Üçüz dönüşüm' için yol haritası Ege'den
200 milyar dolarlık iş hacmine sahip Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği'nin ilk kadın başkanı Sibel Zorlu, yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümü 'üçüz dönüşüm' olarak ana hedef yaptı... İşte Zorlu'nun yol haritası…
Aslı Öktener- Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) 250'yi aşkın üyesi, binin üzerinde şirket, 200 milyar dolarlık iş hacmi ve 200 bin istihdamla ismi çok gündemde olmayan bir dev... 31 yıllık ESİAD tarihinin ilk kadın başkanı Sibel Zorlu'nun ise gündemi yoğun. Sürdürülebilir kalkınmanın temel unsuru olarak gördüğü üçüz dönüşüm hedeflerinin peşinde... Üçüz dönüşüm ne mi? Yeşil ve dijital dönüşümün yanına toplumsal dönüşümü de ilave ederek çetrefilli ama Türkiye'ye çağ atlatacak bir yol haritası. Toplumsal cinsiyet eşitliğine de özel bir pencere açan Zorlu, "İş yaşamında kadına dair hep cam tavanlardan bahsediliyor ama ben toplumdaki çerçeveyi değiştirmek gerektiğine inanıyorum" diyerek ayrı bir perspektif sunuyor.
Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği'nin (ESİAD) Başkanı olarak görevinizde 1 yılı geride bırakıyorsunuz. Her şey beklediğiniz gibi mi geçti? Planladığınız projeleri hayata geçirdiniz mi?
Evet, 6 Eylül'de göreve başlamıştım, neredeyse bir yılı dolduruyorum. 31 yıllık ESİAD tarihinin ilk kadın başkanıyım. Biliyorsunuz daha önce yönetim kurullarında yer aldım. Başkanlık öncesinde de yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevindeydim. 250'yi aşkın üyemiz bulunuyor, binin üzerinde şirket temsil ediliyor. 200 milyar dolarlık iş hacmi ve 200 bin istihdamı düşündüğünüzde derneğin zaten kendi içinde oturmuş bir yapısı var. Amacımız, girişimciliğe ve piyasa ekonomisine dayalı, sürdürülebilir kalkınma anlayışıyla, Ege Bölgesi olarak Türkiye ekonomisinde daha aktif rol almak. Hem ülkemiz, hem de bölgenin kalkınmasına katkıda bulunmak ve üyelerimize sürdürülebilir kalkınma alanında bilgilendirmeler sağlamak. Baktığınızda bir yıl çok hızlı geçti ama dernek içinde çalışma grubu yuvarlak masalarımız var ve pek çok başlıkta projeler üretiyoruz.
Peki üzerinde çalıştığınız en önemli projeler neler oldu?
Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilgili üyelerimizi bilgilendiriyoruz. Yeşil ve dijital dönüşüm hedefi ikiz dönüşüm olarak adlandırıldı. Buna toplumsal dönüşüm de ilave edilerek üçüz dönüşüm olarak tanımlandı. Üçüz dönüşümü, sürdürülebilir kalkınmanın temel unsurları olarak görebiliriz. Gerek güneş ve rüzgâr, gerekse jeotermal açıdan birçok kaynağa sahip olan bölgemizde de çevre dostu enerjinin nasıl daha fazla değerlendirilebileceği konusu üzerinde duruyoruz. Hidrojen de buna dahil. Bu alanda çalışan üyelerimiz de var. Bunun dışında en son sürdürülebilirlikte teknoloji ve inovasyon çalışmaları yaptık. Ayrıca UN Global Compact örgütünün Ege yürütücülüğünü yapıyoruz. Kadının Güçlenmesi İzmir Platformu'nun da yürütücüsüyüz. ESİAD olarak kadınların iş hayatında ve toplumda güçlenmesine önem veriyoruz. Bununla ilgili çalıştaylar düzenliyoruz. WEPs Kadının Güçlenmesi İlkeleri'ne imza atan firmalarımızın çoğalması ve bu ilkelerin başarıyla hayata geçirilmesi için çalışıyoruz. Diğer yandan AB Bilgi Merkezimiz 27. yaşına girdi. ESİAD, TOBB çatısı altında toplanan bilgi merkezlerinin içinde tek gönüllü sivil toplum kuruluşu.
Kaç kadın üyeniz var?
Az sayıda. Ama 11 yönetim kurulu üyemizden 3'ü kadın.
