Müze Gazhane
Kadıköy ilçesinde bulunan, 1892 yılında Anadolu Yakası’nın havagazı ihtiyacını karşılamak için hizmete giren ve bir süre sonra atıl şekilde bırakılan Hasanpaşa Gazhanesi, 25 yıllık uzun bir mimari yolculuğun ardından “Müze Gazhane” olarak hayat buldu.
Proje Müellifleri Gülsün Tanyeli, Yıldız Salman, Sevim Aslan, Deniz Aslan, Kani Kuzucular Proje ve Uygulama Danışmanları Afife Batur, Feridun Çılı İşveren İBB Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğü Yüklenici Güryapı Restorasyon Taahhüt ve Ticaret A.Ş. Peyzaj Projesi DS Mimarlık Statik Proje OTS Proje Müşavirlik Elektrik Projesi Şah Elektrik Aydınlatma, Time Elektrik Mekanik Proje Besco Mühendislik Fotoğraflar Cemal Emden, Doğu Ayan
Mimar-Koruma Uzmanı Gülsün Tanyeli, Mimar-Restoratör Yıldız Salman, Mimar-Restoratör Sevim Aslan ve Mimar-Peyzaj Uzmanı Deniz Aslan iş birliğiyle projelendirilen Müze Gazhane, geçtiğimiz Temmuz ayında kapılarını açtı. Hasanpaşa Gazhanesi’ni “yapımına başlandığı günden bugüne, oralıların yarattığı, kentlinin kullandığı ve taçlandırdığı bir yerleşke” olarak nitelendiren mimarlar, projenin Hasanpaşa Çevre Gönüllüleri’nin Kadıköy’e ve tüm İstanbul’a malolan mücadelelerinin ürünü olduğunu vurguluyorlar.
1999 yılında İBB ve İTÜ arasında imzalanan bir ön protokolle başlayan çalışmaların her aşamasında anlamlı bir korumanın mimarlığı öncelenmiş. 25 yıllık katılımcı bir sürecin ardından özenli bir yapım aşamasıyla kamu için örnek oluşturabilecek bir dönüşüm örneği olarak hayata geçirilmiş. İstanbul’un Asya yakasındaki kömür gazı hizmeti 1891 yılında kararlaştırılmış olup, Hasanpaşa’da kentsel alan çeperinin de gerisinde kurulmuş olan gazhane tesisleri 1892 yılında hizmete girmiş. Tesis birçok geliştirme ve ekleme ile birlikte 1993 yılına kadar 101 yıl hizmette kalmış. Bu süreç boyunca kömür gazı hizmetinin kapsamı, İstanbul’un Asya yakasının bütününe yayılmış.
Kentsel alandaki gelişmeler ve gazın kullanım alanlarının artışı kısa sürede yeni üretim tesislerinin yapımını zorunlu kılmış. Bu durum da alanda, atölyeler dahil toplamda irili ufaklı birçok yapının yer almasına sebebiyet vermiş. Hasanpaşa Gazhanesi çalıştığı sürece çevre yerleşkeleri için ilginç, zaman zaman korkutucu yaşantılar oluşturmuş. Maden kömürünün ısıtılarak gazın alınmasından sonra depolanması, şehre basılması, özellikle gazometre mühendisliği, alçalan yükselen metal hazneler, mahalleli için de ilgi çekici olmuş. Metal genleşmesi sırasında gerçekleşen minik patlamalar ise mahalleliler için zaman zaman korkutucu bir unsur olmuş. Bu nedenle kömürün hikayesi projenin başından itibaren mimarların ana motivasyonu olmuş.
“Kömürün bugün dahi, yerlere ve derzlere bulaşmasını istiyoruz. Bunun için, özellikle halihazırda kullanıma açılmamış L binasını, bu hikayenin içselleştirilebileceği yer olarak ayırmıştık. Halen bu kullanımın gerçekleştirilmesini düşlüyoruz” diyen mimarlar bir başka önemli konunun ise buluşmalar ve dinletilerle beraber çocuklar için ayırdıkları büyük boşluğun yeniden çocuklara ayrılması olduğunu vurguluyor, 25 sene öncesi için de oldukça özgün bir dile sahip ve alana yeni eklenen yapılara atfedilen daha gelişmiş bir teknoloji ile üretilmiş yapılardan biri olan Kd (çocuk kulübü) yapısının tamamlanması olduğunu dile getiriyorlar.
Gazhanenin tüm hafızası ve varoluşunun tüm yapılarda yansıtılması gerektiği kanaatinde olan mimarlar gazometreler bölgesi için, üç gazometrenin birlikteliğinin imgesini üretmenin arayışında olmuş. Bu nedenle biri bugüne kadar kısmen gelebilmiş olan Ga gazometresinin yanı sıra diğer iki gazometrenin varlıklarını, herhangi bir rekonstrüksiyon yapmaksızın günümüze taşınmış. Ga gazometresi için çok sayıda alternatif yaşantı üretilmiş.
Son olarak çan adı verilen, gazın depolandığı hazne, Şehir Tiyatroları’nın kullanımına uygun olarak tasarlanmış. Bu alanın içinde bir sahne yapısı hayata geçirilmiş. Bu alanın üstünde teleskopik çalışan haznelerin en dolu halini oluşturdukları kotta ise, “gökyüzü bahçesi” adı ile önerilen bir platform tasarlanmış.
Açık hava sineması ve diğer kullanımlara olanak veren bu seyir ve bahçe alanı halihazırda kullanılmıyor. Bu çok potansiyelli alanın yeniden değerlendirilerek kentlinin kullanımına sunulması ile özellikle genç kullanıcıların çok benimseyecekleri bir mekan daha kazanılmış olacak.
Tamamen yeni yapılar olan Gb ve Gc binaları ise sadece geometrileri ve hacimsellikleri ile geçmişe atıfta bulunuyor. Gb yapısı tamamen içi boş bir sirkülasyon yapısı olup Gc ise mini sahnesiyle bir çocuk tiyatrosu ve çocuk tiyatroları arşivi olarak tasarlanmış.
Yeniden kullanım projesinde sanatçı atölyesi olarak ele alınan eski kompresör binası olan J binası ise kütüphane binası olarak kullanılmış ve projenin bu günlere gelmesindeki en önemli isimlerinden biri olan Afife Batur’a atfedilmiş.