Cadde8 trilyonluk tövbekar; SERDAR ORTAÇ

8 trilyonluk tövbekar; SERDAR ORTAÇ

04.11.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

8 trilyonluk tövbekar; SERDAR ORTAÇ

8 trilyonluk tövbekar; SERDAR ORTAÇ



İstanbul’da en güzel şinitzeli yıllardır Maçka’daki Mega Residance’da yerim. Birçok kez de yazmışımdır. Özellikle Teşvikiye’de oturduğum zamanlar orası evim gibiydi. Geçtiğimiz günlerde yurtdışından gelen bir arkadaşımla Nişantaşı’nda turlarken karnımız acıktı, soluğu yine orada aldık. Saat 19.00 sıralarıydı, mekan çok da keyifliydi. İki masada da aileler oturuyordu. Güzel bir yemek yedik. Akşamları artık müzik varmış. Dünyaca ünlü iki sanatçı, Gina ve Melih, pazar ve pazartesi hariç her akşam konuklara enfes bir müzik ziyafeti çekiyorlarmış. Biz o kadar kalamadık. Latin ve Akdeniz müziğinden örnekler veren Gina ile Melih’i Seba Grubu’ndan arkadaşlarımız izlemiş, çok da beğenmişler. Avusturya mutfağının en seçkin örneklerinin sunulduğu Mega Residance’da şık bir yemek yiyebilirsiniz. Fiyatlar mönüde yazdığı için kesenize göre hareket etmeniz mümkün. Telefon numarası (0212) 231 31 61. Çıkışta Friends&Trends’e uğradık. Mekanın müdavimi haline gelen sevgili Serdar Ortaç oradaydı. Serdar ile bir ara dargındık. Ama şimdilerde, nazar değmesin, iyi iki dostuz. İçine kapanık bir çocuk. Kalbi çok iyi, o nedenle de fazla kazık yemiş. Yanında avukatı Ömer Durak vardı. Kızlar Serdar’ın çevresinde fır dönüyorlar ama o güzel bir aşk yaşamak istiyor. Bu arada kumara tövbe etmiş. "Abla, nasıl etmeyeyim? 8 trilyonum gitti. Artık akıllandım. Biraz para da biriktirdim. Kendi işimi kurmak istiyorum" dedi. Şu günlerde Serdar’a acayip talep var. Taksim’de Spica’dan, Etiler’de Keops’dan, Levent’te Polo 13’den. Bir de People’dan. People’ın ortağı olan sevgili Sabi Totah lokalin konseptini değiştirip canlı müzik eşliğinde farklı bir yer yapmak istiyormuş. Ama bayramdan sonra. Serdar da artık gece kulüplerinde çalışmaktan bıkmış. Eline gitarını alıp dostlarıyla, sevdikleriyle şarkılarını, sevinçlerini, hüzünlerini paylaşmak, artık kendi işinin patronu olmak istediğini söyledi. Biraz sonra Keops’un sahibi sevgili arkadaşım Nida Büyükbayraktar geldi, Serdar’a ortaklık teklif etti. Junior Keops’u, dahi mimar Ali Türker’e baştan aşağıya yeniletip Serdar’ı çıkarmak istiyor. Spica’nın yanı sıra başarılı işletmeci Ali Sayar da Polo 13 için Serdar Ortaç’ın peşinde. Çünkü burada çalışan Kenan Doğulu, Amerika’ya gidecekmiş, o da gece yaşamından kopmak istiyormuş. Ama kimine göre de askerlikten kaçışmış Amerika’ya gidişi bilemem artık! Brüksel’de Kenan’ın ağabeyi Ozan Doğulu ile görüşmüştüm. Ozan müthiş karizması olan, çok başarılı bir müzik adamı. Sezen Aksu’nun 185 kişilik orkestrasını nasıl yönetti, anlatamam. Neyse, gelelim Serdar’a; üst üste gelen tekliflerden biraz da bunalmış. Önemli kararlar arifesinde. Bakalım ne olacak? Gruba, bir düğün davetinden çıkan moda dünyasının duayenlerinden sevgili Yıldırım Mayruk ve ortağı Barbaros Şansal da katıldı. Bildiğiniz üzere bu ikili, 4 Kasım Pazartesi günü Swiss Otel’de art arda üç defile yapacak. Defilenin gala gecesinde kısmetse ben de bulunacağım. Sizlere dedikoduları ileteceğim, çünkü çok özel bir davet olacak. Yıldırım, Türkiye’de ilk defa bir tasarımcı terzi olarak o gece Yıldırım Mayruk kravat ve eşarplarını da konuklara tanıtıp beğenilerine sunacak. İtalya’nın Lombardia Bölgesi’nde üretilen kumaşlardan yapılan, Hermes, Valentino, Ungaro kalitesinde olan bu eşarp ve kravatlar perakende satılmayacak. Şirketlere verilecek. Yıldırım’ın Bolluca Çocuk Köyü yararına yapacağı bu defilenin rüzgarıyla Çarmıklı Ailesi de Türkiye Korumaya Muhtaç Çocuklar yararına kocaman bir arazi bağışlamışlar. Kutlarım. Efendim, ekonomideki sıkıntı her sektörde kendini gösterdi tabii. Özellikle de otomotiv dünyasında. Bu nedenle özellikle pahalı araba markalarının temsilcilikleri bakım ve tamirat konusunda çok cazip olanaklar sunuyorlar. Bunlardan biri de Esenyurt Bahçeşehir’deki Mercedes Birollar Otomotiv. Geçenlerde bir arkadaşımın Mercedes’i arızalanmış. Birollar Otomotiv’in Teknik Müdürü Birol Yaman bizzat gelip almış. Halkla ilişkilerini yürüten Afet Özyurt ekiple getirip teslim etmiş. Üstelik de çok cazip bir fiyata halletmişler. Şimdi de Mercedes Birollar Otomotiv’de ‘express servis’ başlamış. Tam 60 dakikada yağ değişimi, lastik, fren, egzoz ve akü hizmetleri hazırmış. İlgilenenlere telefon numarası (0212) 620 34 10.