Mazhar Zorlu Holding'de de görevleriniz var. Peki, bu tempoya nasıl yetişiyorsunuz?
Benden öncekiler nasıl yetiştiyse ben de öyle yetişiyorum. (Gülüyor) Teknolojiyi iyi kullanıyoruz ayrıca ESİAD'ın oturmuş bir yapısı ve donanımlı bir ekibi var. Yani güzel bir ekip çalışması var. Bize de, gelen önerileri gerçekleştirmek kalıyor. Ayrıca İzmir'de Başkanlar Kurulu dediğimiz EGEV çatısı altında tüm sivil toplum kuruluşları ve odaların ayda bir toplandığı ve paylaşımlar yaptığı güzel bir dayanışma örneğimiz de var. İçinde vali de, belediye başkanı da bulunuyor. ESİAD da bu birlikteliğe köklü geçmişi ve tecrübeleriyle önemli bir değer katıyor.
İzmir için hep daha modern bir kent vurgusu yapılır. Peki, kentin iş yaşamı da öyle midir? Bu şehirde yıllardır yöneticilik yapan bir kadın olarak bunun avantajlarını yaşıyor musunuz?
İzmir'de kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 37.9. Türkiye ortalamasının 2.8 puan üzerindeyiz. Kadın yöneticilerle ilgili il bazında bir çalışma yok ama Türkiye ortalaması yüzde 18.5 civarında. İzmir'de de kadın yönetici oranının bunun birkaç puan üstünde olduğunu düşünüyorum. Bizde aileden gelen ve kadınların da etkin olduğu alanlar var. Mesela baktığınızda İnci Holding ya da Yaşar Holding, keza biz de bir kadın olarak yönetim ve icra görevlerimizi sürdürüyoruz. Kentte çok fazla kadın girişimcimiz de var. Elbette bu durumun avantajlarını yaşıyoruz ama bunun tüm topluma yayılması gerekiyor. Yani hep cam tavanlardan bahsediliyor ama ben çerçeveyi değiştirmek gerektiğini savunuyorum. Geçmişte Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun düzenlediği (TÜRKONFED) bir kongreye katılmıştım. Orada karbon ayak izinin azaltılması konusu gündeme geldiğinde bir konuşmacımız "Aslında kadının ayak izini artırmamız lazım" demişti. Çok güzel ifade etmişti, bence mesele de bu. İzmir'de kadın örgütleri bu alanda önemli işlere imza atıyor. Ayrıca üniversitelerde de kadın erkek eşitliğine dair çalışmalar sürüyor.
Eylül ayında gerçekleşecek 'Yatırım Zirvesi'nde katılımcıları bu yıl neler bekleyecek?
Ülkemizdeki en büyük sorun sermaye eksikliği... Farklı alanlara yatırım yapmak, ellerindeki varlıkları büyütmek, sürekliğini sağlamak isteyenlerin devamlı bir finansman ihtiyacı var. Biz de bu noktadan hareketle, "doğru yatırım, doğru finansman, güçlü yarınlar" mottosuyla yola çıktık. Ve bunu koruyarak da ilerliyoruz. Geçen yıl 22 konuşmacımız vardı, 5 oturum yapıldı, 350 katılımcı yer aldı. Bir gün sürecek etkinliklerde; finansmana erişim, şirket satın alma ve birleşmeleri, stratejik ortaklıklar, halka arz, kurumsal finansman, gayrimenkul ve inşaat projelerinin finansmanı gibi konuları ele alacağız. Amacımız sektördeki tüm bileşenleri bir araya getirip paylaşımlarda bulunmak. Üyelerimizin yanı sıra konuyla ilgilenen herkesi zirvemize bekliyoruz. Ayrıca ekim ayında da Cumhuriyetimizin 100. yılını bir konserle kutlayacağız. Aynı zamanda su temasıyla sürdürülebilirlik zirvesi de düzenleyeceğiz.
Sizce tüm dünyayı da etkisi altına alan ekonomik krizden çıkışımız hangi yolla olacak?
