Bu havalarda "karar" vermeyin!
Uzmanlar, birkaç saat içerisinde hem güneşi hem de yağmuru gördüğümüz bahar aylarında ayrılık, evlilik ve iş değişikliği gibi önemli kararların alınmaması konusunda uyarıyor.
İnsan psikolojisini olumsuz yönde etkileyen değişken bahar havalarının sağlıklı düşünmeyi engellediğini belirten Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Engin Türkmen, baharın evlilik, ayrılık ve iş değişikliği gibi önemli kararlar için uygun bir mevsim olmadığını söylüyor. “Bir anda güneş arkasından yağmur ve bulutlu bir havayı aynı gün içerisinde gördüğümüz bu aylarda önemli kararlar almayın. İşten ayrılmayı düşünüyorsanız, ayrılık ve evlilik için karar dönemindeyseniz doğru karar verdiğinizden emin olmadan harekete geçmeyin” diyen Uzman Dr. Engin Türkmen, bunun nedenini şöyle açıklıyor:
Bir gün güneşli dingin diğer gün yağmurlu ve rüzgarlı günleri sık yaşadığımız bahar havası sadece vücudumuzu değil psikolojimizi de etkiliyor. Atmosferde yaşanan basınç ve iyon değişikliklerinin beyin dalgalarımızı etkileyerek ruh halimizde gel gitlere neden olduğu kanıtlanmıştır. Havada negatif iyonların artışı kişilerde depresyon, durgunluğa neden olabiliyor. Özellikle geçmişinde depresyon ve bipolar bozukluğu olanlar daha fazla etkileniyor. Güneşli havalarda ise havadaki pozitif iyonlar kişiye neşe, heyecan verir. Ruh halinizdeki bu değişiklikler doğru karar vermemizi engelleyebilir. Mümkünse bu dönemde önemli kararlar almayın. İşten ayrılacaksanız, evlilik ve ayrılık kararı alacaksanız iyi düşünün.
BU HAVALAR VÜCUT ISISINI DA BOZABİLİR
Vücudumuzun normal ısısı 37.5 derecedir. Vücudumuzun içindeki biyokimyasal reaksiyonlar metabolizma hızı, bütün enzimatik reaksiyonlar bu optimal ısıda gerçekleşir. Beynimizin ortasında hipotalamus denilen merkezde, vücut ısısını ayarlayan termoregülatör vardır. Bir nevi termostat gibi düşünebiliriz. Dışarıdaki ısı ne olursa olsun, vücut ısısını ayarlayan merkez, dışarıdaki ısıyı bir termostat gibi algılayarak vücut ısınızı artırıp ve azaltarak optimal düzey olan 37.5 derecede tutmaya çalışır. Ancak ani sıcaklık düşüşleri ve yükselişlerinde bu merkez zorlanır ve destek isteyebilir. Dışarıdaki ısı çok fazla ise bu merkez öncelikle böbreklere, deriye sonra akciğerlere uyarılar gönderir. Deri, dışarıdaki ısı çok sıcak ise ateş yükselmesin diye terler. Terleyerek vücut ısısını dengede tutar. Böbrekler ise fazla idrar yapmayarak, vücutta su tutar, akciğerler de bu suyu solunumla buhar yapıp dışarıya atar bu şekilde vücut ısısı dengede kalır. Soğuk havalarda ise vücut ısısını dengelemek için termoregülatör merkez enerjiye ihtiyaç duyar. Gıdalardan aldığı enerjiyle ısıyı korumaya çalışır. Ancak 7 - 10 derecelik ani ısı düşüş ve artışlarında beynimizdeki termoregülatör merkez zorlanır. Vücut ısısını bu dönemlerde korumak için iyi beslenmek ve doğru giyinmek gerekir.
BAHAR YAĞMURU HASTA EDİYOR
Bahar yağmuru ne yapar ki demeyin, meteorolojiyi takip ederek giyinmekte fayda var. Çantanızdan şemsiyenizi eksik etmeyin. Havalar henüz yağmurun vücudumuza verdiği zararı engelleyecek kadar sıcak değil. Bahar yağmurunda ıslanmak ardından rüzgar çarpması, vücut ısısının düşmesine neden olur. Bağışıklık sistemi düşer ve enfeksiyona açık bir hale gelir. Nezle virüsleri bu havaları sever. Vücut ısısı düşük, bağışıklık sistemi zayıfsa ve yeterli savunma mekanizması yoksa solunum yolu enfeksiyonları, sinüzit, bronşit, zatürre, kas ağrıları ve ishal gibi şikayetler sık yaşanır.
DÜZENLİ KAHVALTI YAPMAYANLAR TEHLİKEDE!
Özellikle bu havalarda düzenli kahvaltı şart. Kahvaltı kültürü edinmek çok önemli. Sabah bir kahve içip işe gidenlerde kalp çarpıntısı, gastrit ve stres kaçınılmaz oluyor. Mutlaka evden çıkmadan en azından bir dilim ekmek, bal, bir bardak çayla da olsa kahvaltı edilmeli. Kahvaltı, vücudun bağışıklık sistemi için büyük önem taşıyor. Bunun yanı sıra yeterli miktarda sıvı çok önemli. Günde 2 -3 litre su tüketilmeli. Çok sıcaklarda vücut hararetini düşürmek için su içmek lazım. Ayran ve soda gibi soğuk içecekler de tercih edilebilir. Sıcak havalarda vücut sodyum ve potasyum kaybeder terleme yoluyla. Sodyum ve potasyum ihtiyacı için tuzlu ayran veya maden suyu içilebilir.
TURP VE DOMATES BAĞIŞIKLIK İÇİN ÖNEMLİ
Bağışıklık sistemimizin doğru çalışabilmesi için bol sebze ve meyve, sodyum, potasyumun yanı sıra B12, H vitamini, çinko ve magnezyum almak lazım. Domateste bulunan selenyum ve likopen bir anti kanserojen ve bağışıklık sistemini koruyan maddelerdir. Kanserleşmeye yakın hücreleri yakalar ve öldürürür. Turp, karpuz, kırmızıbiber de bağışıklık sistemi ve kalp için önemli sebzelerdir.
KRONİK HASTALIĞI OLANLAR VE YAŞLILAR
POTASYUM VE SODYUM KAYBINA DİKKAT!
Bu mevsimde özellikle yaşlılar, gebeler, çocuklar ve kronik hastalığı olanların ısı kontrol merkezi daha çok zorlanır. Isı değişimine karşı daha hassastırlar. Kalp, tansiyon ve böbrek hastalarının özellikle beslenmelerine dikkat etmeleri gerekiyor. Yeterli miktarda sıvı alımı ve ilaçlarını daha da düzenli almaları gerekiyor. Kalp hastaları daha sık elektrolit ölçümlerini yapmalı. Bazen bu hastalarda el uyuşukluğu olabiliyor. Bu durum aşırı terlemeye bağlı sodyum ve potasyum kaybından olabilir. Kayısı, muz, üzümde potasyum oranı yüksektir. Kronik hastaların daha sık kontroller gerekir. 6 ayda bir gidiyorsa yaz başı ve yaz sonunda hekime gidip kan kontrollerini, üre ve keraitini testlerini yaptırmalılar.