SIKI REKABET İÇİN İŞTE PÜF NOKTALARI
Etkin çalışan bir piyasa sistemi için vazgeçilmez olan rekabet, sosyal adalete ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunuyor. İhaleden, bayilik sözleşmesine ve şirketler arası anlaşmalara kadar rekabet konusunda birçok püf noktası var. Sıkı rekabette KOBİ’ler başta olmak üzere tüm şirketlerin dikkat etmesi gereken noktalara yakından baktık...
MİTHAT YURDAKUL - Ekonominin büyük ağırlığına sahip KOBİ’ler başta olmak üzere tüm şirketlerin, ticaretteki diğer kaidelerin yanı sıra rekabet kurallarına da hakim olması gerekiyor.
İhaleden, bayilik sözleşmesine ve şirketler arası anlaşmalara kadar rekabet konusunda bir çok püf noktası bulunuyor. Rekabet hukukuna hakim olmayan bir KOBİ’nin farkında olmadan cezayla karşılaşması bile mümkün... Rekabet, bir piyasada satıcıların daha fazla müşteri edinerek mal ve hizmet satışlarını, dolayısıyla kârlarını artırmak için giriştikleri yarış şeklinde tanımlanıyor. Etkin çalışan bir piyasa sistemi için vazgeçilmez olan rekabet, sosyal adalete ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunuyor. Rekabet Kurumu’nun verilerine göre rekabetin piyasaya doğrudan yararları şöyle tanımlanıyor:
Düşük fiyat, yüksek kalite: Şirketler, rekabetçi bir ortamda ayakta kalabilmek için fiyatlarını düşürmek ve ürün kalitelerini artırmak zorunda kalıyor. Rekabetten kaynaklanan fiyat düşüşlerinden ve kalite artışlarından tüm tüketiciler yararlanıyor.
Seçim özgürlüğü: Rekabetçi bir ortam, ürün çeşitliliği sağlıyor. Tüketici birçok alternatif arasından istediği fiyat ve kalitedeki ürünü tercih etme şansına sahip olabiliyor.
Teknolojik gelişme: Şirketler rekabetçi bir ortamda pazar paylarını artırabilmek için mevcut ürünlerini geliştirmek ya da yeni ürünler üretmek ihtiyacı hissediyor. Hayatımızı kolaylaştıran birçok ürünün varlığı, şirketler arasındaki bu yarışın bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Refahta gelişme: Rekabet, şirketlerin, tüketiciden gelen talep ve beklentileri karşılayacak şekilde üretmesini ve yatırım yapmasını, dolayısıyla ekonomik kaynakların en iyi şekilde kullanılmasını sağlıyor. Bu durum toplumsal refahın gelişmesine katkıda bulunuyor.
Artan rekabet gücü: Yurt içinde yarış ortamının sağlıklı işlemesi, dış pazarlarda da rekabet gücüne katkı sağlıyor. İhracata dayalı büyüyen, dış pazarlara açılmış bir ekonominin varlığı, uluslararası rekabete hazır şirketler ile mümkün oluyor.
Girişim özgürlüğü: Rekabetçi piyasalar, yeni şirket ve teknolojilerin pazara girmesini kolaylaştırıyor. Rekabet, girişim özgürlüğünün en önemli güvencesi olarak işlev görüyor.
KOBİ’ler için uygun ortam: Tekellerin ve kartellerin hâkim olduğu bir ekonomide küçük ve orta ölçekli işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri ve ayakta kalmaları oldukça zor oluyor.
‘Rekabeti sınırlayıcı eylem’ ne anlama gelir?
Şirketler arasındaki kimi anlaşmalar, piyasada arzu edilen rekabet ortamını kısıtlayabiliyor. Bu anlaşmalar, rakip şirketler (örneğin aynı ürünün iki üreticisi) arasında yapılabildiği gibi, üretim ve dağıtım zincirinin farklı kademelerinde yer alan şirketler (örneğin ana sağlayıcı - bayiler) arasında da gerçekleştirilebiliyor. Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesi kapsamında değerlendiriliyor. Şirketlerin bir araya gelerek, özellikle şu eylemleri gerçekleştirmeleri kanunla yasaklanıyor:
Fiyat tespiti: Birlikte fiyat artırmak, sabitlemek, asgari fiyat belirlemek, indirimleri kaldırmak, indirim oranlarını, kâr marjını belirlemek, standart fiyat formülleri belirlemek.
İhalelere danışıklı teklif verilmesi: İhalelerin paylaşımı, kazanacak kişinin belirlenmesi, ihalenin boykot edilmesi, ihaleye verilecek tekliflerin belirlenmesi.
Pazar / bölge / müşteri paylaşımı: Şirketlerin rekabet etmek yerine anlaşarak paylaşımlı hareket etmesi
Üretim / satış miktarının tespiti: Firmaların satış davranışlarında ortaklaşma eğilimi göstermesi.
