Salgın 2020’de Alman ekonomisini vurdu
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu ekonomik kriz Avrupa’nın lokomotif ülkesi Almanya’yı benzeri görülmemiş şekilde vururken, ülke ekonomisindeki toparlanmanın büyük ölçüde salgının kontrol altına alınmasına bağlı olduğu belirtiliyor.
Salgın, Avrupa'nın en büyük nüfusuna sahip ülkesinde gündelik hayatı etkilerken, başta büyüme ve istihdam olmak üzere ekonomi için de tehdit oluşturdu.
Ülkede, salgından en çok etkilenen sektörlerden turizm, konaklama, hava yolları, seyahat, yeme-içme ve tekstilde birçok firma iflasın eşiğine gelirken, çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren şirketler de hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Aldığı önlemler nedeniyle Kovid-19'un ilk dalgasını çok fazla etkilenmeden atlatan Almanya, önlemleri daha da sıkılaştırmasına karşın ikinci dalgada salgını kontrol altına alamadı.
Kovid-19'un ilk dalgasında salgında mücadelede “örnek ülke” olarak gösterilen Almanya'da, hazirandan ağustosa kadar olan süreçte günlük vaka sayısı 200 ile 1.000 arasında seyrederken, önlemlerin etkisiyle salgın kontrol altında tutuldu.
Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ağustosta tek haneli rakamlara indi.
Başbakan Angela Merkel, ülkenin yüzde 60 ile 70'ine Kovid-19 bulaşabileceği uyarısında bulunarak, "Kovid-19 salgınının etkileri 2008 yılındaki banka ve finans krizinden daha kötü." ifadelerini kullandı.
İkinci dalgada, günlük Kovid-19 vaka sayısı 30 bini geçerken, ülkede 15 Ocak itibarıyla Kovid-19 vaka sayısı 2 milyonun üzerine çıkarken, virüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı da 45 bini geçti.
Kasımdan bu yana ikinci kapsamlı kısıtlamaların devam ettiği ülkede tedbirler birçok kez protesto edildi.
Ekonomi 10 yıllık büyümenin ardından resesyona girdi
Almanya, 2008-2009 finansal krizinden sonra "iyi" olarak nitelendirilen 10 yıllık bir ekonomik büyümenin ardından Kovid-19 salgınının neden olduğu krizle 2020'de derin bir resesyon yaşadı.
Ekonomide resesyon ihtimalinin konuşulduğu 2019'da yüzde 0,6 büyüyen Alman ekonomisi, salgının etkisiyle 2020'nin ilk çeyreğinde yüzde 2 daraldı.
Ülke, salgının hane halkı tüketimi, ihracatı ve yatırımları olumsuz etkilemesiyle 2020’nin ikinci çeyreğinde yüzde 9,8 ile tarihi daralma gösterdi.
Salgını kontrol altına almaya yönelik önlemlerin gevşetilmesinin özel tüketim harcamalarının yanı sıra ekipmana yapılan yatırımlar ve ihracatın artması sonucu Alman ekonomisi, üçüncü çeyrekte yüzde 8,5 büyüme kaydetti.
Almanya Federal İstatistik Ofisi'nin (Destatis) 14 Ocak'ta açıkladığı öncü verilere göre, Almanya'nın gayrisafi yurt içi hasılası (GSYH) 2020 yılında Kovid-19 salgınının şirket ve tüketici faaliyetlerini kısıtlamasının etkisiyle yüzde 5 düşüş kaydetti.
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), Kovid-19 salgınında ikinci dalga ve yeni kısıtlamalar nedeniyle Alman ekonomisinde düşüş öngörürken, ülkenin 2020'de yüzde 5,5 küçüleceği ve 2021'de ise yüzde 3 büyüyeceği tahmininde bulundu. Bundesbank, ekonominin 2022'de yüzde 4,5 ve 2023'te yüzde 1,8 büyümesini bekliyor.
Kamu borcu Kovid-19 krizinde yaklaşık 300 milyar euro arttı
Almanya'nın kamu borcu, geçen yılın ocak-eylül döneminde 296,4 milyar euro artarak yaklaşık 2,2 trilyon euro ile tüm zamanların rekorunu kırdı.
Destatis verilerine göre, Almanya'nın geçen yılın 9 ayında federal, eyalet, sosyal güvenlik fonları, belediye ve belediye birlikleri düzeyinde tüm temel ve ilave bütçeleri de dahil genel kamu borcu 2 trilyon 195 milyar 100 milyon euro oldu.
Böylece kamu borcunda tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşılırken, söz konusu borç Kovid-19 krizine karşı alınan tedbirler nedeniyle 2019 sonuna göre yüzde 15,6 (296,4 milyar euro) arttı.
Kovid-19 krizinde Almanya'nın anayasadaki borç freni askıya alınarak federal hükümete ekonomide kurtarma ve toparlanma önlemlerini finanse etmek üzere geçen yıl 218 milyar euroya kadar net yeni borç alma izni verilmişti.
2011'den beri ilk defa bütçe açığı verildi
Kovid-19 Alman federal ve eyalet hükümetlerinin bütçesini vurdu. Almanya'nın federal devlet, eyaletler ve belediyelerini kapsayan bütçe açığı geçen yıl 158,2 milyar euro oldu. Böylece, 2011'den beri ilk defa bütçe açığı oluşurken, söz konusu açık, Doğu ve Batı Almanya'nın birleştiği 1990 yılından sonra en yüksek ikinci bütçe açığı olarak kayıtlara geçti.
Bütçe açığı GSYH'nin yüzde 4,8'ine ulaşması dikkati çekti. Almanya'nın geçen yıl yüksek bütçe açığı vermesinde Kovid-19'un olumsuz etkisini hafifletmek için sağlanan finansal teşvikler etkili oldu.
Avrupa Birliği'nin (AB) Mart 2020'de Kovid-19 salgını nedeniyle kamu harcamalarını sınırlandıran kuralları askıya almasından dolayı, Almanya yüksek bütçe açığı nedeniyle Brüksel ile sorun yaşamayacak.
AB kurallarına göre, üye ülkelerin bütçe açıklarının GSYH'lerinin yüzde 3'ünün, kamu borçlarının da GSYH'lerinin yüzde 60'ının altında olması şartı aranıyor.
Almanya’nın ihracatı 10 ayda yüzde 11,2 düştü
İngiltere, Fransa ve ABD gibi önemli ticaret ortaklarında Kovid-19 salgınını kontrol altına almaya yönelik getirilen kısıtlamalar Almanya’nın ihracatını olumsuz etkiledi. Ülkede ihracat, salgının yoğun olarak yaşandığı nisanda bir önceki aya göre yüzde 23,8 düştü.
Almanya'nın ihracatı Ocak-Ekim 2020’de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,2 azalarak 992,1 milyar euroya, ithalatı da yüzde 8,9 düşüşle 844 milyar euroya geriledi. Ülkenin ticaret fazlası, yaklaşık yüzde 22,3 azalarak 148,1 milyar euro oldu.
Almanya'da hükümet, 2020’de ihracatın yüzde 12'den fazla düşmesini ve 2021’de yüzde 9 artmasını bekliyor. Alman Sanayi Federasyonu da (BDI) ihracatın 2020’de yüzde 13 düşeceği öngörüsünde bulundu.
Uzmanlar, İngiltere ve Fransa gibi Almanya'nın önemli ticaret ortaklarındaki Kovid-19'a karşı ikinci kısıtlayıcı tedbirlerin Almanya’nın ihracatını baskılayacağı uyarısında bulundu. Söz konusu ülkelerdeki ekonomik faaliyetlerin yılın ilk çeyreğinde durgunlaşması ve ekonominin yeniden küçülmesi beklenirken, bu durumun Almanya'nın ihracatı için zorluklar oluşturacağı vurgulandı.
Büyük şirketler iflasın eşiğinde
Salgın, Almanya'nın büyük şirketlerini de vurdu.
Alman hava yolu şirketi Lufthansa Grubu, Kovid-19 nedeniyle neredeyse iflas etme noktasına geldi. Alman hükümeti, haziran ayında 9 milyar euroluk kurtarma paketi sağlayarak şirketi iflastan kurtarırken, salgının hava ulaşımı sektöründe oluşturduğu talep daralması sonucu yeniden yapılanmaya giden şirket, 22 binden fazla çalışanını işten çıkaracağını duyurdu.
Almanya sağladığı desteklerle öne çıktı
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz oranlarını çok düşük seviyede tutması, düşük faiz nedeniyle kamunun, hane halkının ve şirketlerin çok düşük faizle borçlanabilmesi ve bütçenin fazla vermesi, Almanya'nın Kovid-19 krizine mali olarak iyi bir durumda girmesini sağladı.
ECB'nin sağladığı toplamda 1 trilyon 850 milyar euroluk destek ve AB'nin üye devletler için sunduğu 750 milyar euroluk kurtarma paketi de Kovid-19 krizinde Alman ekonomisinin toparlanmasına yardım etti.
Avrupa’da Kovid-19 teşvik ve yardımları konusunda en dikkati çekici ülke Almanya oldu. Almanya’da hükümet, salgının vurduğu ekonomisini kurtarmak için 2013'ten bu yana ilk kez borçlanmasının yanında çeşitli araçlarla ekonominin ayakta kalmasını sağlamak için 800 milyar euroluk teşvik paketi hazırladı.
Almanya’da Kovid-19 krizinde likidite sıkıntısı çeken şirketlere sermaye piyasası üzerinden 400 milyar euro finansman garantisi verilirken, hükümet de kredi sigortalarının 500 milyar euroya kadar temerrüt riskini üstlendi.
