Tasarıma ‘ilham’ perisi
Ulusal ve uluslararası projelere imza atan İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, Designist markasının kurucusu. Arıkan Dayıoğlu, tasarımlarında geleneksel öğeleri çağdaş yorumlarla buluşturduğunu anlatıyor.
DUYGU ERDOĞAN- Tasarım dünyasının ‘mührü’ iF Design Awards 2022’de ödüle layık görülen İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, tasarımlarında geleneksel öğeleri çağdaş yorumlarla buluşturuyor. Otel, restoran, mağaza tasarımı ağırlıklı çalışma alanlarıyla öne çıkan Arıkan Dayıoğlu, ödüllü otel projesinde ilhamını anlatıyor...
Otel, restoran, mağaza tasarımı ağırlıklı çalışmanızın temel etkenleri nelerdir?
İç mimarlık eğitimini Amerika’da Rhode Island School of Design Üniversitesi’nde aldım. 2000 yılında Türkiye’ye dönüp sevgili Mimar Sinan Kafadar ile 7 yıl çalışarak otel projeciliğini ve otel kurgusunu çok iyi bir şekilde öğrendikten sonra, turizm yapıları konusunda kendimi ve ekibimi geliştirdim. Bu yolda ilerlerken tanıştığımız danışmanlar, enternasyonel zincirler, otel işletmelerinin değerli ekiplerinin tecrübesi ile güçlenerek bugüne kadar işbirliği halinde yurt içinde ve yurt dışında birçok otel projesini başarı ile tamamladık. Aslına bakarsanız otel projeleri bir bakıma küçük birer şehir gibidir. Aynı çatı altında farklı konseptleri, farklı mekanları barındırır. Bir otel projesi, lobi, bar, lounge, alakart restoranlar, odalar, süitler, toplantı odaları, spa ve tüm ıslak mekanlar, kuaför, gece kulübü ve oyun salonu gibi farklı gereksinimlere göre farklı tasarımlar yapmamıza vesile oluyor. Bu sayede çok farklı dinamiklerde mekanlar tasarlamış oluyoruz ve bu bizi her zaman çok motive ediyor.
-Tasarımlarınızda bölge ve projenin değerlerini nasıl yansıtırsınız?
Her proje kendine özeldir. Bu sebeple her projenin tasarım odağında aynı kümedeki unsurlar yer alırken, bu unsurlar projeye göre de çeşitlilik gösterir. Yenilenmek istenen otel bir tarihi eser olabilir, örneğin ve dinamikler tamamen değişebilir. Her otelin projesinde dikkat edilen temel unsurlardan en önemlisi projenin yeridir. Bu mimarın neyden ilham alacağından malzemenin çeşidine kadar çoğu şeyi etkiler. İlk araştırılması gereken noktalar lokasyon, iklim ve o yerin tarihi. Bir dağ oteli Norveç’te ise örneğin taşıyıcısı dahil ahşap yapı yapmak zorundasınızdır. Türkiye’de ise betonarme bir yapı yapabilirsiniz. Bu gibi yapısal konulara dikkat etmek, çevresini tanımak ve hikayesini özümsemek gerekir, böylece o yere ait bir yapı oluşturabilirsiniz. iF Design’da ödül alan çok severek yürüttüğümüz Lamartine Hotel, tarihini hikayeleştirdiğimiz bir projemiz. Adını 1800’lü yıllarda İstanbul’da yaşamış ve İstanbul ile ilgili birçok eser vermiş olan şair Alphonse de Lamartine’den alan Lamartine Otel’e proje kapsamında ilave edilen apartman yapısı ise bir zamanlar İstanbul’un eski ses sanatçılarından Deniz Kızı Eftalya’ya aitmiş. Bu tarihi ve kültürel bağlam ve iki sanatçının hikayesi projeyi biçimlendiren en önemli çıkış noktamız oldu. İstanbul Boğazı kıyısındaki mekanlarda şarkı söyleyen ve enfes sesi tüm Boğaziçi’nde yankılanan Eftalya’dan ilham alarak, müzik tınılarının dalga hareketlerini soyutlaştırılarak otelin iç mekanlarına yansıttık. Lobi tavanında bu dalga formlarının güçlü etkisi hissedilirken, zeminde ise özel kesim doğal taşlar kullandık. Ses dalgalarına referans verecek şekilde tüm duvarlar köşesiz dairesel formlarla oluşturduk. Asansör ve merdiven kovasının yer aldığı duvarın sert etkisi koyu renk aynayla kaplanarak ve yansıtma yapılarak kırdık. Böylece yapının, ona ödül getiren özgün kimliği oluşmuş oldu.