Rakip şirketlerin faaliyetlerinin zorlaştırılması: Piyasada rakim konumdaki firmaların faaliyetlerini engellemeye çalışmak, rakipleri piyasa dışına çıkartmak ve yeni girişlere mani olmak.
Şirketler arası anlaşmalar için hangi istisnalar var?
Rekabeti sınırlasa da, mevzuata göre şirketler arasında bazı anlaşmalara izin verilebiliyor. Rekabet Kanunu kapsamında bir anlaşmanın rekabeti bozma, engelleme ya da kısıtlama amacının ya da bu şekilde bir etkisinin olup olmadığı ya da ileriye dönük olarak bu ihtimali taşıyıp taşımadığı araştırılıyor.
Çok tartışılan bir kavram
Bu risklerin varlığı halinde dahi bazı durumlarda rakipler arasındaki Ar-Ge, işbirliği, uzmanlaşma, birlikte üretim ve birlikte satın alma anlaşmaları gibi değişik türdeki anlaşmalara belirli koşullar altında izin verilebiliyor. Şirketler arası anlaşmanın sonucunda; ekonomik ya da teknolojik gelişme sağlanıyorsa, tüketiciler durumdan yarar sağlıyorsa, piyasadaki rekabet önemli ölçüde ortadan kalkmıyor ve gereğinden fazla sınırlanmıyorsa, şirketler arasındaki anlaşma, kanunun yasaklayıcı hükümlerinden muaf tutuluyor. Ayrıca şirketler, yaptıkları anlaşmanın rekabete aykırı hükümler taşıyıp taşımadığından kuşku duyuyorsa, Rekabet Kurumu’na başvurup anlaşmanın incelenmesini sağlayabiliyor. İnceleme sonucunda rekabete aykırı hükümlerin bulunmaması halinde, anlaşmaya “menfi tespit belgesi” veriliyor.
Kamuoyunun rekabet ihtali konusunda en çok duyduğu kavramlardan birisi olan “kartel”, rakipler arasında ortak fiyat tespiti, pazar paylaşımı, arz miktarının kısıtlanması veya kotalar konması gibi rekabeti sınırlayıcı anlaşma veya eylemlere işaret ediyor. Genellikle piyasada fiyatların yükselmesi sonucunu doğuran karteller, tüketici refahını en olumsuz etkileyen rekabet ihlallerinin başında geliyor. Şirketler gizli ya da açık anlaşmalarla aralarındaki rekabetten vazgeçerek, kârlarını birlikte artırma yoluna gidebiliyor. Bunun en sık rastlanan örneği, şirketler arasında fiyat ve miktar tespitini ve pazar paylaşımını öngören anlaşmalarla oluşturulan karteller olarak biliniyor.
Anlaşma sonucunda üretim miktarının kısılmasından ya da fiyatların yüksek seviyelerde belirlenmesinden tüketiciler zarar görüyor. Fiyatları aralarındaki anlaşmalarla garanti altına alan şirketler, ayrıca ürünlerin kalitesini ve çeşidini ya da dağıtım kolaylıklarını geliştirmek için yarışmaktan vazgeçerek tüketiciye zarar veriyor. Fiyat anlaşmaları her zaman ilk aşamada fiyatların yüksek belirlenmesi şeklinde olmayabiliyor. Şirketler, aralarındaki gizli anlaşmalara uymayan rakiplerini cezalandırmak ya da piyasaya yeni bir girişi engellemek amacıyla kısa vadede fiyatları anlaşarak düşürebiliyor. Ancak bazı rakiplerin pazar dışına çıkması ya da yeni rakiplerin piyasaya girememesi nedeniyle bu durum, uzun vadede tüketici aleyhine fiyatların yükselmesi ile sonuçlanıyor.
Bilmeden olabilir mi?
Ticaret kartellere katılım, en itibar sarsıcı ve en ağır ceza gerektiren rekabet suçu olsa da her zaman bilinçi şekilde gerçekleşmiyor. Bir KOBİ’nin, kartel davranışı içinde olması için şu davranışları sergilemesi öngörülüyor:
Fiyat ve fiyatı oluşturan unsurları (vâde, maliyet, vb.) rakiplerle birlikte belirlemek,
Rakiplerle coğrafi ya da müşteri temelli piyasa paylaşımı yapmak,
Üretilen mamül veya hizmetin miktarının sınırlandırılmasına ilişkin başka şirketlerle anlayış birliği içinde olmak
Farklı şirketlerle belirli rakip veya müşterilerin piyasa dışına çıkarılması için ortak hareket etmek,
İhalelere katılım öncesinde ve katılım sırasında fiyat, maliyet vb. rekabeti etkileyebilecek hususlarda rakiplerinizle görüşüyor ve ortaklaşa hareket etmek, kartele taraf olmanın işareti olarak sayılıyor.
Bayi sözleşmeleri ihlal doğurur mu?