Türkiye'de kalkınmanın en önemli noktalarından biri de gelir dağılımındaki eşitliği yakalayabilmek. Tüm dünyada bozulan bir gelir dağılımında bir eşitsizlik var. Ülkemizde de ne yazık ki bu şekilde ama bunun tersine çevrilmesi kalkınma, verimlilik ve insana yatırımla olacaktır diye düşünüyorum. Bizler ESİAD olarak Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat İyi Uygulamalar Serisi kapsamında Dijital Dönüşüm'ü de masaya yatırıyoruz. 2017'de, "Endüstri 4.0 Zirvesi" gerçekleştirmiştik 22 Kasım'da da "Dijital Dönüşüm Zirvesi" gerçekleştireceğiz. 6 yılda neler oldu, bunları masaya yatıracağız. İnsanın kendine de yatırım yapması gerekiyor. Türkiye'nin katma değerli üretim yapabilmesinin önünün açılması lazım ama bunun için büyük çaba gerekiyor.
Peki bu dönüşümü yakalayabilecek miyiz?
Ben sanayici bir aileden geliyorum. Sanayicilik umut beslemek anlamına da geliyor. Ülkeme ülkemin insanlarına güveniyorum. Türkiye'de depremlerde de gördük müthiş bir dayanışma örneği var. Artı çalışkan iş insanlarımız var. Yeniliğe açık ve esneğiz. Bu yetkinliklerimizi geliştirdiğimiz, pandemi süreci gibi bazı dezavantajları fırsata çevirdiğimiz zaman önümüzün çok açık olacağına inanıyorum. Bu yüzden de AB ile bağlarımızı hiç koparmadık pek çok projenin destekçisi olmaya devam ediyoruz.
'Zenginleşirken mutlaka adaleti gözetelim'
"ESİAD olarak sürdürülebilir bir kalkınma için tüm ekonomik ve sosyal politikaların çevreyle uyumlu olması gerektiğini savunuyoruz" diye konuşan Sibel Zorlu, şunları dile getirdi: "Zenginleşirken çevreyi ve toplumsal adaleti daha fazla gözetmemiz gerekiyor. Dünyamızın ve insanlığın geleceği için ülkelere ve bireylere önemli sorumluluklar düşüyor. Bu bağlamda yenilenebilir enerji konusuna ayrı bir önem veriyoruz. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminde en büyük sorunun depolama olması nedeniyle bu konuyu da gündeme getirdik. Son olarak yeşil hidrojen enerjisi ele aldık." 1992 yılında kurulan Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) yaklaşık 250 üyesinin temsil ettiği 1000’in üzerinde firma ile kayıtlı istihdam, katma değer ve dış ticaret açısından Ege endüstri ve iş yaşamının lokomotifliğini yapıyor.
Sibel Zorlu, "Kentte çok fazla kadın girişimcimiz de var. Elbette bu durumun avantajlarını yaşıyoruz ama bunun tüm topluma yayılması gerekiyor. Yani hep cam tavanlardan bahsediliyor ama ben çerçeveyi değiştirmek gerektiğini savunuyorum" diyor. 20 yılı aşkın süredir ESİAD’ın ev sahipliği yaptığı İzmir Avrupa Birliği Bilgi Merkezi de Avrupa Birliği konusunda önemli bir referans noktası...
İklim nötr hedefi için önemli hamle
Türkiye'nin 2053 iklim nötr hedefi doğrultusunda önemli bir çalışmaya imza attıklarına dikkat çeken Sibel Zorlu, "Küresel çapta 100'ü aşkın şehirle eş zamanlı olarak Climathon programını düzenliyoruz. Üniversite öğrencileri, girişimciler ve iş dünyası arasındaki iş birliğini de geliştiren bu etkinlikte, katılımcılar 24 saat çalışarak iklim değişikliği nedeniyle yerelde yaşanan bir soruna inovatif ve uygulanabilir çözümler sunuyor. Geçen yılki Climathonİzmir'de yenilenebilir enerji üretiminin artırılması, enerji tasarrufu ve verimliliği ile Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın önemini ele almıştık. Climathonİzmir'i bu yıl dördüncü kez düzenleyeceğiz. Artık hem üretim modellerini yeşil dönüşüme göre geliştirmemiz hem de tüketim modellerimizi ve alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor" dedi. ESİAD olarak sanayi, istihdam ve eğitim bağlantısına özel önem verdiklerini de belirten Zorlu, "Pandemi nedeniyle ara verdiğimiz 'Mentörüm ESİAD' projemizi yeniden başlattık. Ocak-Haziran 2023 döneminde üç farklı üniversiteden 15 öğrenciye mentilik eğitimi vererek, gençleri ESİAD bünyesindeki mentörleriyle bir araya getirdik" diye açıkladı.