Sizin oranın nesi meşhur?
Sadece belirli yörede yetişen, kendine özgü tada ve kokuya sahip gıda ürünlerine verilen 'Coğrafi İşaret' kavramı Antalya'nın ciddi katkısıyla Türkiye'ye yayılarak kalkınmaya destek oluyor.
OKTAY PİRİM- Cok fazla değil, yaklaşık 14 yıllık bir mazisi var 'Coğrafi İşaret' kavramının... Türkiye bu etiketle "Sizin Oranın Neresi Meşhur" sloganıyla ilk kez Antalya'daki bir fuar vasıtasıyla tanıştı ve şimdi giderek tüm ülkeye yayılıyor. Kabaca kimyasallardan uzak, sadece o yörede yetişen ve kendine özgü tat, koku ve bileşik özellikleri taşıyan gıda ürünü demek coğrafi işaret... Bu bir yemek, meyve ve sebze olabiliyor. Yetiştirildiği ve üretildiği yere hem istihdam sağlıyor, hem turizm faaliyeti yaratabiliyor, hem de ciddi manada bir yerel kalkınma projesi. Şu ana kadar ülkemizde 1360 adet işaretlenmiş coğrafi ürün var, sırada bekleyenlerin sayısı da 730... Coğrafi işaretle ürün kavramını ülkemize yerleştiren ve yaygınlık kazandırmaya çalışan Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır ile konunun ayrıntılarını konuştuk...
Nedir bu coğrafi işaret kavramı?
Birçok insan marka ve patent olarak görüyor ama öyle değil. Sadece özellikli ürünlerin nereye ait olduğunun tescillendiği bir konu bu. Marka ve Patent Enstitüsü tescilliyor. Ürünlerin üretildiği coğrafyada farklı bir aroma, tat, koku varsa bunlar kayda alınıyor.
Örnekler sıralayabilir misiniz?
Mesela Washington portakalı... Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde üretilebilir. Ama hiçbir yerde Finike'deki gibi özellikler bulamazsınız. Çünkü dağlardan gelen alüvyonlar, su, hava, nem Finike portakalına çok önemli bir özellik katar. O nedenle onun sadece orada üretilmesi onu Finike portakalı yapar... Yani bir ürünün diğer ürünlerden ayrıştırıcı özelliklerinin öne çıkması lazım. Bu nedenle aynı özellikle bir portakalı başka bir yerde asla üretemezsiniz. Çünkü o doğa ve iklim koşullarına ihtiyacınız var. Ayrıca bu ürünlerin eskiden beri orada geleneksel olarak üretilmesi gerekiyor. Bunlarla ilgili belgelendirme gerekiyor. Bir başka örnek Korkuteli Karyağdı armudu... Başka yerlerde yetiştiriliyor ama Korkuteli'ndeki gibi aromaya ulaşamıyor.
Yani coğrafi işaret bir ürünün sadece orada yetiştirilebildiği anlamına mı geliyor?
Evet. Orada yetişirse Korkuteli Karyağdı armudu oluyor.
Coğrafi işaret kavramı Avrupa'dan gelme ama burada yani Antalya'da ilk öncülüğünü siz yaptınız.
Yabancı kaynaklı firmaların ve tek tük bireysel firmaların müracaatlar olan yaklaşık 109 işaretli ürünü vardı. Fakat marketlerin raflarını ve tüketicilerini taleplerini izledikçe gördük ki bize ait olanları âtıl bırakmışız. Bize marketlerde sunulanlarla hem ekonomiyi, hem kırsalda iş gücünü aksatmışız. Biz bunu tekrar canlandıralım diye, 'Sizin Oraların Nesi Meşhur' diye bütün Türkiye'ye sorular sorduk. Böylelikle büyük bir ürün zenginliği tespit ettik.
Yani Antalya'dan bütün Türkiye'ye yayıldı, öyle mi?
Evet, öyle ve fuar yapmaya başladık. Böylece coğrafi işaret meselesi Türkiye'nin gündemine oturmuş oldu.
Peki kaç coğrafi işaret başvurusu var?
Şu anda 1350 tane coğrafi işaretlenmiş ürünümüz var. Başladığımızda 109'du. 730 tane de başvurusunu tamamlamış ürün var. Tespitlerimize göre, Türkiye'de coğrafi ürün işareti alabilecek özelliğe sahip 2500 - 3000 arasında ürün var.
Sistem nasıl işliyor coğrafi işaret sahibi olma konusunda?
Patent Enstitüsü'ne başvuru yapılıyor.
Bu sistem sadece bize mi ait yoksa örneğin yurtdışında da talep görüyor mu?
Şimdi merkezi Fransa'da olan bir kurum var. Büyük bir network ağı var ve coğrafi işaretli ürünlerin bir derneği... Rokfor peynirinden Torino yağlarına kadar dernek örgütlenmesi ve biz bunları takip ediyoruz. Üreticiler ürettikleri ürünlerin etrafından toplanarak onlara sahip çıkmışlar. Hem ürünlerin üretilmesi ve tedarik zincirleri gibi faktörlerde dayanışma içine girmişler. Önemli nokta, ürünlerden elde ettikleri paydan ayırdıkları bir fonla bu ürünlerin dünyada tanınması ve pazarlanması için çaba harcıyorlar. Ciddi anlamda ihracat gerçekleştiriyorlar.
Diyelim bir markette herhangi bir coğrafi işaret etiketi taşıyan ürün gördüm. Bu ne anlama gelmiş oluyor?
Şöyle anlatalım: Hayatımızda kimyasallaşan, sentetikleşen her ürün doğal olmaktan uzaklaştı. Özellikle gelir arttıkça insanlar tükettikleri gıdaya önem vermeye başladı. Dolayısıyla kırsaldan gelen daha doğal ürünler, organik gibi ürünler öne çıkmaya başladı. Yapılan bir araştırmaya göre coğrafi işaretli ürünler binlerce yıl önceden geldiği için çok değerli ürünler. Tüketiciler o nedenle bu ürünlere yüzde 20 - 25 daha pahalı ulaşmayı peşinen kabul etmiş oluyorlar ve bir garanti alıyorlar.
AYCAN AKDAĞ
Avrupa'da var mı Türkiye'den giden böyle ürünler?
Şu anda 9 ürünümüz var. 46 ürünümüz de bekleme aşamasında.
Turizm ve istihdam...
Üretici açısından önemi nedir bu coğrafi işaretin?
Salt bir kelimeden ibaret değil. Aslında kırsal kalkınmanın anahtarı. Kırsalımız boşaldı, Çoğu gıda üretimi olduğu için kırsal önem taşıyor. Bu ürünler unutulmaya yüz tutmuştu. Biz hareketlendirdik. Çabamıza rağmen pazarlamada istediğimiz konuma geldiğimiz söylenemez. Coğrafi işaret almış ürünlerin etrafında üreticilerimiz kümelenmesini talep ediyoruz. Yani bir kooperatif mantığı olabilir. Örnek Türkiye'de üretilen portakalın ancak yüzde 20'si Finike portakalı. Bunu üretenler örgütlenebilirse haklarına daha fazla sahip çıkarlar. Bu örgütlenme sağlanabilirse... Çünkü bir üretim ve pazarlamanın ötesinde de bir şey. Gidiyoruz herhangi bir ile Finike portakalını bilen var mı diye soruyoruz onlarca insan el kaldırıyor. Finike'ye giden var mı diyoruz, hayır diyorlar. Yani coğrafi işaret tanıtımla ilgili de önemli bir işleve sahip. Turizm açısından da önemli. O yörelere bu sayede turist çekilebilir. Avrupa'da pek çok ülke kendi işaretli ürünlerini bu yöntemle tanıtıyor ve pazarlıyor. İkincisi... Bu üretimde en çok kadınlar çalışıyor. Dolayısıyla onlara iş olanağı sağlanması önem taşıyor. Göç var, kırsalı orada istihdam etmek ve bağlı olduğumuz toprakların binlerce gelenek ve göreneğini gelecek nesillere aktarmak önemli.
10 milyar dolarlık ihracat yolda...
Türkiye'de coğrafi işaretli ürün en çok hangi bölgede var?
Şöyle... Sıralama zaman içinde değişse de Gaziantep birinci sırada. Gastronomi ile ilgili olarak pek çok yemeklerine coğrafi işaret aldılar. Şanlıurfa ve Erzurum diye devam ediyor.
Ya meyve ve sebzede?
Her yörenin farklı ürünleri var. Coğrafi bölgeden ziyade yetiştiği yerin adını alan ürün demek daha doğru... İlçe, köy, mahalle... Mesela Alanya avokadosu... Aynı ürün dünyanın her yerinde yetişiyor ama Alanya'nın özelliklerini taşımıyor.
Ambalajlamada coğrafi işaretleme nasıl yapılıyor?
Her ürünün üzerine işaret ve barkod konuluyor.
Denetlemeyi kim yapıyor?
Diyelim benden coğrafi işaret almışsan, ben sizi denetliyorum. İlk başladığımızda tahta kasalar ve plastik bidonlar vardı, ama şimdi hijyen kurallarına uygun Avrupa standartlarında paketlenmiş, etiketlenmiş şeklinde pazara çıkartılıyor.
Dünya pastası ne kadar ve bizim payımız nedir?
Dünyada 200 milyar euro'luk bir tüketici pazarı var. Türkiye'de 25 milyar dolayındadır.
İhracat şansımız var mı?
Tabii ki var. Şu anda çok yoğun değiliz ama gelişecek. Kısa sürede 10 milyar dolarlık bir ihracat olacağını düşünüyoruz.
Başarı hikâyesi yazabiliriz
Bu konuyla ilgili son bir mesaj vermek isterseniz neler söylerdiniz?
Aslında coğrafi işaret belki teknik bir terim ama biz burada kırsal kalkınma, tanıtım, yerinde istihdam, refah ve geleneklerimize sahip çıkmayı görüyoruz. TOBB Başkanımızın, diğer oda ve borsa başkanlarının destekleriyle 2009'da başlattığımız yolculuğumuza devam ediyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu konuda uluslararası bir başarı hikâyesi yazmanın zamanının geldiğini düşünüyorum. Yöresel ürünler konusundaki potansiyelimizi ve dünya ticaretinden aldığımız payı düşündüğümüzde kısa sürede 5 milyar dolarlık bir ihracat geliri elde edebiliriz. Son dönemde gastronomiye olan ilginin konaklamaya olan ilgiden fazla olduğunu, gastronomi turizmindeki katma değerin konaklama turizminden yüzde 40 daha fazla olduğunu ve 2028 yılı için ülke olarak 100 milyar dolar turizm geliri hedeflediğimizi düşündüğümüzde yine kısa sürede 10 milyar dolar orta ve uzun vade de ise 30 milyar dolarlık bir potansiyele sahip olduğumuzu söyleyebilirim