SKORER
PEMBENAR
CADDE
YAZARLAR

Teknolojiye kadın gücü

“Dell’de, 2030’da kadın çalışan oranının yüzde 50 olması hedefleniyor. Türkiye’de teknoloji sektöründe çalışan kadın oranı halen yüzde 10’larda. Sorunun kaynağı ise henüz çocuk yaşta zihinlere işlenen cinsiyet eşitsizliği...”

|

Hanife Baş- Türkiye’de teknoloji sektöründeki dev firmalarda üst düzey pozisyonlara yükselen kadın sayısı artıyor. Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü Işıl Hasdemir de bunlardan biri. 1 Temmuz 2020 tarihinden beri bu görevi yürüten Hasdemir, daha önce de NCR, Alcatel, Cisco gibi uluslararası teknoloji firmalarında üst düzey pozisyonlarda çalıştı. Sektörde 20 yılı aşkın deneyimi var. Hasdemir, Dell olarak teknoloji sektöründe cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçmeyi ve kadın istihdamını artırmayı öncelikli hedefleri arasında tuttuklarını söylüyor. Hasdemir, “Sadece kadın yöneticilere değil, tüm kadın çalışanlara yönelik çeşitli politikalarımız var. Örneğin, 2030 yılına kadar iş gücümüzün yüzde 50’sini kadın çalışanlar oluşturacak. Liderlik koltuklarımızın da yüzde 40’ında kadınlar oturacak. Teknoloji sektöründe Türkiye’de kadın çalışan oranı sadece yüzde 10. Bununla ilgili de çalışmalar yapıyoruz” diyor. Işıl Hasdemir’le, kariyerini, sektörü, Dell ve teknoloji sektöründe kadın yönetici olmayı konuştuk.

Ailece mühendis…

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği mezunuyum. Mühendis bir anne ve babanın çocuğuyum. Sanırım meslek tercihinde onların etkisinde kaldım. Özellikle annemin şu an olduğum kişi olmamdaki rolü çok büyük. Annem her zaman kendi ayaklarının üzerinde durmayı başarabilen, bir işi çözerken kimseye ihtiyaç duymayan, çok güçlü bir kadın figürüydü. Tüm eğitim hayatım boyunca profesyonel olarak spor yaptım, mücadeleci ve rekabetçi yanımı da bu sayede geliştirdim sanırım. Üniversite yıllarındaki staj dönemlerinde mesleğimin daha dışa dönük olan, insan ilişkilerinin çok önemli olduğu alanlarında çalışmayı tercih edeceğimin farkına varıp, mezuniyet sonrası da teknoloji ve teknolojinin insanlarla bir arada olunan ihtiyaçları anlayıp birlikte çözüm üretilen endüstrisine yöneldim.

Dell’de geçen süreçte neler yaptınız?

Dell’deki kariyer yolculuğum 1 Temmuz 2020’de başladı. Dell, henüz bu ailenin bir parçası olmadan önce hem takdir ettiğim hem de hedefleri gereği kendime çok yakın hissettiğim bir şirketti. Kadınlara, doğaya, sürdürülebilirliğe verdiği önem, bu konularda gerçekleştirdiği projeler, iş birlikleri, kendine koyduğu hedefler ve bu hedefleri dünyayla paylaşıp taahhüt etmesi beni çok etkilemişti. Bu nedenle Dell’den bana ulaştıklarında çok heyecanlanmıştım. İki yılı aşkın süredir de ekibimizle birlikte Türkiye özelinde aynı yolda yürümeye çalışıyoruz. Özellikle cinsiyet eşitsizliğini önlemekten kadın istihdamını artırmaya, kız çocuklarının meslek seçimlerindeki önyargı ve endişelerini kırmaya kadar birçok projeye imza attık. Sürdürülebilirlik hedefleri konusunda da önemli bir yol kat ettiğimize inanıyorum.

Dell’in kadın yönetici politikası hakkında bilgi verir misiniz?

Teknoloji sektöründe cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçmeyi ve kadın istihdamını artırmayı öncelikli hedeflerimiz arasında tutan bir şirketiz. Sadece kadın yöneticilere değil, tüm kadın çalışanlara yönelik çeşitli politikalarımız var. Bunlar arasında ölçümlenmesi mümkün olan somut adımlar da yer alıyor. Örneğin, 2030 yılına kadar iş gücümüzün yüzde 50’sini kadın çalışanlar oluşturacak. Liderlik koltuklarımızın da yüzde 40’ında kadınlar oturacak. Bu, global olarak kendimize koyduğumuz bir hedef. Türkiye’deki rakamlara baktığımızda ise hedefe çok yaklaştığımızı söyleyebilirim. Kadınların istihdamda kalmaya devam etmesini sağlamak da odak noktalarımızdan biri. Deloitte’un yayınladığı Women@Work 2022 araştırması, dikkat çekici veriler ortaya koyuyor. Pandemi sonrasında kadınların yaşadıkları sorunlar ele alınmış. Rapora göre kadınların kendileri için yeni roller arama eğiliminde bir yıl öncesine kıyasla bir artış söz konusu. Başlıca sebep ise yüzde 40’la tükenmişlik. Salgının başlangıcından bu yana işlerinden ayrılan kadınlar için en yaygın neden “ilerleme fırsatının olmaması”. Ankete katılanların yaklaşık dörtte biri iş tatminini ve işteki motivasyonunu zayıf ya da çok zayıf olarak değerlendiriyor ve neredeyse yarısı bir önceki yıla kıyasla kariyer fırsatları konusunda daha karamsar düşünüyor. Can yakıcı bir veri de iş yerinde kadınların maruz kaldığı tacizle ilgili. Rapora göre geçtiğimiz yıl kadınların yarısı iş yerinde mikro saldırganlığa, yüzde 14’ü ise tacize maruz kalmış. Son olarak bir diğer dikkat çekici nokta da cinsiyet eşitliğini savunan liderlerle çalışan kadınlar. Bu oran, son bir yılda artarak yüzde 5’e ulaşmış durumda. Bizim de Dell olarak kadınların önündeki engelleri kaldırabilmek için başlattığımız Dell Career ReStart adlı bir programımız var. Özellikle kadın çalışanları kapsayan bu programla, işten ayrıldıktan bir yıl veya daha uzun süre sonra Dell Technologies’te yeniden çalışmalarına olanak tanıyoruz.

Dijital dönüşüm sürüyor

Türkiye’de dijital dönüşüm anlamında neler yapıyorsunuz?

Dijital dönüşümü sadece iş süreçlerinin dijitalleştirilmesi olarak görmüyoruz. Ölçeği ve sektörü ne olursa olsun, ekonomide pay sahibi her oyuncunun dünyaya daha çağdaş bir pencereden bakabilmesi hedefimiz. Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde iş süreçlerini dijitalleştiren çözümler sunmakla kalmıyor, 38 yıllık tecrübelerimizi de arkamıza alarak doğru bir dijital dönüşüm stratejisinin oluşturulması için rehberlik ediyoruz. Altyapı ve uygulamalarını güçlendirdikleri, çok çeşitli iş uygulamalarını ve kritik iş yüklerini karşılamak için gereken güvenliği ve siber sağlamlığı sağlayacak çözümler kullandıkları, iş gücünün de buna uygun olarak planın bir parçası haline getirildiği bir süreç oluşturuyoruz

Pandemi sonrasında sektördeki rakamlar ve talep ne durumda?

Tüm bölgede olduğu gibi Türkiye’de de dönüşümü ve ilerlemeyi sağlamak için teknolojinin gücünden yararlanan tüm kuruluşlara destek oluyoruz. Onlar için güvenilir bir teknoloji ortağı olmayı amaçlıyoruz. Son iki yılda yaşadığımız tüm belirsizliklere karşın Türkiye’nin pandemiyle mücadelesi ve iş sürekliliğini sağlamak için gösterdiği dijital dönüşüm istikrarıysa takdire şayan. Türkiye, dijital dönüşüm stratejisi kapsamında daha modern teknolojiler kullanmayı, bilgi toplumunu güçlendirmeyi ve bir bilgi ve iletişim teknolojileri merkezi haline gelmeyi amaçlıyor. Tüm bunlar dizüstü bilgisayarlardan buluta kadar her alanda talep artışını beraberinde getiriyor. Bu süreçte Dell Technologies olarak 2021 mali yılında elde ettiğimiz rekoru 2022’de de devam ettirdik.

Kurumsal bilişim pazarındaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Dijital dönüşüm, küçük veya büyük tüm kurumlar için her zamankinden çok daha önemli bir hâl almış durumda. Dolayısıyla bizler de her sektörden ve her ölçekten oyuncuya geniş ürün ve uçtan uca çözüm portföyümüzle destek veriyoruz. Siber güvenlik alt yapılarından bulut deneyimine, yapay zeka tabanlı dizüstü bilgisayarlardan proaktif depolama çözümleri ve sunuculara kadar pek çok ürün ve çözümle iş yüklerini en iyi duruma getirmelerine, korumalarına ve ölçeklendirmelerine yardımcı oluyoruz. Özetle sürekli değişen bir dünyada tutarlı, güvenli ve sürdürülebilir iş sonuçlarını mümkün kılıyoruz

‘Sorunun kaynağını görüyoruz’

Teknoloji sektöründe kadın çalışan oranı konusunda görüşünüz nedir?

Teknoloji sektöründe kadın çalışan oranı ne yazık ki dünyanın hiçbir yerinde yüz güldürücü değil. Türkiye’de ise yüzde 10’u bile zor zikrettiğimiz bir tablo var. Honeypot’un çalışmasına göre, yüzde 9.91’lik bir oran söz konusu. Sorunun kaynağı ise gözümüzün önünde. Henüz çocuk yaşta zihinlere işlenen cinsiyet eşitsizliği. Bu sorunu elbette sadece Türkiye’ye atfetmek doğru değil ancak araştırmalar fazlasıyla yol almamız gerektiğini gösteriyor. Örneğin, Dünya Ekonomik Forumu’nun geçtiğimiz aylarda yayınladığı Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2022 raporunda Türkiye, 146 ülke arasında 124. sırada. Cinsiyet eşitsizliğine teknoloji sektörü özelinde baktığımızdaysa kadınların STEM alanlarında hâlâ yeterince temsil edilmediği aşikar. Dahası teknoloji sektörü, yüzde 30’la liderlik pozisyonlarında kadınlardan daha fazla erkeklerin istihdam edildiği başlıca sektörlerden. “Bu düzeni değiştirmek için ne yapmalı?” sorusuna yanıt aradığımızdaysa, pusulanın ucu çocukları gösteriyor. Toplumun cinsiyetlere yüklediği rollere tanık olarak büyüyen çocuklar, hem toplumsal hayatta hem iş hayatında kendilerine cinsiyetlerine göre değer biçiyor. Bir mühendislik pozisyonunu erkek figürüne, ev işlerini kadın figürüne kodluyor. Üstelik hayatlarını da buna göre şekillendiriyor. Dell Technologies olarak biz bu konu özelinde çok ciddi bir efor sarf ediyoruz. Intel ve Akademetre’yle ortaklaşa yürüttüğümüz çeşitli araştırmalar ışığında bu çıktılara ulaşıyoruz. Bu kapsamda kız çocuklarına, bilhassa teknoloji sektöründeki engelleri yok etmeleri için projeler geliştiriyoruz. Örneğin Habitat Derneği’yle birlikte ilk ayağını 2021’de gerçekleştirdiğimiz, Kızlar için Gelecek projemiz var. Bu projeyle 953 genç kızı STEM alanlarıyla tanıştırdık. Geçtiğimiz günlerde projenin ikinci ayağını da gerçekleştirdik ve bu kez 51 kız öğrenciye teknoloji alanında onları nasıl fırsatların beklediğini gösterdik. Amacımız, kadın temsilini hayatın her alanında artırmak ve cinsiyet eşitsizliğinin tarihe karıştığı bir dünya inşa edebilmek.

Ofis beklentileri...

Hibrit çalışma sektöre talebi nasıl etkiledi?

Hibrit çalışmanın hayatımızda getirdiği en büyük değişiklik, ekran başında geçirdiğimiz sürenin önemli ölçüde artması. İşte bu yüzden hibrit ofis deneyimlerini kusursuzlaştırmaya yönelik teknolojilere yatırımlar ön planda. Günümüzde çalışanların büyük bir kısmı uzaktan çalışmanın esnekliğine alıştığından, ofisten beklentiler yükseliyor. Örneğin, işverenlerle amaca hizmet eden ancak daha az etkileşimsel ilişkiler talep ediliyor. Şirketler de iş birliği ve bağlantı merkezli bir ofis alanı yaratmaya çalışıyor. Bu çabanın altında yatansa, çalışan verimliliğinin ve başarısının artık bu unsurlara bağlı olması. Sektöre olan talebe baktığımızda da akıllı, hızlı karşılık veren teknolojiyle desteklenen geniş ekranlara ve toplantı çözümlerine yatırım yapıldığını görüyoruz.

Spor, kitap ve İspanyolca...

Boş vakitlerinizde neler yaparsınız?

İş hayatının dinamiklerini göz önünde bulundurursak aslında uzun yıllardır boş vakitlerimde yapmaktan en çok keyif aldığım şey ailemle birlikte olmak. Özellikle çocukların uzak mesafeli okulları da devreye girince birlikte vakit geçirebilmek gerçekten altın değerinde. Birbirimize zaman ayırmayı, yeni yerler keşfetmeyi, yemek tarifleri denemeyi çok seviyoruz. Kendi başıma kaldığımdaysa vazgeçilmezim genellikle kitaplar oluyor. Kimi zaman aynı anda üç kitap okuyabiliyorum. En çok da polisiye okumayı seviyorum. Spor yapmak ve farklı bir şeyler öğrenmek de stres yönetimi ve negatif enerjiden kurtulmak için uyguladığım yöntemlerden ikisi. Spor, haftalık takvimimde önemli bir yer tutuyor. Mutlaka haftada en az 4 kez spor yapıyorum. Ayrıca bu aralar İspanyolca öğrenmeye çalışıyorum.

 

 

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.