Hemen her alanda şirketlere, kültürel faaliyetlere acil destek programı hazırlayan hükümet, KDV oranını yüzde 19'dan yüzde 16'ya çekti. Temel gıda gibi ürünlerindeki KDV de yüzde 7'den yüzde 5'e indirildi. Hükümet, çocuk sahibi ailelere de çocuk başına tek seferlik 300 euro destek verdi.
Gelecek dönem için iklime 50 milyar euro, sağlık sisteminin geliştirilmesi için de ek ödenekler ayrıldı.
Kovid-19 krizinden sonra Alman ekonomisinin görünümü
Uzmanlar, Kovid-19 krizinden sonra Alman ekonomisinde bu yıl kayda değer bir toparlanma beklerken, bunun ne kadar güçlü olacağı konusunda ise farklı görüşler bulunuyor. Birçok ekonomist, 2021'de ülkede büyümenin yüzde 4-5 arasında olacağını öngörüyor.
Bu yıl Kovid-19'da 3. dalga, Brexit ile gelen belirsizlik, yeni ABD Başkanı Joe Biden’ın transatlantik ilişkilerdeki politikası, Çin ile ekonomik ilişkiler ve 2021'in ikinci yarısında yapılacak federal seçimler Alman ekonomisini etkileyecek faktörler olarak sıralanıyor.
Almanya'nın bilgi, iletişim ve yeni medya sektörlerini temsil eden sivil toplum kuruluşu BITKOM’un başkanı Achim Berg, ekonomik gelişmenin büyük ölçüde Kovid-19 salgınının kontrol altına alınmasına bağlı olacağını belirterek, "Salgında 3. veya muhtemelen 4. dalganın önlenmesi önemlidir. Pek çok Asya ülkesi; Kovid-19’da enfeksiyona karşı başarılı koruma, salgın koşulları altında bile istikrarlı ekonomik kalkınmanın mümkün olabileceğini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Salgının uzun vadeli zararları yönetilebilir"
Almanya Dış Ticaret Birliği (BGA) Başkanı Anton Börner da salgının Alman ekonomisini "şiddetle sarstığını", uzun vadeli zararının ise "yönetilebilir" olduğunu kaydetti.
Kapsamlı devlet teşviklerine dikkati çeken Börner, "Ekonominin temelleri şu ana kadar büyük ölçüde sağlam ve ekonomi aşı dünya çapında uygulandığında ve kısıtlamalar ortadan kalktığında hızlı bir şekilde toparlanmaya hazır." ifadesini kullandı.
Börner, ABD ile Çin arasındaki ticari anlaşmazlıkların Biden yönetiminde bitip bitmeyeceğinin henüz belli olmadığına işaret ederek, "Bu anlaşmazlık birçok Alman şirketini etkiledi. Aslında en büyük tehlikeyi, en önemli iki ticaret ortağımız olan ABD ve Çin'in yeni ABD Başkanı döneminde bile daha da uzaklaşması gerçeğinde görüyorum. Bu, yükselen dev bir güç ile ondan hiçbir şeyin alınmasını istemeyen büyük bir güç arasındaki bir çatışma." değerlendirmesinde bulundu.
Almanya Perakendeciler Birliği (HDE) Genel Müdürü Stefan Genth ise kısıtlamalardan en çok perakende sektörünün etkilendiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“50 bin perakendecinin mağazalarını kapatmak zorunda kalmasından korkulmalıdır. Böyle bir iflas dalgası; sadece makroekonomide hasara neden olmakla kalmayacak, aynı zamanda şehir ekonomilerinde büyük bir delik açacaktır. İnsanların enfeksiyon korkusunu ortadan kaldıran ve Kovid-19 kısıtlamalarını gereksiz kılan başarılı bir aşılama kampanyası bu nedenle çok önemlidir."
Alman Sanayi Federasyonu (BDI) Başkanı Joachim Lang ise, Asya-Pasifik bölgesinin Alman ekonomisi için önemine vurgu yaparak, bu bölgede Çin’in, Alman sanayisi için en önemli pazarlardan biri ancak aynı zamanda AB için giderek zorlayan bir ortak ve sistemik bir rakip olduğunu belirtti.
Merkel, siyaseti bırakıyor
Bu arada, Almanya'da 20. Federal Meclis seçimleri 26 Eylül 2021'de yapılacak. Başbakan Angela Merkel'in 2021’in sonbaharında siyasete veda etmesi beklenirken, Merkel’in Almanya ve Avrupa sahnesinde büyük bir boşluk bırakacağı tahmin ediliyor.
2017 seçimlerinden sonra hükümetin kurulamamasının Alman ekonomisini olumsuz etkilediğini ifade eden uzmanlar, Almanya'nın ikinci kez siyasette böyle bir durumu kaldıramayacağı uyarında bulunuyor.