CELAL UMUT EREN - RÖPORTAJ
“Özellikle Benfica maçları kulüp olarak nasıl bir adım atmamız gerektiğini bize açık bir şekilde gösterdi. Öncelikle yeniden yapılanmayı doğru biçimde halletmemiz gerekiyor. Bu konu en üstten başlar altyapıya kadar gider. Gerçekten şu anda büyük bir değişimin ortasındayız. Ancak tecrübelerimiz var, fikirlerimiz var.”
Dünyanın en büyük kulüplerinden biri olan Barcelona, 1998-99 sezonunda 100. yılını kutlarken kadroda Guardiola-Cocu ikilisi orta sahada belki de görünmez kahramanlar olarak çalışıyordu. 20. yüzyılın son şampiyonluğunu kazanan Barça’da Xavi-Iniesta efsanesi öncesi Guardiola-Cocu ikilisi Camp Nou’da selamlanıyordu.
PSV’deki mütevazı yılların ardından 2010 Dünya Kupası’nda Hollanda ile yardımcı antrenör olarak elde ettiği gümüş madalya ve yine evi gibi gördüğü PSV’ye teknik direktör olarak dönüp 6 yılda kurduğu proje ve kazandığı kupalar...
Cocu, tipik bir Hollandalı ya da herhangi bir ülke vatandaşı gibi değil ilk karşınıza çıktığında.. Karşınızda ‘Bir kulüpten fazlası’ mottosunu taşıyan Barcelona’nın değerlerini taşıyan bir adam duruyor...
Türkiye’de ilk kez Milliyet’e röportaj verecek olmasının heyecanıyla odasına girdiğimizde tam tersi bizi güleryüzlü bir adam bekliyordu. Ayakta karşılayıp tek tek bizimle sohbet etmek istemesi, biz oturana kadar ayakta beklemesi, bayramımızı kutlaması, sıkışık programına ve sezona stresli başlamasına karşın bir an olsun eksik etmediği gülümsemesi... Bir Barcelona ve Hollanda efsanesi değil de sanki yıllardır tanıdığınız biri gibi size esprili diliyle sorduğu günlük sorular...
Gerçekten de Barcelona’nın öğrettiği ‘Büyürken küçülmek’ felsefesi Cocu’nun hayatına girmiş..
‘Büyük fark yoktu’
Benfica eşleşmesindeki hayal kırıklığı, Yeni Malatyaspor deplasmanında gelen sezonun ilk yenilgisi gibi sıkıcı sorularla başlamamıza rağmen, tıpkı Barcelona orta sahasında oynayan o soğukkanlı Cocu gibi yine akıllıca bir özet çıkarıyor: “Özellikle Benfica maçları kulüp olarak nasıl bir adım atmamız gerektiğini gösterdi açık bir şekilde. Şampiyonlar Ligi seviyesine geri dönebilmek için neler yapmamız gerektiğini gayet iyi gördük. İki maçı da analiz ederseniz, iki takım arasında çok büyük bir fark görmedik. İki maç da birbirine yakın geçti. Küçük farklar vardı takımlar arasında. Ama böyle iki büyük takımın karşılaşmalarında detaylar belirleyici olur. Dediğim gibi çok da büyük adımlar atmamız gerekmiyor, belki küçük, ufak adımlarla o seviyeye ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Dürüst bir şekilde bunu ifade edebilirim. Ama ne yapmamız gerektiğini gayet iyi bir şekilde biliyoruz. Umarım bu kulüp Şampiyonlar Ligi seviyesine dönüşünü sağlayacaktır. Ligin ikinci maçında yaşadığımız kayıp bizim için gerçekten hayal kırıklığıydı. Deplasmanda oynadık, deplasman maçları her zaman daha zordur. Ama daha etkili olmamız gerekiyor, daha efektif olmamız gerekiyor. Top uzun süre bizdeydi ama buna rağmen ki pozisyonlar da bulduk, istediğimiz sonucu alamadık. Rakibimiz 1-2 pozisyon üretti ve bizden daha efektif, daha etkili bir şekilde sonuçlandırdı. Böyle birçok rakiple karşılaşacağız. O nedenle bu konuyu daha iyi bir noktaya getirmemiz gerekiyor. Gol ortalamamızı artırırsak, takımımıza çok daha fazla katkısı olacaktır. Slimani’nin şu anda biraz daha takımımıza alışması gerekiyor. Soldado uzun süre bizimle değildi. Ayew gitgide daha iyi bir noktaya geliyor. Bu oyuncular bize katkı sağlayacaktır.
Zirve mesajı
Şampiyonlar Ligi’ne 11 yıldır Fenerbahçe’nin gidemediğini hatırlattığımızda, Cocu, kararlı bir şekilde tek bir hedefi gösteriyor; lig şampiyonluğunu..
Şu anda kafasının tamamen ligin zirvesinde olduğunu aktaran Hollandalı; “Şampiyonlar Ligi’nde nasıl oynarız, neler yaparız.. Şampiyonlar Ligi’nde oynamayı düşünmeden önce temel hedefimize konsantre olmamız gerekiyor şu anda. Burada yeniden yapılanmayı halletmemiz gerekiyor. Takımımız içinde bu yeniden yapılanmayı doğru bir biçimde halletmemiz gerekiyor.
Bu konu en üstten başlar altyapıya kadar gider. Gerçekten çok büyük bir değişim var şu an takım içerisinde. Önce bu inşayı doğru biçimde yapmamız gerekiyor. Şampiyonlar Ligi’ne giriş şeklimizin nasıl olacağını düşünmemiz gerekiyor. Şampiyonlar Ligi’ne katılmanın en kolay yolu, direkt yolu, önümüzdeki en büyük imkan ligi şampiyon tamamlamak. Bizim için büyük hedef şampiyonluk şu anda. İlk adım da bu olacak Şampiyonlar Ligi için. Az önce de dediğim gibi büyük bir de ğişimin ortasındayız şu anda. Tecrübelerimiz var, fikirlerimiz var. Şampiyonlar Ligi’nde iyi işleri nasıl yapabileceğimizle ilgili kafamda net her şey. Şu anda bunu düşünecek zamanımız yok, odak noktamız başka. Şampiyonlar Ligi gelecekte düşüneceğimiz bir konu.”
‘Sınırlamalarla işimizi yapıyoruz’
Fenerbahçe’nin Hollandalı teknik direktörü; “UEFA’dan bize konulan bazı sınırlamalar var. Finansal açıdan iyi durumda değiliz. Bu sınırlamalarla işlerimizi yapmaya gayret gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.
Phillip Cocu, Fenerbahçe’deki başladığı yeni dönemiyle, PSV’de geçirdiği 6 yıllık sürecin benzerliklerini bir bir ortaya koyuyor. İki kulüp arasındaki finansal benzerliklerden, kadro oluşumlarına kadar geçilen adımların kıyaslamasında oldukça dikkat çekici detaylar yer alıyor.
Cocu, PSV’de de finansal sıkıntılarla başladığı projede, ilk sezonda sabır, ikinci sezonda da şampiyonluk kazandıklarını anlatıp, sözü Fenerbahçe’ye bağlıyor:
“Bir durumla anlatabilirim, daha detaylı bir kıyaslama yapabiliriz. PSV’ye ilk gittiğimde, finansal açıdan kötü bir durumdaydı kulüp, gerçekten çok kötü bir durumdaydı. Kendi oyuncularımıza yatırım yapmak mecburiyetindeydik. İlk sezon bizim için son derece zorlu geçti. İnişli çıkışlı bir sezon geçirdik. Zaten tipik bir durumdur eğer genç oyuncularla oynuyorsanız. Dediğim gibi başka oyunculara yatırım yapabilecek gücümüz yoktu. İlk sezonumuzun önemi şu oldu, ikinci sezonumuz için önemli oldu. Çünkü genç oyuncular tecrübe kazandı ilk sezonda yaptıklarımızla. Üzüntüleri yaşadılar, taraftarların baskılarını yaşadılar, neler yapmaları gerektiğiyle ilgili birçok şey öğrendiler. İkinci sezon biz şampiyon olduk, gençlerin gelişimi için son derece önemliydi bu. F.Bahçe ile şöyle bir kıyas yapabiliriz. F.Bahçe de şu an ekonomik olarak benzer bir durumda. UEFA’dan bize konulan bazı sınırlamalar var. Finansal açıdan iyi durumda değiliz. Bu sınırlamalarla işlerimizi yapmaya gayret gösteriyoruz. Yeni başkanımızın sunduğu yeni bir vizyon ve felsefe var. Bu konuda şanslıyız ve kısa zamanda başarılar elde edeceğiz. Bize büyük desteği var. PSV’deki gibi bu geçiş dönemlerinde dengeyi doğru sağlamanız gereken dönemlerdir.”
