SKORER
PEMBENAR
CADDE
YAZARLAR

2030 hedeflerine ulaşmada hızlandırıcı 'etki' tartışıldı

Etki yatırımcılığı ve etki ekosisteminden uzman isimler, ‘etki hızlandırıcı programı imece impact’in kapanış buluşmasında bir araya geldi.

|

Toplumsal ve ekolojik fayda üreten, büyüme aşamasındaki girişimleri hızlandırmak, ürettikleri sosyal etkiyi görünür kılmak, etki yatırımı başta olmak üzere girecekleri süreçler içerisinde doğru değerlemeye ulaşmalarına katkı sağlamak üzere, sosyal inovasyon platformu imece’nin geçtiğimiz Kasım 2020’de başlattığı “imece impact” programına, “Nitelikli Eğitim” ve “Döngüsel Ekonomi” alanlarında sosyal etki üreten toplam 7 girişim katıldı. Program dahilinde girişimcilere büyüme yolculukları sırasında; “etki ölçümleme ve raporu”, “iş geliştirme ve özel sektör ile eşleştirme”, “mentor havuzuna erişim”, “özelleştirilmiş 1’e 1 eğitim ve girişim koçluğu desteği”, “girişimin ihtiyacına yönelik hizmet satın alma” ile “iletişim desteği ve yazılı ya da video formatında tanıtım içerikleri’’ başlıkları alt

ında çözüm ve gelişim fırsatları sunuldu.

Kasım 2020’den bu yana düzenlenen etki hızlandırıcı programı imece impact’in ilk dönemi, çevrimiçi düzenlenen kapanış buluşması ile tamamlandı. Etkinlikte, programdan faydalanan 7 girişimin yanı sıra, aralarında imece Direktörü Mustafa Özer, Zorlu Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu, SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, Fazla Gıda Kurucu Ortağı ve CEO’su Olcay Silahlı, MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut, büyük küresel sorunları çözen erken aşamadaki girişimlere yatırım yapan Village Capital Yöneticisi Heather Matranga’nın da bulunduğu, yerel ve global ekosistemden konuklar etki ekosistemine yönelik deneyimlerini paylaştı.

“Öncü boşluğunu doldurmak, etki yatırımcılığı ile mümkün“

“Kapanış Buluşması” kapsamında düzenlenen “Öncü Boşluğunu Doldurmak: Özel sektör ve girişim iş birlikleri ile Etki Yatırımcılığının Durumu” adlı panelde, “Özel sektör ve etki odaklı girişimler arasında işbirliklerinin artması neden önemli?”, “Şirketler neden etki potansiyeli yüksek alanlara odaklanmalı?” ‘Etki yatırımcılığında son gelişmeler ve bu alanın gelişmesi için fırsatlar neler?” gibi temel sorular çerçevesinde ilerlendi. Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Gazeteci ve Yazar Fatoş Karahasan’ın moderatörlüğünü üstlendiği paneldeki diğer konuşmacılar; imece Direktörü Mustafa Özer, Zorlu Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu, SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin ve Village Capital Kıdemli Yöneticisi Heather Matranga oldu.

”imece kurulurken çıkış noktamız birlikte çözüm üretmekti diyerek sözlerine başlayan imece Direktörü Mustafa Özer “Çok büyük küresel meselelerle karşı karşıya olduğumuzu görmüştük ve bunların herhangi bir kurum ya da şirket tarafından çözülmesi mümkün görünmüyordu. O yüzden imece ile birlikte çözüm üretebilecek bir platform yaratmak için yola çıktık. Her programımız Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile ilintiliydi ve ilk üç destek programını da bu kapsamda gerçekleştirdik. Ancak SKA’lara giden yolda zaman daraldıkça hızlanma ihtiyacı olduğunu gördük ve ilk dönemdeki destek programları süresince öğrendiklerimizle bir etki hızlandırma programı başlatmaya karar verdik. 12 ilden 88 başvuru aldık. Hem imece ekibi hem de girişimciler için müthiş bir deneyim oldu. Çünkü Türkiye’de ilk defa bir etki raporu girişimlerle birlikte çalışarak yapılıyordu ve o yüzden merak duygusu çok yüksek bir süreç yaşadık. Birçok iş birliği gerçekleştirdik, birbirimizi besledik. Türkiye etki odaklı çok özel bir çalışmaya imza attığımıza inanıyoruz” dedi.  

”Küresel meselelerin her geçen gün daha karmaşık ve çok boyutlu hale geldiğini söyleyen Zorlu Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu; “Eşitsizlikler, kaynakların azalması, biyoçeşitlilik, iklim krizi, göçler gibi o kadar çok mesele var ki, bir duvar çekip kendinizi bu meselelerden soyutlamanız mümkün değil. Pandemi bu konuda çok iyi bir örnek. Bir sağlık sorunu olarak başladı. Sonrasında toplumsal ve ekonomik küresel bir meseleye dönüştü. 1990’lardan bu yana BM İnsani Kalkınma Endeksi hiçbir zaman eksiye düşmemişti ama pandemi ile birlikte maalesef ciddi bir gerileme yaşadı. Bu bize; tüm bu meseleleri ne devletlerin ne de çeşitli kurumların tek başına çözmesinin mümkün olmadığını gösterdi. Çözüm için daha fazla kolektif akılla şekillenen somut aksiyona, çabaya ve sürdürülebilir yaklaşımlara ihtiyaç var. Geçici çözümler değil, sistem temelli bir dönüşümü yaratmak gerekiyor. Bunun için de şirketlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Çünkü şirketler toplumsal ve ekonomik olarak çok geniş etkiye sahipler. Bu nedenle iş dünyasının zirvesi Davos, kuruluşundan bu yana ilk defa manifestosunda değişikliğe gitti ve paydaş kapitalizmini ortaya koydu. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)’lar bize bir ölçü, bir hedef verdi, ortak bir dil yarattı. Bu çok kıymetli ama şu an SKA’lar için koyulan hedeflere ulaşma yolunda, 110 ay gibi bir zaman kalmışken, böyle bir hızlandırıcıya da gerçekten ihtiyacımız var. Bu hedefleri gerçekleştirebilmek için pandemi öncesindeki hesaplamalara göre her yıl 2,5 trilyon dolarlık bir kaynağa ihtiyaç vardı. Buna Paris İklim Anlaşması kapsamındaki hedefleri de dahil ettiğimizde yıllık 5 trilyon dolarlık bir kaynaktan söz ediyoruz Bunu ancak şirketlerin bu amaçlar doğrultusunda yapacağı etki yatırımları ile sağlayabiliriz. O yüzden şirketlerin kendi yol haritalarını netleştirerek hızla ilerlemeleri kritik bir önem arz ediyor. Tüm bu gerçekliklerden yola çıkarak; şirketlerin bir yandan etki odaklı yatırımlara yönelmesinin, bir yandan da imece gibi platformlar aracılığıyla sosyal girişimcilerin etkilerini artırmalarına yardımcı olmalarının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum” dedi. 

