Sanatsal seramiğin butik fabrikatörü
"Seramiğin anavatanı Anadolu. 'Portekizli yapıyorsa biz neden yapamayalım?' diye işe koyuldum. Fabrikamızın bir örneği Türkiye'de yok. Biz hem fabrika görüntüsündeyiz, hem de her şeyimiz el işi..."
ASLI ÖKTENER- 1964 yılında Amerika'da doğan ve İstanbul'da büyüyen Ayşe Duygu Elçi, Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ni bitirdikten kısa bir süre sonra Step Mimarlık ofisini kurarak fuar stant dekorasyonu alanına yöneldi. Radikal bir kararla 1999 yılında uzun yıllar çalıştığı İstanbul'dan ayrılıp İzmir'e yerleşen Elçi, Alsancak'ta açtığı mağazasında tamamlayıcı objeler, özellikle de seramik ürünler satışa sundu. Kısa süren mağaza deneyiminden yaratıcılığa, ürün tasarımına ve üretime geçti. 2016 yılının başlarında ahşap ve seramiği birlikte kullandığı tasarımlara imza atmaya başlayan Ayşe Elçi'nin, Stil44 markası hayatın yapı taşı 4 element ve 4 yana yayılma arzusundan ilham alarak 30 yıllık tecrübenin ürünü olarak ortaya çıktı. Bugün İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde 1000m2'lik bir alanda tamamı el yapımı ahşap ve seramiğin buluştuğu kendi koleksiyonunu üretiyor. Ayşe Elçi, bugün bu fabrikada 11'i kadın toplam 16 kişilik ekibiyle 500 çeşit ürünle müşterilerine hizmet veriyor. Ekim ayında ise yine aynı bölgede yeni showroom'u açmanın heyecanını yaşıyor. "Benim başarı hikâyem aslında bu işe nasıl başladığımda saklı..." diyen Ayşe Elçi, girişimci kadın ve gençlere de tavsiyelerde bulunuyor.
Bir mimar olarak seramik ve ahşapla buluşmanız nasıl oldu?
İstanbul'dan 1999 sonunda İzmir'e geldim. Önce Alsancak'ta küçük bir mağaza açarak, tasarım ürünlerimi satışa sundum. Ama mağazacılığın bana göre olmadığını fark edince Tepe Home ve Paşabahçe gibi firmalarla görüştüm. Ürünler beğenilince küçük atölyelerle anlaştım. Ancak üretimde istediğim gibi sonuç alamadım ve kendim üretmeye karar verdim. Derken bir gün Tepe Home benden yıllar önce Portekiz'den ithal ettikleri bir üründen istediğini söyledi. O zaman seramik hakkında yeterli teknik bilgiye sahip değildim. Yine de onlara, 'Seramiğin ana vatanı Anadolu... Portekizli yapıyorsa biz neden yapamayalım?' yanıtını vererek işe koyuldum. Ve Portekiz'de işçilik kalitesi ve el yapımı ürünlerin profesyonelce sunumu anlamında ne varsa onu gerçekleştirmeyi hedefledim.
Ya sonra ne yaşandı?
Önce bir yer tuttum, bir fırın aldım, bir ustayla anlaştım. İlk 3-4 yılım işin tekniğini öğrenmekle geçti. 2015 yılına kadar Step Collection markamı kullanarak küçük aksesuar ve kurumsal hediyeler ürettik. Ardından radikal bir kararla Stil44 markasını hayata geçirdim. Tamamen dekorasyona yönelik masif ahşap üzerine el yapımı seramiklerden oluşan küçük mobilya grubuna yönelik koleksiyon oluşturdum. Tasarımlarımız çok sevildi ve bugün ürünlerimizin oldukça büyük bir kısmı Tepe Home mağazalarında kendi markamızla satılmakta. Aynı zamanda Paşabahçe mağazaları için de özel üretim yapıyoruz.
E-ticareti artıracak
Şimdi kaç ürün çeşidine ulaştınız?
Tamamıyla el emeği olan irili ufaklı yaklaşık 500 model ürünümüz bulunuyor. Ve Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde kurduğumuz fabrikamızın bir örneği Türkiye'de yok. Öncelikle bundan dolayı çok mutluyum. Çünkü ülkemizde ya küçük atölyeler ya da fabrikalar var. Biz burada hem fabrika görüntüsündeyiz hem de her şeyimiz el işi. Güçlü bir üretim kapasitesine sahibiz. 10 yıldır ISO kalite belgemiz var. Hammadde girişinden ürünlerin sevkiyatına kadar her aşamamız titizlikle takip edilir.
Kaç kişilik bir ekibiniz var?
11'i kadın toplam 16 kişilik bir ekibiz. Kadın girişimci olarak pozitif ayrımcılığı destekliyor ve ekip olmayı önemsiyorum. Tüm tedarikçilerimizle uyum içinde çalışıyoruz. Ekibimin çoğuyla yaklaşık 15 yıldır birlikteyiz. Yılların emeği ve hepimizin ortak başarısı.
İzmir'deki fabrika dışında başka bir şehirde mağazanız var mı?
4 yıl önce Bodrum'da bir mağaza ve ofis açtık. Orada sadece ürün satmıyoruz. Butik otellere ve mekanlara özel proje hizmeti de veriyoruz. Önümüzdeki ay yine Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde yeni satış mağazamızı hizmete açacağız. Ürünlerimize aynı zamanda online satış mağazamızdan da ulaşılabiliyor. 2024 yılında e-ticaret satışlarımızı artırmayı planlıyoruz. Başka bir şehirde mağaza açmak da ekonomik koşulları değerlendirdikten sonra gündemimizde olabilir.
Peki, yurtdışına da satışlarınız oluyor mu?
Zaman zaman. Mesela Bahreyn'e birkaç kez ihracat yaptık. Hollanda'da bir müşterimize özel duvar seramikleri ürettik. Talep geldikçe bu tarz butik işler alıyoruz. Ayrıca iç pazarda ihracatçı bir firmayla süren bir projemiz var. Firmanın koleksiyonuna ürünlerimizden yerleştirerek yurtdışı pazarda yer bulmayı hedefliyoruz. Daha çok özel projelerde yer almak istiyoruz.
'Başarıya giden yol inişli çıkışlı olur'
Kadın olarak sektörde karşılaştığınız zorluklar neler oldu?
İstanbul'da okudum, İstanbul'da büyüdüm. Gençliğimden bu yana usta çalıştırma deneyimim oldu. Bu işte erkek ustaların sizi saymaları ve kabul etmeleri önemli. Ustalarımın ilk başta, 'Kadın sözü mü dinleyeceğiz?' gibi bir yaklaşımları oldu ama çok kısa bir sürede bu tutumları kayboldu. Yerini saygı ve takdir aldı. Bu açıdan kendimi şanslı hissediyorum hemen hiç sorun yaşamadım diyebilirim. Ben asıl sıkıntıyı seramik sektörüne girdiğimde yaşadım. 'Mimar kadın bu işten ne anlar?' diyenler çok oldu. Söylenenlere takılmam işime bakarım. Sonuç ortada. Güzel sanatlarla iç içe okudum. Mimarlık yaratıcılıktır. Yani siz çamura da bir binaya da hayat verebilirsiniz.
Gençlere tavsiyeleriniz neler?
Genç kuşaklara tavsiyem yapmak istedikleri işi bilsinler, risk alsınlar, başarıya giden yol inişli çıkışlı olacaktır ama sonuçta inançla yürüyenler daima kazanırlar.
Kadın örgütlerinde aktif görev alıyor musunuz?
Elimden geldiğince katılmaya çalışıyorum. İzmir Ticaret Odası 77. Züccaciye ve Dekoratif Ürünler Komite Başkanı'yım. TOBB'un Girişimci Kadınlar Kurulu'nun çalışmalarında da zamanım el verdiğince yer alıyorum. İzmir Ticaret Odası başkanımız kadınları çok destekliyor ve odamızda hem komitelerde hem mecliste daha çok kadının yer almasını teşvik ediyor. Kadınların bu tür organizasyonlarda olmasını önemsiyorum. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu'nda 2 kadın arkadaşımız var ve bu Türkiye'de bir ilk. