Zeki Çağ ve global geleceğe işte bu temalar yön verecek
Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos’ta tema olarak belirlediği “Intelligent Age” (Zeki Çağ) teknolojinin dünya genelindeki hızlı yükselişinin ve bunun toplumlara, ekonomilere ve bireylere olan etkilerine dikkat çekiyor. İşte bu süreçte öne çıkanlar...
Küresel ekonomik ve sosyal sorunları ele almak amacıyla her yıl düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) bu sene Davos’ta tema olarak “Intelligent Age” (Zeki Çağ) başlığını seçti. “Intelligent Age” teması, teknolojinin dünya genelindeki hızlı yükselişinin ve bunun toplumlara, ekonomilere ve bireylere olan etkilerini ele almayı hedefliyor.
Bu tema, teknolojiyle birlikte gelen fırsatlar ve zorluklara dikkat çekmeyi amaçlarken, geleceğin inşasında iş birliğinin elzem olduğunun da altını çiziyor.
Zeki Çağ, hızla gelişen teknolojilerin toplumu şekillendirdiği bir dönemi işaret ediyor. Bu dönüşüm, sadece teknolojiyle değil, aynı zamanda çevresel, sosyal ve jeopolitik zekâyı da geliştirmeyi gerektiriyor. Yapay zekâ ve otomasyon, sağlık, tarım, üretim ve finans gibi sektörlerde devrim yaratıyor.
Nuran Durmaz - DataExpert / Ortak
Ancak bu teknolojiler, iş gücü kaybı ve sosyal eşitsizlik gibi potansiyel riskler de taşıyor. Yeni iş alanları oluşsa da, geçiş sürecinde çalışanları destekleyecek eğitim sistemleri ve sosyal güvenlik ağları kurulması gerekiyor.
Ayrıca, zeki şehirler ve metaverse gibi dijital ortamlar, fiziksel ve dijital dünyaların sınırlarını bulanıklaştırıyor.
Bu gelişmeler, toplumsal ilişkileri, kişisel alanı ve mülkiyeti yeniden tanımlayabilir.
‘Zeki Çağ’ 5 maddede nelerle öne çıkıyor?
1.Gelişmiş İletişim: Yapay zekâ, gerçek zamanlı çeviri, otomatik içerik üretimi ve kişiselleştirilmiş mesajlaşma gibi yeniliklerle iletişimi devrim niteliğinde değiştiriyor. Bu evrim, etkileşimleri daha verimli ve bireysel tercihlere uygun hale getiriyor.
2.Akıllı Çevreler: Yapay zekâ ve Nesnelerin İnterneti (IoT) ile desteklenen akıllı şehirler ve evler, daha sürdürülebilir ve verimli yaşam alanları oluşturuyor. Bu çevreler, enerji ve trafik akışını yöneterek yaşam kalitesini artırıyor.
3.Karışık Gerçeklikler: Metaverse ve sanal dünyaların yükselmesi, dijital ve fiziksel alanlar arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor. Bu sanal ortamlar, ekonomik ve toplumsal etkileşim biçimlerini değiştirerek kişisel alan, mülkiyet ve topluluk anlayışını yeniden şekillendiriyor.
4.Çevresel Zeka: Zeki teknolojilerin ilerlemesiyle birlikte, çevresel sürdürülebilirliği desteklemek önemli bir odak haline geliyor. Bu, yenilenebilir enerji çözümleri geliştirmek ve iklim değişikliği ve kaynak tükenmesi gibi sorunlarla başa çıkmak için yapay zekâ kullanmak anlamına geliyor.
5.Sosyal ve Jeopolitik Dinamikler: Zeki teknolojilerin entegrasyonu, küresel güç dinamiklerini ve toplumsal yapıları etkiliyor. Bu değişimleri yönetmek için jeopolitik zekaya ihtiyaç var; ekonomik eşitsizlik ve jeopolitik parçalanma gibi zorluklarla başa çıkmak adına iş birliğini teşvik etmek gerekiyor.
Özetle, Zeki Çağ, teknolojik gelişmelerin insan yaşamının her alanını derinden etkilediği bir dönemi temsil eder. Bu çağı sorumlu bir şekilde yönetmek, bu teknolojilerin tüm insanlık için faydalı olmasını sağlamak adına küresel iş birliği gerektiriyor; böylece kapsayıcılık, eşitlik ve sürdürülebilirlik teşvik edilebilecek.
Kısa, orta ve uzun vadede gelecek nasıl şekillenebilir?
Zeki Çağ’ın kısa, orta ve uzun vadede geleceği nasıl şekillendireceğiyle ilgili bazı temel öngörüler:
Eğitim: Yapay zekâ, eğitimde kişiye özel öğrenme yolları sunacak. Öğrenciler, kendi hızlarında ilerleyebilecek ve farklı öğrenme stillerine göre eğitim alabilecek. Yapay zekâ tabanlı sistemler, öğrencilerin öğrenme hızına ve anlayış seviyelerine göre kişiselleştirilmiş ders içerikleri sunuyor. Yapay zekâ tabanlı eğitim robotları, sınıflarda öğrencilerle etkileşimde bulunabilir ve çocukların öğrenmeye daha istekli olmasını sağlayan eğlenceli ve etkileşimli bir ortam yaratabilir. Yapay zekâ tabanlı platformlar, ders kitaplarını ve materyallerini kişisel öğrenme gereksinimlerine göre otomatik olarak özelleştirebilir.