Gelecekte var oluşunu sürdürmek isteyen kurumların sürdürülebilirliği ve insan odaklılığı karar mekanizmalarına dahil etmeleri gerektiğine dikkat çeken SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, konuşmasında şu sözlere yer verdi:“İş dünyası için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını iş yapış biçimlerine entegre etmek ve Paris Anlaşmasının koşullarını yerine getirmek kaçınılmaz hale geldi. Batıda yaşanan Yeşil Dönüşüm rüzgarının günden güne etkisini artırdığı bir dönemde, Türkiye olarak Paris İklim Anlaşması’na taraf olma kararı son derecede önemli. Bu adım ülkemizin uluslararası ticaretteki rolünü güçlendirecek. Çevresel, sosyal ve yönetişim boyutları ile beraber sürdürülebilirlik stratejisi, kurumlar için olmazsa olmaz hale gelmiş durumda. Stratejisinin merkezine sürdürülebilirliği alan şirketler için, yeşil krediler, sürdürülebilir tahviller, sosyal bonolar gibi sürdürülebilir finansman araçlarına erişim imkanları bulunuyor. Sürdürülebilir büyüme için yapılan yatırımların geri dönüşü de daha hızlı oluyor. Örnek vermek gerekirse, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayınlanan 2019-2023 Enerji Verimliliği Strateji Belgesindeki eylemlerin hayata geçirilmesi ile enerji verimliliğine yapılan 1 dolarlık yatırım 1,5 dolarlık verimlilik artışı sağladığı hesaplanıyor. Bir diğer önemli unsur da, kazan-kazan ilişkisine dayalı iş birliklerinin artırılması. Kaynak verimliliğinin her alanda sağlanabilmesi anlamına gelen iş birlikleri sayesinde etkiyi artırabilmek için kurumları ortak paydada buluşturan platformları çoğaltmalıyız. SKD Türkiye olarak, üyelerimize bu imkanları sunuyoruz. 2004 yılından beri sürdürülebilirlik birikimimizi çalışma grupları faaliyetlerimiz aracılığıyla üyelerimiz ve farklı platformlarda paydaşlarımız ile paylaşıyoruz. İyi uygulama örneklerinin yaygınlaşması için onları teşvik ediyor, etkilerini artırmalarına destek oluyoruz. Yaptığımız tüm çalışmalarda, “Yeşil Dönüşüm” prensiplerinin savunuculuğunu yaparak kamuda politika gelişimine katkıda bulunuyor; başta üyelerimiz olmak üzere iş dünyasına sürdürülebilirlik konusunda rehberlik ediyoruz.”

“Büyük şirketlerin önemli bir rolü olacak”

'Bugün gelinen noktada herkes durumun aciliyetinin ve hızlanma ihtiyacının farkında’ diyen Village Capital kıdemli yöneticisi Heather Matranga; “Yenilikçiliğe ihtiyacımız var ve yaratılacak etkiyi anlamak için de bunu ölçeklendirmeye ve ölçümlemeye ihtiyacımız var. Biz şirket olarak hangi şirketlerin inovatif yaklaşımlarla bu meseleleri çözebileceğine bakıyoruz. Çözümün ne kadar ölçeklenebilir olacağını değerlendiriyoruz. Çünkü yatırımcılar nerede değer yaratılabileceğini bilmek istiyor. Sadece kime ve neye yatırım yaptığına bakmıyor, nasıl yatırım yapıldığına da bakıyorlar. Bu fotoğrafta politika belirleme açısından devletlerin oynayacağı rol daha büyük olabilir. Ancak şirketlerin oynayacağı rol özellikle çok kritik olacak.  Çünkü büyük şirketlerin ekosistemi inovasyona yönelik olarak güçlendirmede önemli bir rolü olacağını düşünüyorum’ şeklinde sözlerini sürdürdü.

Girişimler sundukları çözümler ile nitelikli eğitim alanında ilerlemeye yardımcı oluyor  Etkinlikte, “Nitelikli Eğitim Alanında Yenilikçi Çözümler” paneli, panelin moderatörü MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut’un mesele üzerine yaptığı giriş konuşması ile başladı. Erkut yaptığı giriş konuşmasında; nitelikli eğitimin; kapsayıcı, eşitlikçi, kaliteli olması gerektiğini dile getirdi. 

Nitelikli bir eğitim için, yaşam boyu eğitime önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Erkut, “Nitelikli eğitimi Türkiye’de sağlayabilmenin en önemli yollarından biri, teknolojilerin eğitimde kullanımı olması. Bu sektör dünyada en hızlı büyüyen sektörlerden biri.” dedi ve bu alanda yapılan girişimlerin önemine dikkat çekti.

Kodris kurucusu ve CEO’su Koray Uzel, Manibux kurucusu Canan Akmanoğlu Bayrak, The Academys kurucu ortağı ve CEO’su Deniz Karadaş ve Tospaa girişiminin kurucusu Alp Ar’ın yer aldığı panelde sunum, soru ve cevaplarla konu kapsamlı bir şekilde ele alındı.