Geleneksel motiflerden faydalanır mısınız yoksa daha modern bir tasarım mı tercih ediyorsunuz?
Designist olarak geleneksel motifleri, köklerimize bağlı kalarak, mobilyadan seramiğe, hatta bir kırlente desen oluşturacak şekilde, çağdaşlaştırarak zamanımıza uyarlamayı sık sık tercih ediyoruz. Projelerimizde kullanıldığı mekanlar, hem günümüze referans veren hem de köklerinden beslenen mekanlar haline gelmiş oluyor. Bu da son kullanıcıyı çok memnun ediyor. Geçmişten günümüze kadar uzanan bu desen ve motiflerin sadece geometriden ibaret olmaması her zaman ilgimi çekmiştir. Bu desenler ve motifler dokuma türünü, toplumsal statülerini, istek, arzu, beklenti, inançlarını, evlilik, bekarlık gibi hallerini, göç, felaket, üzüntü, sevinç, tasa, mutluluk, özlem ve beklentilerini, aşk, ayrılık, dilek ve isteklerini ifade eden semboller şeklindedir. Bu semboller topraklarımızda yaşamış farklı kültürlerde farklı farklı kullanılmıştır. Yapmakta olduğumuz projelerde, bulundukları coğrafya ların zengin tarihlerindeki bu tarz motifleri özellikle araştırıyor ve modernize ederek projenin bir yerinde yalın bir şekilde kullanıcı ile buluşturmayı çok seviyoruz. Örnek vermek gerekirse iç mimari projesini üstlendiğimiz, Türkiye’nin en değerli yapılarından biri olan The Museum Hotel Antakya’nın inşaat sürecinde keşfedilen tarihi mozaiklerdeki bir motifi çağdaşlaştırarak spa bölümlerinde farklı iç mimari öğelerde kullandık.
Otel ve otel alanı tasarımlarınızdan örnekler vererek, yeni turizm anlayışındaki beklentilerin neler olduğunu görüyorsunuz?
Turizm anlayışındaki beklentiler, yaşadığımız dönemlerin bir dışavurumu olarak ortaya çıktığı için yatırımcılar da yeni yaklaşımların farkında oluyor. Biz mimarlar olarak dönemi, ihtiyaçları ve eksikleri daha detaylı analiz edip yatırımcının bilgisini pekiştirmiş oluyoruz. Son iki senedir pandemiden olumsuz etkilenen turizm sektörü, bu süreyi yenilenmek için kullandı. Daha sürdürülebilir, doğaya duyarlı bir şekilde yenileme yapan oteller oldu. Sürdürülebilirlik de turizm alanında hayatımıza daha görünür şekilde girmeye başladı. Daha az kaynak harcama, doğal malzemeler kullanma, olanı yenilemek gibi yaklaşımlar mevcut. Örnek vermek gerekirse Berlin’de yenilediğimiz ve The International Hotel & Property Awards’da 3 kategoride finale kalan projemizde, odalarda mobilyaları, restoranda eski masaları yenileyerek kullandık. Asansör hollerindeki granit döşeme kaplamalarını tutarak bununla uyum sağlayacak bir tasarım yaptık.
iF Design gibi önemli ödülleriniz ve adaylıklarınız var, bu ödüllerin tasarım dünyasında size yansımaları nasıl oluyor?
1954 yılından bu yana, iF Design Award ve iF logosu, tasarım için kalite belirleyici olarak kabul edilen bir mühür gibi. Dünyadaki en önemli tasarım ödüllerinden biri olan bu ödülü, dünya çapındaki birçok ünlü grup ile aynı platformda, Türkiye’yi temsil ederek ödül almak bizim için büyü k bir onur. Uluslararası saygınlığı ve prestiji olan bu ödül tutkuyla yaptığımız işimizde bizi motive etti. Aynı şekilde Berlin’de yenilediğimiz Titanic Comfort Kurfürstendamm projemizin de Londra merkezli The International Hotel & Property Awards’da 3 kategoride finale kalması bu motivasyonu pekiştirdi. Bu sene 15. yılımızı kutluyoruz...