Sevgili Okurlar,
Bu hafta ramazan ayına girmiş bulunmaktayız. Yapılan çalışmalar belirli sağlık problemleri olmadığı sürece oruç tutmanın ruh ve bedende yeniden canlanma zamanı olabileceğini gösteriyor. Ancak uygun şekilde yapılırsa. Yanlış uygulandığında ise iyi olmaktan daha fazla zarar verebiliyor. Bu yüzden iftar ve sahurda doğru beslenmenin nasıl yapılacağını öğrenmek çok önemli.
Ramazan ayı beslenme alışkınlıklarımızı kırmak için harika bir fırsat olabilir. Özellikle sahurda vücudumuzu yüksek glikozlu yiyeceklerle doldurmak yerine, tam tahıllar ve yüksek lifli gıdalar gibi besin açısından zengin ve düşük kalorili daha
sağlıklı yiyecekler seçmeliyiz. İftarda da sıvı miktarını ve kan şekerini yavaşça yükseltmek önemlidir. Ayrıca beslenme şekli değiştiğinden sindirim şikayetleri ile de karşılaşmaktayız. Bağırsak florasını bu dönemlerde desteklemek, hem bu şikayetlerin ortadan kalkmasını hem de bağışıklık sistemini destekleyip hastalıklara karşı daha dirençli olmasını sağlamak için en iyi yöntem.
Probiyotikler sindirim sistemimizde doğal olarak bulunan “dost bakteri”lerdir ve sindirim sistemini düzenlemeye, bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olur. Esas olarak probiyotikleri tanımlamak istersek yeterli miktarda alındığı zaman konağı olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalardır.
Kullanılan probiyotiklerin olmazsa olmaz bazı özellikleri vardır:* Zararlı olmamalı
* Konakçının yani kullanan kişinin sağlığı üzerinde olumlu etkisi olmalı
* Bağırsağa canlı olarak ulaşabilmeli
* Kolonize olabilmeli yani bağırsağa canlı ulaştıktan sonra tutunup çoğalabilmeli
* İnsan kaynaklı olması tercih edilir.
Özel bir üretim şekline ihtiyaç duyulan probiyotik desteklerinin seçimine dikkat etmeliyiz. Soğuk zincir ihtiyacı, tek çeşit bakteri içermesi, kaplama olmaması, bağırsağa canlı ulaşım ve destek anlamında soru işaretleri yaratabilecek hususlardır. Bu canlı bakterilerin biz kullanıncaya kadar canlılığını koruması ve biz kullandıktan sonra da mide asidimizden etkilenmeden geçerek bağırsağımıza canlı olarak ulaşabilmesi çok önemli. 4. jenerasyon kaplama tekniği olan özel bir kaplama teknolojisiyle probiyotiklerin etrafı koruyucu bir tabakayla örtülerek bağırsağa ulaşan dost bakteriler kaplamasızlara göre çok daha fazla sayıya çıkabiliyor.
3 SORU 3 CEVAPProbiyotikleri besinlerle almak yetmez mi?Probiyotikler turşu, yoğurt gibi gıdaların içinde de bulunmaktadır. Fakat bağırsaklara canlı olarak ulaşması gerekmektedir. Hem safra hem de mide asidine maruz kalıp ölen bu “dost bakteriler”in yeterli miktarlarda bağırsağa ulaşması ve sindirim sistemini desteklemesi için bu gıdalardan normal miktarların çok fazla üzerinde tüketilmesi gerekir ki bu mümkün değildir. Bu yüzden özellikle okul zamanı, mevsim geçişleri gibi belli dönemlerde iyi hazırlanmış probiyotik takviyeleri kullanmak gerekli.
Hangi probiyotiği kullanmalıyım?Probiyotiklerin çok farklı çeşitleri bulunmaktadır. Birden fazla bakteri çeşidini bir arada bulunduran probiyotik desteklerini kullanmak bağırsak florasının daha güçlü olmasını sağlayabilmektedir. Bağırsak floramız ne kadar çeşitliyse o kadar sağlıklıyızdır. Ayrıca her yaş grubuna ve ihtiyaca (gaz,kabızlık,ishal vb.) özel hazırlanmış probiyotik formulasyonlarını seçmekte akıllıca olacaktır.
Bebeklerde probiyotik seçimi nasıl olmalı?Yaşamın her anında gerekli olan probiyotikler bebeklik ve çocukluk döneminde daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Çünkü bağırsak floramız doğumdan sonra probiyotikleri vücudumuza aldıkça gelişecektir. Bebek ve çocuklarda özellikle bifidobacterium suşlarını içeren probiyotik damlaların kullanımı daha yararlı olmaktadır. Hatta bağışıklıklarını desteklemek için D vitamini ile bir araya getirilmiş probiyotik damlalar artık Türkiye’de de bulunmaktadır.
GELECEKTEN HABER VAR
3D Yazıcı ile Üretilen Kalp, Kalp Hastalıklarına Son Verebilir!
3D baskı aracılığıyla vişne büyüklüğünde üç boyutlu bir kalp oluşturdu. Tamamen insan hücreleri ve dokularıyla oluşturulan üç boyutlu kalp, ilerleyen yıllarda kalp hastalıklarına bir çare olabilir.
Yapay Zekâ Destekli Ses Analiz Programı, Stresi Algılayabiliyor
Kişinin ses dalgalarını detaylı olarak incelemek için, yapay zekâdan yardım alarak bir ses analiz programı geliştirildi. Program, kişinin ses dalgalarındaki değişkenleri analiz ederek travma sonrası stres bozukluğunu teşhis edebiliyor.
Arttırılmış Gerçeklik Teknolojisi Tıpta Çığır Açacak
Arttırılmış gerçeklik sayesinde yakında beyin tümörlerini çıkarmak çok daha kolay olacak: Cerrahlar özel gözlüklerle hastanın beynini ameliyat esnasında simültane bir biçimde görebilecek. Kemiklerini, damarlarını ve hedeflenen noktanın konumunu net bir şekilde görebiliyor.