Etki girişimleri, döngüsel ekonomiyi inşa ediyor Etkinliğin bir diğer paneli, “Döngüsel Bir Ekonomi Mümkün mü?” başlığında, Fazla Gıda Kurucu Ortağı ve CEO’su Olcay Silahlı’nın moderatörlüğüyle gerçekleştirildi. Ekonomide yaklaşım ve modellerin tek başına önem arz etmediğini, toplumsal ve bireysel farkındalık da çok önemli olduğunu söyleyen Silahlı, “Bu nedenle AB Yeşil Mutabakat gibi düzenlemelerin hayata geçmesi önemli olsa da ancak girişimler tarafında karşılığını bulduğu zaman anlamlı hale gelebilir” diyerek girişimciliğin önemi dikkat çekti. Anadolive kurucusu Aysu Gürman, BPREG kurucusu ve CTO’su Burcu Karaca Uğural ve Laska kurucusu ve CEO’su Onur Güdü’nün yer aldığı panelde sunum, soru ve cevaplarla konu kapsamlı bir şekilde irdelendi.  

Etkinlik katılımcıları, toplumsal ve çevresel meselelerin giderek görünür olduğu günümüzde, pandeminin getirmiş olduğu mevcut durum ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak için kalan zamanın giderek azalması karşısında, “birlikte hızlanma ihtiyacı”nı her zamankinden daha çok hissettiklerini vurguladı. 

Toplumsal ve çevresel sorunların çözümünde rol oynayan imece impact girişimleri

Anadolive

“Sanayi Yenilikçilik ve Altyapı”, “Sorumlu Üretim ve Tüketim”, “İklim Eylemi” ve “Karasal Yaşam” amaçları doğrultusunda çalışmalar yürüten AnadOlive, yağı alındıktan sonra kurutulan, yapısı ve doğallığı bozulmadan konsantre hale getirilen zeytini, ‘‘Toz Zeytin’’ formunda, baharat olarak sunarak Akdeniz ve Ege havzasını koruyor.

BPREG
“Sorumlu Üretim ve Tüketim” ve “İklim Eylemi” amaçları doğrultusunda çalışmalar yürüten BPREG, doğal elyaf takviyeli endüstriyel biyokompozitler geliştirerek sentetik kompozitlere çevre dostu alternatif sunuyor.

Kodris

“Nitelikli Eğitim”, “Eşitsizliklerin Azaltılması” amaçları doğrultusunda çalışan Kodris, çocukların teknolojik ilerlemelere öncülük edebilen bireyler olarak yetişebilmeleri için 7–16 yaş arasındaki çocuklara kodlama öğretmeyi amaçlıyor.

Laska

''Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar'', "Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı" ,"Sorumlu Üretim ve Tüketim" ve "İklim Eylemi" amaçları doğrultusunda çalışan Laska, sahip olduğu yüksek teknoloji ile atık lastiklerin ileri dönüşümünü gerçekleştirerek atık lastiklerden yenilenebilir yakıt ve karbon siyahı olmak üzere katmadeğerli  ve temiz iki ayrı hammadde elde ediyor.

Manibux

“Nitelikli Eğitim” ve “Sorumlu Üretim ve Tüketim” amaçları doğrultusunda çalışmalar yürüten Manibux, 8–18 yaş arasındaki çocuklara ve ailelerine finansal okuryazarlık becerisi kazandırmayı amaçlıyor.

The Academys

“Nitelikli Eğitim”, “Eşitsizliklerin Azaltılması”, “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı” amaçları doğrultusunda çalışmalar yürüten The Academys, espor eğitimleri ile sektörün mutfağına değer katacak kalifiye insanlar yetiştirmeyi ve daha profesyonel, daha genç bir ekosistem var etmeyi hedefliyor.

Tospaa

“Nitelikli Eğitim” ve “Eşitsizliklerin Azaltılması” amaçları doğrultusunda çalışmalar yürüten Tospaa, kodlama mantığının kavranmasına yönelik somut materyal eksikliğini gideriyor.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.