‘Hedefe ulaşamayanlar olacaktır’
Phillip Cocu, genç futbolcularla çalışmanın önemine değindi. Her futbolcuya ayrı yaklaştıklarını kaydeden Hollandalı, “Futbolda her zaman genç yetenekler çıkacaktır. Ama şu da olacaktır; yetenekli olup, hedefe ulaşamayan oyuncular da olacaktır. Burada önemli olan potansiyeli görmek, biz de onlardaki bu potansiyeli görüyoruz. Bir proje var sizin de söylediğiniz gibi. Birebir kıyaslama yapmak doğru olmaz tabii. Genç oyuncuları da kıyaslamak doğru olmaz. Çünkü zaman farklı, kulüp farklı, felsefeler farklı” diye konuştu.
‘Denge önemli’
Gençlerle alakalı sürekli kafasında planlar olan ve başarı için de kadrodaki dengeye önem verdiğini aktaran Cocu, “Tecrübeli oyuncularla genç oyuncuların dengesini doğru sağlamanız gerekir. Tecrübeli oyuncular gençlere yardım edecekler, onları eğitecekler, onlara yol gösterici olacaklar. Gençler de elinizde bir şekilde büyüyecek” ifadelerini kullandı.
‘Kalitelerine inanıyoruz’
Hollandalı çalıştırıcı Phillip Cocu, kadrosunda yer alan gençlere çok inandığını belirtti. Şu anda gençler üzerinde titizlikle çalıştıklarını aktaran Cocu, “Gelecek vaat eden bir kalecimiz var; Berke.. Ferdi Kadıoğlu var aynı şekilde Eljif ve Barış’ın yanında. Şu an A takımdalar. U21’de oynayan Burak ve Mahsun var, maçlarını U21’de yapıyor, antrenmanlara bizle katılıyor. A takıma adaptasyonunu sağlıyoruz. Sabra ihtiyaç var, evet biliyorum büyük takımlarda zor çünkü taraftarlar bu duruma alışık değil. Ama durumumuz bu, yeteneklerine inanıyoruz, kalitelerine inanıyoruz. Şu anda büyük yıldız değiller ama bu olabilir” dedi.
ELJIF ELMAS BUYUK YETENEK
“Eljif Elmas gördüğüm en büyük yeteneklerden biri gerçekten. Öğrenme isteği son derece üst düzeyde. Tavsiyeye her zaman açık, sahada ona söylediklerimizi yapmaya gayret ediyor. Gelecek vaat eden, parlak günler yaşayabilecek bir oyuncu”
Eljif Elmas konusunda detaylı değerlendirmeler yapan Phillip Cocu, öğrencisine övgüler getiriyor.
Eljif’in geleceğini sorup, nasıl bir yol izleyeceğini sorduğumuzda, Hollandalı çalıştırıcı, oyuncusuyla ilgili tüm detayları tek tek sıralıyor: “Ben her oyuncunun özelliklerinin, kalitesinin kendine
has olduğunu düşünürüm. Potansiyeli konusunda size katılıyorum büyük bir oyuncu olabilir. Zaten şu anki yaşında gösterdikleri bize bunun sinyallerini veriyor. Öğrenme isteği son derece üst düzeyde. Tavsiyeye her zaman açık, sahada ona söylediklerimizi yapmaya gayret ediyor. Ama Eljif Elmas gördüğüm en büyük yeteneklerden biri gerçekten. Gelecek vaat eden, parlak günler yaşayabilecek bir oyuncu. Eljif’le çalışıyor olmaktan memnuniyet duyuyorum. Hiçbir şüphem yok, eğer bu gelişimine devam ederse, Fenerbahçe’nin büyük oyuncularından biri haline gelecektir.”