Bu yıl leyleği havada mı gördüm ne? Gezmediğim yer kalmadı. Güneydoğu, Çukurova, Ege seçim gezileri, Milano derken bir baktım Brüksel’deyim. Doğruyu söylemek gerekirse benim için cazip bir seyahat olmadı. Sabahın köründe kalktım, ertesi gün yine sabahın köründe döndüm. Ama işin içinde Sezoş’um (Sezen Aksu) ve teyze kızı Zehruş (Zehra Eti) olunca akan sular duruyor tabii. Konser bölümünü ve yaşananları sizlere aktarmıştım. Döndüğümde evde brokoli çorbasından başka birşey olmayınca soluğu evin yakınındaki Excellent Cafe’de aldım. Bir kız arkadaşım da bana eşlik etti. O gece mönüde balık varmış. Buranın sempatik işletmecisi Hüseyin Kabason ortaya çoban salatası, bir de mis gibi kızarmış lüferleri getirince kendime geldim. Ha, bir de sakızlı muhallebi. Bu tatlıyı Excellent’dan daha iyi yapan bir yere rastlamadım. Telefon numarası (0212) 286 50 55. Ardından çok seyretmek istediğim ‘İşaretler-Signs’ adlı filmin 22.00 seansına girdim. Başrollerini Mel Gibson, Joaquin Phoenix ve Roty Culkin’in paylaştığı film, gerilim sevenler için ideal. Karısı ölünce inancını kaybeden eski rahip Graham Hes (Mel Gibson), kardeşi Merril (Joaquin Phonix) ve iki çocuğuyla bir çiftliğe yerleşir. Bir sabah uyandıklarında tarlalarında garip, kocaman şekiller görürler.
Bu arada oğlu Morgan dünyayı istila eden uzaylılarla ilgili bir kitaba merak sarmıştır. Açıklaması yapılamayan olaylar arka arkaya patlar ve aile gelişmelerin ortasında kalır. İki saat nasıl geçti anlayamadım ama bayağı da gerildim. Gerginliğimi Hande Yener’le attım. Hande sahnede fırtına gibi. Yalnızca kendi albümünden değil, piyasa şarkıları da okuyor. O nedenle izleyenleri sıkmıyor. Özlem Borgonovi ve Can Koç’un ortak olduğu Club Türk’te cumartesi geceleri sahne alan Hande, programına kendi hit şarkısı olan ‘Sen Yoluna, Ben Yoluma’ ile başlıyor. İki albümünden şarkıları okuyup günümüz hitlerinden örnekler sunuyor. Nalan’dan ‘Acemi Balık’, Ebru Gündeş’den ‘Telafi’, Candan Erçetin’den ‘Gamsız Hayat’. Ben en çok Sezen Aksu’nun ‘Tanrı İstemezse’, ‘Keskin Bıçak’ ‘İstanbul İstanbul Olalı’ adlı şarkılarını seslendirdiği bölümü seviyorum. Hande Yener’in orkestrası; klavyede Taner, bas gitarda Turgay, davulda Hakkı, perküsyonda Bilge, gitarda Recep, keman ve vokalde Aylin, vokallerde Erdem ile Bülent.
O gece Hande, ünlü butikçi Muzi Karaata’dan aldığı bir tulumu giymişti. Zaten kıyafetlerini ya Muzi’den ya da Ali Alta’dan seçiyormuş. Eğlence dünyasının yeni kraliçesi Özlem de Hande ile çalışmaktan çok mutlu olduğunu söyledi. Club Türk’ün telefon numarası (0212) 269 15 51. Geceyi orada noktalamak istedim ama New York’dan dönen can dostum İzzet Çapa ve sırdaşım İsmail Akkaya bize katılınca Arto’ya gittik. Nida Büyükbayraktar’ın sahibi olduğu Club Angel’da sahne alan Arto’nun esprileri beni çok güldürüyor. Bu çocuk bir harika. Bir de kulübün içine kocaman bir ekran koydurmuş; duvarda kendi resimleri, sürekli özel sözleri geçiyor. Yakında medyada çıkan haberlerini de burada yayınlayacakmış. Kafa zehir gibi Arto’da. Sahneye davulda Göksel, klavyede Gökçer, kemanda Cem, kanunda Bahadır, darbukada Sedat, basgitarda Hakan, vokalde Nihat’tan oluşan orkestrasıyla çıkıyor. İlk şarkısı albümünün çıkış parçası olan ‘Allahıma Bin Şükür’. Sonra bütün popüler parçaları seslendiriyor; ‘Acemi Balık’, ‘Kabahat’, ‘Telafi’, ‘Sürünüyorum’... Sabah 05.00’e kadar ne istek varsa söylüyor. ‘Mihriban’, ‘Özledim’... Arto’da yok yok anlayacağınız.
O gece bir köşede sevgili Yüksel Ak ve Şenol İpek, Deniz Akkaya, Erdinç Acar, her zaman efendice eğlenmesini bilen Fazıl Bilgel ve arkadaşları vardı. Angel’ın telefon numarası (0212) 283 75 21.

Otel restoranları bana nedense soğuk ve resmi geliyor. Ancak konuklarım olduğu zaman gidiyorum. Boston’da yaşayan çocukluk arkadaşım, seçimler ve bir iş bağlantısı nedeniyle İstanbul’a gelip Hilton’da kalınca uğradım. Amacım onu alıp Gatto’ya götürmekti. Çok yorgun olduğu için yemeği Hilton İstanbul’un yeni restoranı Lalezar Turkish Grill’de yememizi önerdi. Biraz da Türk yemeklerini özlemiş. Burası öğle yemeklerinde de aynı mönüyü sunuyor. Pide, lavaş ekmeği geliyor önce. Sıcacık lavaşın içine tereyağı ve yağlı tulum peyniri koyunca ben doyuyorum. Humus, haydari, lahmacun, karışık ızgara, Adana kebap öğle mönüsünde ağırlıkta. Akşam bu mönüye ızgara levrek, piliç şiş, şiş kebap, ızgara kuzu pirzolası, yoğurtlu kebap, ali nazik ilave ediyorlar. Tatlılar harika; kaymaklı künefe, çamfıstıklı ve cevizli baklava... Çok hoş. Ama dayanayıp yiyince, bir de son günlerde zamansızlıktan sporu ihmal edince kilo vaziyeti kötü oldu. Ne hesap verdiğimizi bilmiyorum, ben ağırlayayım derken ağırlandım çünkü. Rezervasyon için telefon numarası (0212) 315 60 00. Yazımı yazarken bir e-mail geldi. Sultanahmet’deki Eresin Crown Hotel’in Yiyecek İçecek Müdürü Fethi Sayıcı yollamış. İlgimi çektiği için sizlere aktarmak istedim. En kısa süre içinde gidip gözlemlerimi de ileteceğim. Eresin Crown Hotel, kazı esnasında bulunan M.S. 5., 6., 9. ve 10. yüzyıla ait tarihi eserlerin Türkiye’de ilk ve tek olarak bulunduğu yerde sergilenme özel iznine sahipmiş. M.S. 5. ve 6. yüzyıla ait mozaiğin bulunduğu Mozaik Restaurant’da Türk ve Akdeniz Mutfağı hakimmiş. Butik otel değil, tam bir butik müze olan otelin bu restoranında mönü çok zengin. Özel yemeklerin birkaçını sayayım; Somon, yılan, mersin ve alabalıktan meydana gelen füme balıklar tabağı, seçme zeytinyağlılar, otlu, hellim, keçi, eski kaşar ve beyaz peynirden meydana gelen peynir tahtası, sebzeli balık çorbası, fesleğen soslu ravioli, sarmısaklı tereyağında yapılan midye ızgara, piliç rulo, susamlı tavuk salatası, şam fıstıklı ördek göğsü, keçi peynirli ve fıstıklı fleminyon, kılıç ızgara, somonlu levrek sarma. Benim ilgimi çeken tatlılar oldu. Sıcak çikolatalı kek, krem brule, krem bavyera... Kısmet olursa ramazanda iftar yapmak için gideceğim. İlgilenenler için telefon numarası (0212) 638 44 28. Evet, bu pazar da bu kadar efendim. Bugün vereceğiniz oylar hepimizin, Türkiye’nin kaderini tayin edecek.
O nedenle sandık başında kendi iradeniz doğrultusunda oylarınızı kullanın. Tek bir oy bile boşa harcanmasın lütfen. Her birimizin oyu, geleceğimiz açısından büyük önem taşıyor. DEMOKRASİ ADINA SANDIK BAŞINA.
İyi pazarlar dileğiyle hoş kalın, hep mutlu yaşayın.

Yazara e-mail: