede durum
Prof. Dr. Şalcıoğlu, Dünya Sağlık Örgütü’nün 81 ülkedeki çalışmalarını derlediğinde ortaya çıkan çarpıcı tabloyu ise şöyle anlattı:
“Dünya üzerinde her üç kadından biri partnerinin cinsel veya fiziksel şiddetine maruz kalıyor. Batı Avrupa’da bir tık daha düşük; yüzde 30’lardan 20’lere düşüyor, ama sıfırlanmıyor. Buna duygusal ve psikolojik şiddeti de ekleyebiliriz. Partnerin aşağılayan tavırları, sevgi kisvesi altında yaptığı kısıtlayıcı, engelleyici davranışları, yemekten, içmekten, tıbbi bakımdan alıkoymak, çalışmaya izin vermemek vs. 10 kadından yedisinin şiddet yaşadığını görüyoruz. Öldürülen kadınların yanında bu sayı inanılmaz büyük. Çok dikkat etmeliyiz buna, çünkü öldürülen kadınların öncesinde bu var. Öldürülmeden önce bu şiddetlere maruz kalıyorlar. Şiddet duygusalla başlayıp fiziksele varıyor, oradan cinayete uzanıyor. Cinayetleri ortadan kaldırmak istiyorsak kadınları bilinçlendirmeliyiz. Duygusal şiddeti tanımalı, bunun nereye varacağını görmeli, baştan önlemini almalı.”
KADINLAR GÜNÜ’NÜ REKLAMA ÇEVİRENLER
Erkek şiddetiyle kadın ölümlerinin her yıl arttığı ülkemizde ‘Dünya Kadınlar Günü’nün bu denli önemsenmesi, gece mezarlıktan geçerken korkusunu bastırmak için ıslık öttürenler gibi...
Günlerdir etkinlik duyurusu yağıyor mail kutuma.
Yılın 364 günü kadınlar için bir şey yapmayanların 8 Mart’ta ‘kadın hakları savunucusu’ kesilmeleri hiç inandırıcı gelmiyor bana...
Öyle olsa zaten yılda bir gün değil, her gün kendilerine dert ederler bu toplumsal yarayı...
Amaçları ‘Dünya Kadınlar Günü’ bahanesiyle etkinlik düzenleyip ünlüler ve fenomenler üzerinden PR yapmak.
Ünlüler, ünlümsüler, sosyal medya fenomenlerinin derdi de, ‘Türkiye’de Kadın Hakları’ değil... Onlar da musluk akarken testiyi doldurmanın peşinde.
Her ‘Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlar için binlerce etkinlik bir işe yarasaydı her geçtiğimiz yıl öldürülen kadınların sayısı azalırdı. Durum tam tersi olduğuna göre, her 8 Mart birileri için de PR ve gelir kapısı...
Pazar öylesine büyüdü ki 8 Mart yetmediği için ‘Dünya Kadınlar Günü’nü 6 ve 7 Mart’ta kutlayanlar bile var.
ÇAYCI HÜSEYİN’E YAPILAN SAYGISIZLIK
Türkiye’nin onca gündemi, onca sorunu varken ‘Çocuklar Duymasın’daki Çaycı Hüseyin tiplemesiyle tanınan Alpaslan Özmol’u “Koronavirüsten öldü” diye Twitter’da TT yapmayı komiklik zannedenler, nasıl bir ayıp ve insana saygısızlığa imza attığının farkında değil galiba.
Birincisi; koronavirüs, kısa sürede binlerce insanın ölümüne sebep olan ciddi bir hastalık.
İkincisi; ‘geyik muhabbeti olsun’ diye Çaycı Hüseyin’i dönüp dönüp “Öldü” diye ilan etmek mi komik? Ölümün mizahı mı olur?
GÜNÜN SÖZÜ
“Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım.” (Nazım Hikmet)