İşgücü: Bazı sektörlerde iş gücü azalacak, ancak yaratıcı, stratejik düşünme gerektiren ve insan etkileşimi isteyen alanlarda daha fazla fırsat ortaya çıkacak. Çalışanlar, sürekli öğrenmeye ve becerilerini güncellemeye daha fazla ihtiyaç duyacak. 2024 yılında Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından yayımlanan “İşlerin Geleceği Raporu”nda, 2030 yılına kadar dünya genelinde 170 milyon yeni işin yaratılacağı, ancak aynı dönemde 92 milyon işin kaybolacağı öngörülüyor.
Bu durumda, net olarak 78 milyon yeni iş fırsatının ortaya çıkacağı tahmin ediliyor. En ciddi büyümenin bakım, eğitim, teknoloji ve yenilenebilir enerji sektörlerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Raporda, işverenlerin yüzde 50’sinin yapay zekâ kullanarak yeni iş fırsatları yaratmayı hedeflediği, yüzde 41’inin ise otomasyon teknolojilerini kullanarak iş gücünü azaltmayı planladığı belirtilmekte. Ayrıca, iş becerilerinin yüzde 40’ının değişmesi öngörülmekte ve küresel iş gücünün yüzde 59’unun yeniden eğitilmesi veya yeni beceriler edinmesi gerektiği vurgulanmakta. Bu bulgular, yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkisinin sektöre ve coğrafyaya göre farklılık göstereceğini, bazı sektörlerde iş kayıplarının yaşanırken, diğerlerinde yeni iş fırsatlarının ortaya çıkacağını göstermekte.
Sağlık: Yapay zekâ, hastalıkların daha hızlı ve doğru şekilde teşhis edilmesine yardımcı olacak. Ayrıca, genetik mühendislik ve biyoteknoloji sayesinde daha kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri geliştirilmiş olacak. Yapay zekâ yeni ilaçların kimyasal yapısını tahmin edebilir ve biyolojik etkilerini modelleyebilir. Bu, ilaç geliştirme sürecini hızlandırarak yıllarca sürebilen araştırmaları birkaç ayda tamamlayabilir.
Sosyal Dinamikler: Zeki Çağ, toplumsal yapıları daha da değiştirebilir. Bu dönemde insanların dijital dünyalarda daha fazla etkileşimde bulunması bekleniyor. Örneğin yapay zekâ tabanlı sanal asistanlar, insanların günlük yaşamlarını kolaylaştırıyor.
İnsanlar, sanal dünyalarda dijital kimlikler oluşturarak yeni sosyal bağlantılar kurabiliyor.
'Yapay zekâ' risk ve fırsatları beraberinde getiriyor
McKinsey & Company’nin “The State of AI in Early 2024” (2024 başlarında yapay zekânın durumu) başlıklı raporunda, yapay zekâ ve özellikle üretken yapay zekânın (gen AI) benimsenme oranları, işlevsel kullanım alanları ve organizasyonel etkileri üzerine yaptığı analize göre 2024 yılı itibarıyla, anket katılımcılarının yüzde 72’si organizasyonlarının en az bir iş fonksiyonunda yapay zekâ kullandığını belirtmiş; bu oran, 2023’te yüzde 50 seviyelerindeydi.
Katılımcıların yüzde 65’i, organizasyonlarının düzenli olarak üretken yapay zekâ kullandığını ifade etmiş; bu oran, bir önceki yılın anketinde yüzde 34’tü. Katılımcıların birçoğu hem iş hem de kişisel yaşamlarında üretken yapay zekâ kullandığını ifade etmişler. Bu bulgular, yapay zekânın organizasyonel süreçlerdeki rolünün hızla arttığını ve bu teknolojinin benimsenmesinin, iş dünyasında önemli değişimlere yol açtığını göstermekte.
2024 Dünya Ekonomik Forumu’nun “Intelligent Age” teması, teknolojinin toplum ve ekonomi üzerindeki etkilerini vurguluyor. Yapay zekâ ve otomasyon, sağlık, eğitim ve üretim gibi sektörlerde devrim yaratıyor, ancak iş gücü kaybı ve sosyal eşitsizlik gibi riskler de beraberinde geliyor. Bu dönüşüm, yeni iş fırsatları yaratırken, iş gücünü destekleyecek eğitim sistemleri ve sosyal güvenlik ağlarının kurulmasını zorunlu kılıyor. Dijital ve fiziksel dünya arasında sınırların bulanıklaşması, sosyal ilişkileri ve mülkiyet anlayışını yeniden şekillendiriyor.
Zeki şehirler ve metaverse gibi teknolojiler, toplumsal yapıyı değiştirebilir. Bu süreç, sürdürülebilirlik, eşitlik ve kapsayıcılık gibi küresel değerlerle uyumlu bir şekilde yönetilmeli. Gelecek, iş birliği ve doğru yönetimle herkes için daha verimli ve adil bir hale gelebilir.