Bir malın sağlayıcısı ve alıcısı konumunda olan şirketler arasında yapılan bayilik ve distribütörlük sözleşmeleri de rekabet ihlali doğurabiliyor. Bayinin veya distribütörün fiyat serbestisinin engellenmesi (sağlayıcının yeniden satış fiyatını dikte etmesi), bayinin veya distribütörün sözleşme konusu mal ve hizmetleri satacağı bölge veya müşterilerine kısıtlamalar getirilmesi, bayiye veya distribütöre getirilen süresi belli olmayan veya 5 yıldan uzun rekabet etmeme yükümlülüğü; rekabet ihlali sayılıyor.
Bilgi alışverişine çok dikkat edilmeli
Rekabet Kurumu’na yansıyan örnek bir karara göre, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde faaliyet gösteren 10 çimento üreticisi hakkında soruşturma açıldı. Yapılan incelemeler sonucunda, şirketlerin çimentoya zam yapma konusunda uzlaştıkları anlaşılırken, takip eden günlerde çimento fiyatlarında artışlar görüldü. Rekabet Kurulu tarafından alınan nihai kararda, şirketlerin Rekabet Kanunu’nu ihlal ettikleri belirlenirken, taraflara yaklaşık 50 milyon TL idari para cezası verildi.
Rakip şirketler arasında bilgi değişimi de Rekabet Kanunu’nu ihlal edebiliyor. Rakip şirketlerin, rekabet stratejilerini etkileyebilecek nitelikteki ticari bilgileri birbirleriyle paylaşmalarını ifade eden bilgi değişimi; fiyat, maliyet, üretim miktarı gibi önemli ticari bilgileri içerdiğinde, rekabet ihlallerine neden oluyor.
Bilgi değişimi şirketler arasında doğrudan yapılabileceği gibi, şirketlerin bir araya geldiği oda, birlik, dernek vb. kuruluşlar aracılığıyla dolaylı olarak da gerçekleştirilebiliyor. Bu alandaki bir örnek karara göre; Sakarya’da faaliyet gösteren motorlu taşıt sürücü kursları hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, kursların ücretleri birlikte belirlemeye yönelik protokol imzaladıkları tespit edildi. Kararda, sürücü kursları tarafından protokol imzalanmasının gerekçesi olarak, maliyet altında kursiyer kaydı yapılması ve bundan kaynaklanan maddi sıkıntıların önlenmesi ifade edildi. Soruşturma sonucunda ihlali gerçekleştiren 12 şirkete idari para cezası verildi.
İhalelerde neler önemli?
İhalelerde danışıklılık, normal koşullarda rekabet etmesi beklenen şirketlerin, fiyat tespit etmek veya mal ve hizmetlerin kalitesini düşürmek amacıyla aralarında gizli anlaşma yapmaları ile ortaya çıkıyor. İhalede danışıklı hareket edilmesi neticesinde elde edilen ek kârlar, anlaşmanın tarafları arasında paylaşılıyor. Çoğu zaman, ihale sürecinin sonunda işi kazanan teklif sahibinin kim olacağı rakipler arasında önceden kararlaştırılıyor. İhalelerde şirketler arasındaki bu tür işbirlikleri ağır rekabet ihlalleri arasında olup, şirketler büyük olasılıklarla ağır idari para cezaları ile karşılaşıyor. Kamu ihalelerine katılan şirketlerin;
İhale öncesinde ya da esnasında rakiplerle ihale ya da ihale unsurları ile ilgili görüşmeler yapması,
İhaleyle ilgili olarak fiyat, miktar vb. konularda rakipleriyle bir mutabakat içinde olması,
Özellikle birden fazla ihalenin olduğu durumlarda rakipleriyle ihale paylaşımına gitmesi,
Rakipleriyle anlaşmaya vararak rakiplerinden biri ya da birkaçı lehine ihaleden çekilmesi rekabet ihlali içinde olduğunu gösteriyor.
Yönetici ve çalışan sorumlu tutulur mu?
Rekabet Kanunu kapsamında şirketlere para cezası verilmesi halinde; ihlalde belirleyici etkisi saptanan şirket ve mesleki birlik yöneticileri ile firma çalışanlarına da, şirkete verilen cezanın yüzde 5’ine kadar idari para cezası veriliyor. Bu nedenle şirket yönetici ve çalışanlarının, rekabet hukuku hakkında bilgi edinmesi önem taşıyor. Yine geçmişte verilen bir karara göre, beyaz et sektöründe faaliyet gösteren 27 firma hakkında açılan soruşturmada, firmaların fiyatların artırılması ve üretim miktarının kısılması üzerinde anlaşmaya vardıkları tespit edildi. Rekabet Kurulu tarafından alınan kararda, firmaların davranışlarının Rekabet Kanunu’nu ihlal ettiği belirtilerek firmalara 28 milyon TL ceza kesilirken, ihlalde belirleyici etkisi bulunan bir firma yetkilisi de ayrıca idari para cezası aldı.