Sürdürülebilir geleceği boyuyor
"İklim krizinin bir gerçek olduğunu, hatta bugünün ikliminden geleceğin iklimine baktığımızda çok daha fazla zorlanacağımızı düşünüyoruz. Bu noktada iç ve dış cephe boyalar da sürdürülebilir hayatta önemli roller oynayacak."
Sürdürülebilirlik, geleceğin şekillendirilmesinde merkezi rol oynayan bir kavram. Etkili bir sürdürülebilirlik yaklaşımı ise yalnızca çevreye odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutları da içeriyor.
Uzun yıllardır sürdürülebilirlik çalışmalarını çok boyutlu sürdüren Filli Boya’nın Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Arzu Uludağ ile sürdürülebilirliğin yanı sıra Ar-Ge faaliyetlerini ve sosyal sorumluluk projelerini konuştuk...
*Filli Boya’nın uzun yıllardır devam eden bir sürdürülebilirlik yaklaşımı bulunuyor. Bundan kısaca bahsedebilir misiniz?
Filli Boya olarak uzun yıllardır sürdürülebilirlik yaklaşımımızı rasyonel bir bazda Birleşmiş Milletler’in (BM) Sürdürülebilirlik Kalkınma Amaçları (SKA) paralel tutmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda Japonya merkezli Nippon Paint Grup’a bağlıyız ki, grubumuz da bu yaklaşımı güdüyor. Bildiğiniz üzere BM’nin 17 adet kalkınma hedefi bulunuyor. Bu hedeflerden 10 tanesi, bizim günlük olarak çok yoğun bir şekilde çalıştığımız hedeflerden. Bunları daha da kompakt bir halde anlatmam gerekirse, 3 başlıktan yoğun şekilde bahsedebiliriz. Bu başlıklardan ilki çevre ve güvenlik... Çevre ve güvenliğin içine iklim krizi giriyor. İkinci büyük başlığımız, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen ürünler üretmek ve bunların inovasyonunu geliştirmek. Üçüncü başlığımız ise insan ve toplum... Bu noktada ise toplumumuza daha kapsayıcı, çeşitliliği daha artırıcı ve güçlü bir şekilde yaklaşmak ve sürdürülebilir toplum olmaya destek vermek, şirketimizin özellikle üzerinde durduğu noktalar diyebiliriz.
*Sürdürülebilirlik çalışmalarınıza paralel olarak 4 yıldır Ar-Ge’sini yürüttüğünüz özel bir boya geliştirdiniz. Nucleus adınız verdiğiniz bu boyanın ortaya çıkış hikâyesi nasıl şekillendi?
Nucleus, bizim Frontier Polymer dediğimiz bir teknoloji geliştirme sayesinde ortaya çıkan koruma etkili dış cephe boyamız. Niye bu teknolojiyi geliştirme ihtiyacı duyduk derseniz de, iklim krizinin bir gerçek olduğunu; hatta daha da ileri giderek bugünün ikliminden geleceğinden iklimine baktığımızda çok daha fazla zorlanacağımızı düşünüyoruz. Boya, aslında içinde yaşadığımız tüm binaların iç veya dış cephelerinde olan bir ürün. Yani hayatımızın çok içinde bulunuyor. Bizler bina içindeki boyaların iklimini kontrol edebilsek de binanın dış cephesinde bulunan boya için bunu yapmamızın imkânı bulunmuyor. Binalarımızın dış cephelerine yağmur yağıyor, güneş ışınları yoğun şekilde vuruyor, dolu düşebiliyor... Bu cepheler, artık eskisinden çok daha fazla iklimle mücadele etmek zorunda kalıyor.
*Filli Boya'nın yoğun ve zorlu iklim koşullarında faaliyetlerini sürdürmesinin bu üründe ne kadar payı var?
Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor, 2023 yılının Haziran ve Ağustos’u dünyadaki en yüksek sıcaklıkların görüldüğü bir dönem oldu ve biz özellikle 2023’e ‘aşırılıklar yılı’ demek zorunda kaldık. Bundan sonraki her yılda da ne yazık ki bu aşırılıkların kimi zaman artarak devam edeceği uzmanlar tarafından belirtiliyor. Bağlı bulunduğumuz Nippon Paint Grup, büyük Çin bölgesi, adalardan oluşan Güneydoğu Asya Bölgesi, Avustralya ve ABD’nin Los Angeles bölgesi gibi dünyanın aşırı iklim hareketlerinin görüldüğü, aylarca Muson yağmurlarının görüldüğü noktalarda yoğun şekilde iş yapıyor.
Son 10 yılda Türkiye’de de metrekareye düşen yağış miktarının arttığını da, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstüne çıktığına da sık sık şahit olmaya başladık. Bunun yanında Türkiye’de nüfusun yüzde 78’i şehirlerde yaşıyor ve çok yoğun bir hava kirliliğiyle de karşı karşıyayız. Aslında tüm bunlar bizi yeni bir ürün arayışına itti.
*Özet olarak siz bu Ar-Ge çalışmaları toplamında hangi ihtiyaçları karşılamış oldunuz?
Aslında 3 noktaya yanıt vermemiz gerektiğini gördük. Bunlardan ilki, sıcak-soğuk farklılıklarına dayanıklı ürün geliştirmek. İkincisi kirlenmeye karşı daha sağlam bir ürün geliştirmek. Ve son olarak da pandemiyle beraber içinde yaşadığımız evlerimizde daha sağlıklı bir solunuma cevap veren bir ürün geliştirmek...
Ürünlerimize baktığınız zaman bu 3 özelliği sağlayan ayrı ayrı boyalarımız zaten bulunuyordu. Bizler Nucleus’ta bunu tek bir ürün üzerinden gerçekleştirmiş olduk. Bahsettiğiniz gibi 4 yıllık bir Ar-Ge sürecinde Nucleus’u ortaya çıkardık. Bunu da yalnızca Türkiye’deki Ar-Ge’mizle değil, Japonya, Avustralya ve Çin Ar-Ge’si ile mümkün kıldık ve Türkiye'de ilk ve tek olan bir ürünü piyasaya sunmuş olduk.
Kısacası Frontier Polymer teknoloji sayesinde maksimum su iticilik ve maksimum nefes alma özelliklerini bir arada sunan Nucleus’u, kendi geliştirdiğimiz ve kendi ürettiğimiz, yüksek bağlayıcı sistemi sayesinde kendi kendini temizleyebilen, yani fotokatalitik özellik sağlayan ve yine Türkiye’de ilk ve tek olan yumuşak parlak dokuya sahip son kat dış cephe boyası olarak tüketicilerle buluşturduk. Yüksek UV direnci sayesinde, renklerin ve parlaklığın uzun yıllar kalıcı olmasını sağladığımız bu ürünümüz için de 10 yıllık bir garanti süremiz bulunuyor.
*Dış cephe ısı yalıtımı konusunda da çalıştığınızı biliyoruz... Sürdürülebilirlik kapsamında ısı yalıtımının faydalarını nasıl özetlersiniz?
Dalmaçyalı İleri Isı Yalıtım Sistemleri markamızla bu alanda varız. Böylece iklim krizini etkilerine karşı çözüm sunuyor ve etkileyen faktörleri de azaltıyoruz.
Enerji verimliliğini sağlamak ve sağlıklı yaşam alanlarına kavuşmak için ısı yalıtımı çok önemli. Türkiye’de son yıllarda bu konuda önemli yol aldık ancak almamız gereken daha çok yol var. Ülkemizdeki 25 milyona yakın konutun yüzde 70’inden fazlasında halen ısı yalıtımı yok. Isı yalıtımının faydalarını 4 maddede özetlemek gerekirse: Vatandaşlara faturalarından tasarruf ettiriyor, ülkemizin enerjiye bağlı cari açığını düşürüyor, karbon salımını düşürerek, çevreyi ve dünyayı koruyor, termal konfor sağlayarak sağlıklı ortamlarda yaşama imkânı sunuyor.