Phillip Cocu, Eljif Elmas’ın gelişimi konusunda nasıl uğraştıklarını anlatarak hem kendisinden örnekler veriyor: hem de genç öğrencisinin yeteneklerine vurgu yapıyor:
“Ben futbola bir orta sahanın solu olarak başladım. Ofansif orta sahaya daha yakın oynadım bir dönem; Luis Enrique ve Guardiola ile oynadığım dönemde. Daha sonra da defansif orta saha pozisyonuna geçtim. Gelişimim için son derece katkılı oldu farklı pozisyonlarda oynamak. Eljif için de biz bunu yapmaya çalışıyoruz aslında. Çok yönlü bir oyuncu olarak gelişimini destekliyoruz.
Çok yönlü
10 numara pozisyonunda oynadı, kanat pozisyonunda oynadı, şu anda ofansifle defansif orta saha arasında bir pozisyonda oynuyor. Modern futbolda komple bir oyuncu olmak, her görevi yapabilmek çok önemli.”
‘Futbolda felsefeniz vardır’Hollanda ile 2010 Dünya Kupası’ndaki 2.’lik başarısının futbol felsefesine etkilerini aktaran Cocu, “Bir bakış açınız vardır. Ama futbolculardan en iyi performansı alabilmek için bazı durumlara adapte olmak zorunda kalırsınız” ifadelerini kullandı.
Phillip Cocu’nun teknik adamlık dönemine başlarken 2010 Dünya Kupası’nda Hollanda Milli Takımı’nda Van Marwijk’ın yardımcılığını yapmasının etkileri çok büyüktü.
32 yıl sonra Hollanda’yı finale çıkarma başarısında pay sahibi olan Cocu, teknik direktörlüğünün ve futbol felsefesinin de nasıl etkilendiğini anlatıyor: “Ama yardımcı antrenör olarak teknik direktörün isteklerini takip edersiniz, isteklerini uygulamaya çalışırsınız. Tabii ki teknik direktöre ben fikirler de veriyordum. Yardımcı antrenörün bir görevi de bu. O dönem iyi de oluyordu bana göre eski bir futbolcu olarak fikirler vermem. Aynı zamanda gözlemler yapıyordum, bir şeyler öğreniyordum. Oyuncularla o dönemde de çok yakındım. Oyuncuların içindeydim diyebilirim. Çünkü birçoğuyla beraber oynamıştım. Kişisel gelişimim için çok iyi oldu o dönem. Takıma da olumlu bir şekilde katkı sağlayabildiğimi düşünüyorum. Ama o dönemler bana şunu öğretti; futbolda bir felsefeniz vardır, bir bakış açınız vardır. Ama futbolculardan en iyi performansı alabilmek için bazen bazı durumlara adapte olmak zorunda kalırsınız. Bazen felsefenizden çıkmak zorunda kalırsınız başarıya ulaşmak için. Elinizdeki imkanlara göre bakış açınızı belirlemeniz gerekebilir. Örneğin Louis Van Gaal de 4 yıl sonra buna benzer bir şey yaptı. Asla hiçbir zaman Hollanda’nın oynamadığı bir sistemle, 5-2-3, ama başarı için bunu yapması gerekiyordu, başarıya da ulaştı. Başarı için sadece tek bir yol yoktur hiçbir zaman, evet temel inanç ve doğrularınız vardır. Ama elinizdeki takım nasıl doğru oynayabilir, buna doğru adımlar gerçekleştirmeniz gerekebilir.”
‘Yeni bir ortamdayım’
İstanbul, Türkiye ve Fenerbahçe için ilk izlenimlerini sorduğumuz Cocu, “Kulübün bu çıktığı yeni yolculuğun bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum. Uzun yılların ardından Fenerbahçe’de bir değişim söz konusu. Yeni bir yapı kazandırılıyor. Altyapıda oyuncuların gelişimi ile ilgili bir yapı oluşturuluyor. Bu anlamlarda da kulübe yardımcı olmaktan dolayı son derece mutluyum. Oyuncularımız da bizimle çalışmaya alıştı.”
Barcelona’da seviye atladımPhillip Cocu ile futbol sohbeti yaparken konu Barcelona günlerine geldi.. 6 yıl yer aldığı Barcelona’nın hayatına, kariyerine ve teknik adamlığına ne kattığını anlatarak başlıyor Cocu, eski günlere;
“Barcelona benim hayatımın büyük bir kısmı gerçekten, kariyerimin de çok önemli bir parçası. 6 sezon orada oynadım. Futbolcu olarak çok kıymetli yıllardı. Nasıl oynadığımı, neler yaptığımı bir kenara bırakalım. İnsanı gerçekten geliştiriyor, hocalık tarzınızı şekillendiriyor Barcelona’da geçirdiğiniz yıllar. Futbola bakış açımın büyük bir parçası olduğunu düşünüyorum Barcelona’da geçirdiğim yılların. Hollanda’da oynanan
oyun tarzıyla, futbola bakış açısıyla Barcelona arasında mutlaka bazı farklar var. Ama Barcelona’ya gitmek gerçekten beni bir adım daha yukarı seviyeye taşıdı. İnsanı gerçekten bir adım yukarı taşıyor, en üst seviyeye doğru götürüyor. Barcelona’da her zaman en iyilerle beraber oynuyorsunuz. O futbolun, o felsefenin, o kulübün içinde olmak benim için gerçekten muhteşemdi.”
Kulüp değerleri
Barça’nın bir başka efsanesi Andres Iniesta’nın ‘Sanatçı’ adlı otobiyografisinin 7. bölümünde Cocu ile bir anektodda, Iniesta ve arkadaşlarının, La Masia’da oynarken Cocu, Laudrup ve Guardiola’yı izleyip orta saha konusunda kendilerini geliştirdikleri yazıyordu. Böylesine değerli bir ismin kitabındaki bu güzel detay üzerine gülümseyen Cocu, kendini övmeden direkt Barça’nın gençlik konusundaki uzmanlığına konuyu getiriyor:
“Iniesta 16 yaşında altyapıdan A takıma çıktı, Xavi çıktı aynı şekilde. Puyol çıktı. Üst düzeydeki felsefenin nasıl olduğunu görüyorsunuz. En üst düzey bir kulüpte bile gençlere nasıl önem veriliyor, A takıma çıkarılıyor o oyuncular. Ama bunu büyük oyuncularla birleştirerek güzel bir harman yaparak gerçekleştiriyorlar. Maksimum seviyede oynayan oyuncularla beraber. Örneğin o dönem Kluivert vardı, Luis Enrique vardı, Rivaldo, Figo... Bu oyuncuların da orada olması, gençlerin fark yaratmalarını sağlıyor. Çünkü genç oyunculara destek veriyorlar. Genç oyuncuların gelişimlerine katkı sağlıyorlar. Örneğin, Guardiola ayrıldıktan sonra Xavi vardı, Iniesta vardı. Aynı şekilde o misyonu devam ettirdiler. Bu da kulübün değerlerini korumasını sağlıyor.”
Advocaat etkisiFenerbahçe’nin eski teknik direktörlerinden Dick Advocaat ile oyuncu-hoca ilişkisini de anlatan Phillip Cocu, önemli bir tecrübe edindiğini belirtti.
Cocu, Hollanda Milli Takımı ile 2010 Dünya Kupası’ndaki oyun anlayışlarına Advocaat’tan aşina olduğunu dile getirip, “Benim için yeni bir durum değildi aslında Hollanda’da o dönem oynadığımız futbol. Çünkü Dirk Advocaat ile ben o düz olarak tanımlayabileceğimiz 4-4-2 sistemini oynamıştım” dedi.