BORSA
ALTIN
DÖVİZ
KRİPTO

Altın, dolar ve borsada dengeler değişti: Piyasalarda 'savaş' fırtınası

Orta Doğu’da İsrail ile Filistin arasında yaşanan savaş piyasaları hareketlendirdi. Ons altın geçen hafta sert yükseliş gösterdi. Borsada ise rüzgar tersine döndü. BIST 100 endeksi yüzde 4.1 oranında değer kaybetti. Peki bundan sonra altın, dolar ve borsada yön ne olur? Beykent Üniv. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Ferman halka arzla ilgili dikkat çeken ifadeler kullandı. İşte detaylar...

|

Geçtiğimiz hafta Orta Doğu’da yeni bir savaşın fitilini ateşleyen gelişmeler yaşandı. Hamas’ın İsrail’e saldırmasıyla birlikte bölgede gerilim tırmandı. İsrail, hafta genelinde Gazze’ye yoğun saldırı gerçekleştirdi. 

PİYASALARDA SAVAŞ FIRTINASI! 

Öte yandan savaşın diğer ülkelere de sıçrayabileceğine yönelik endişeler piyasaları tedirgin etti. Son haftalarda sert düşüş gösteren altın fiyatlarında yön değişti. Ons altın geçen hafta yüzde 5.4 oranında değer kazanarak 7 ayın en yüksek haftalık kapanışını yaptı. Gram altın ise yüzde 6.1 oranında prim yaparak önemli bir artış kaydetti. 

BORSA, ALTIN VE DOLARDA YÖN NE OLUR? 

Son dönemde yatırımcıların gözdesi olan borsada ise rüzgar tersine döndü. BIST 100 endeksi haftayı 8113 puandan kapattı. Haftalık bazda endeks yüzde 4.1 oranında düşüş gösterdi. Peki bundan sonraki süreçte savaşın piyasalara etkisi ne olur? Borsa, altın, dolar ve petrolde tahminler ne? Konuyla ilgili merak edilenleri Beykent Üniv. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Ferman, CNN Türk canlı yayınında anlattı. Ferman konuşmasında şu ifadeleri kullandı: 

“Piyasada rutinin dışına çıkıldığında risk senaryoları farklı mecraya girdiğinde farklı fiyatlandırmalar, değerlendirmeler gündeme gelir. Yakın tarihte İran-Irak savaşında, Körfez krizinde vs güvenli liman olarak tabir edilen finansal araçlara olan yönlenmenin yükseldiği ortaya konulmuştur. 70’li yılların sonunda altında 4 kata ulaşan değerlenme yaşanmıştır. 

Son dönemlerde başta altın olmak üzere güvenli liman tanımında da bir takım yeni açılımlar gündeme geldi. Bunun başlıca sebebi son 30 ayı aşkın bir süredir ABD Merkez Bankası’nın (Fed) uyguladığı politikalar, güçlü dolar sendromunun ortaya çıkması. Güçlü dolar altının da aralarında bulunduğu finansal varlıkları baskı altında tutmaya devam ediyor. 

Fed en az üç çeyrek daha güçlü dolar sendromunu destekleyecek bir duruş sergileyecek. Böyle olunca güvenli liman talebi içinde eskiden otomatikman gelen altın kavramının yanında ABD doları ve 10 yıllık ABD devlet tahvillerini yerleştiriyoruz. 

ALTIN FİYATLARI HAKKINDA 

Altın bir türlü eski gördüğü 2 bin dolar fiyatlarına ulaşmayı bir tarafa bırakın 1900 dolar eşiğini aşamayan bir düzeydeydi. Bu gelişmelerden sonra 1900 doları test edecek çıkış grafiği yakalandı. Birdenbire 2 bin doları aşacak sürekli bir artış yaşanmadı. 

‘17 YILIN ZİRVESİNDEN DÖNDÜ’ 

Sermaye piyasaları böyle durumlarda daima düşüş eğilimli reaksiyon gösterir. Bu olaylardan sonra ilk açılan Asya piyasalarında bir gerileme oldu ama çöküş olmadı. Dolara bağlı 10 yıllık tahvillerde 17 yılın en yüksek faiz oranına ulaşılmıştı orada bir gerileme oldu. 

GÜVENLİ LİMAN ALTINA TALEP ARTTI 

Güvenli limanın şu anda en önemli temsilcisi altına teveccüh artmıştır. Bu coğrafya enerji havzası olduğu için doğal gaz ve petrol fiyatlarında da bir etki oluşturması beklenilen durumdu. 

‘Petrol fiyatlarında 100 doları test eder miyiz?’ denilmişti. ABD’nin karşı atakları ile petrol stokunun 12 milyon tonu aştığına dair açıklamalar, OPEC+’ın ‘mevcut durumu koruyacağız’ açıklamaları petrolü aşağı doğru baskılamıştı. Petrolü 90 doların altına çekmişti. Önümüzdeki dönemde küresel büyüme konusunda ümitli değiliz. Bu sıcak gelişmeler olduktan sonra 100 dolar üzerine sıçratan bir artış olmadı. 

‘PİYASALARDA BEKLE-GÖR POLİTİKASI’ 

Hala çok yaygınlık kazanmayan, İran-Lübnan’ın dahil olmadığı, ılımlı bir senaryo üzerinden olayın okunduğu, güvenli limanlara bir parça hareket, bekle-gör politikası, kripto paralarda aşağı yönlü baskılanma, petrol, doğal gazda yukarı yönlü hareket görüldü. 

BORSA YATIRIMCISINI NE BEKLİYOR? 

Bir baş parmak kuralı olarak risk priminin yükseldiği gelişmelerde sermaye piyasaları daima olumsuz etkilenir. Sermaye piyasalarında önemli olan geleceğe yatırım yapmak. Yatırım yaptığınız kağıtların sahibi olan işletmelerin karlılıklarını artırmaları, temettü dağıtmaları gibi pozitif algılar ön plana çıkar. Bu kaotik durumlarda lojistik ve dünya ticaretinin tehlikeye girebileceği gibi risklerin olduğu yerlerde sermaye piyasalarında risk okuması artar bir parça bekle-gör ve yeni açılımlarda tereddüt oluşur. 

‘9 KİŞİDEN BİRİ BORSADA’ 

Dünyada bir sene içerisinde iştirakçi sayısı 2 katından fazla artan tek borsayız. Yabancı oranı da Türkiye borsalarında düştü. Enflasyon zoruyla da olsa borsadaki iştirakçi sayısının artmasını becerdik. Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun her 9 kişiden birisi aktif olarak borsada.  

HALKA ARZ: ÇILGIN BİR YARIŞ İÇERİSİNDEYİZ 

Özellikle halka arz konusunda çılgın bir yarış içerisindeyiz. Halka arzların da önemli bir mekanizma olarak dikkatli kullanılması lazım. Arka arkaya gelen halka arzlar sürekli tavan yaparak iştirakçiler ‘halka arzlarda kayıp mümkün değil’ diye düşünmeye başladı. 50 civarında halka arzın onaylandığını ve bir o kadar da şirketin meraklı olduğunu düşünürsek halka arzlar, enflasyon karşısında önemli alternatif olma hasebi ile Türkiye’de sermaye piyasalarının önemli bir sıkıntı yaşamayacağını, ufak düzeltme hareketleri ile de olsa yukarı yönlü seyrin ağır basacağını düşünüyoruz. 

En kötü senaryolar ortaya çıkar savaş bizim kapımıza doğru, komşularımıza doğru gelirse o zaman sıkıntılı bir durum olur. Şu anda bizi ters etkilemez. Kuvvetli bir aşağı yönlü etki yapacağını öngörmüyorum."

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.