Dış cephe ısı yalıtımı sürdürülebilirlik açısından çok önemli. Çünkü içinde yaşadığımız binalar, dünyada tüketilen enerjinin yüzde 33’ünü blok şekilde tüketiyor ve böylece dünyadaki en fazla enerji tüketen yapıların başında geliyor. Bu enerji tüketiminin de yüzde 80’ini ısıtma ve soğutma maksatlı tüketiyoruz. Dış cephe ısı yalıtım sistemli bir bina, bu enerji tüketimini yüzde 60’a kadar azaltabiliyor. Yani 100 birim harcadığınız bir enerjiyi 40 birime düşürecek kadar tasarruf yaptırmış olabiliyor.
'Dünya için iyi şirket’ olma hedefi
*Geçtiğimiz yıl başlatmış olduğunuz “Usta Evreni” sosyal sorumluluk projenizi de dinleyebilir miyiz?
Sürdürülebilirliğin güçlü toplumlar yaratmasını çok önemsiyoruz. Bundan yola çıkarak geçtiğimiz yıl, "usta yetiştirmek" konusuna eğildik. Filli Boya olarak ustalık kavramını çok önemsiyoruz ve şu anda 60 bin ustalık bir veri tabanımız var. Türkiye'de de iyi usta, güvenilir usta ve fikir verecek usta bulmak çok zorlaştı.
Yeni kuşağın beklentileri biraz daha değişik. Onlar anne babalarından birçok açıdan farklı. Bizim ülke gibi, sektör olarak da gençlere ihtiyacımız var. 2023 yılında 139 bin kişi ülkemizden göç etti. Göç edenlerin yüzde 43'ü 20-34 yaş aralığında ve onların içindeki genç ustalar mesleki yeterlilik belgesi ile Avrupa'ya çalışmaya gidiyor. Onlar giderken 6 Şubat depremleri sonrasında daha belirgin şekilde ortaya çıkan kaliteli usta bulma ihtiyacı da her geçen gün artıyor. Gençler ne istiyor? Neden gidiyor? Bu sorunun elbette pek çok cevabı var. Ancak ustalık mesleğini Türkiye'de neden tercih etmedikleri sorusunun yanıtları açık. Toplumda saygınlık görmek istiyorlar. Biz onlara ihtiyaç duyarken, "Onların da belki bir yol göstericiye ihtiyacı vardır..." fikrinden hareketle "Usta Evreni" isimli sosyal inovasyon projemiz kapsamında iki ayrı eğitim akademisi oluşturduk.
Filli Boya 35 yıllık tarihinde bu doğrultuda pek çok farklı işe imza attı. Artık, iş dünyasının işi yalnızca mesleği değil. İş dünyasına baktığımızda, sadece finansal kârlılığı temel alan yaklaşım geçerliliğini kaybederken, yaptığı her işte, toplumsal ve çevresel fayda yaratan; "dünyanın en iyi şirketi değil, dünya için iyi şirket" olmayı hedefleyenlerin ön plana çıktığını görüyoruz.
Meslek edinmek isteyen, yeni bir iş arayışında olan gençler için "Girişimci Genç Usta" projesini, üniversitelerin sanat bölümlerinden mezun olmuş ya da hali hazırda eğitim gören öğrenciler için ise "Decomaster Art Academy"i hayata geçirdik. İki akademimizden de ikişer ayrı dönemin sonunda mezunlarımızı verdik. Yeni eğitim dönemleri için çalışmalarımız devam ederken online'a da taşınarak daha çok kişiye ulaşmanın planlarını yapıyoruz.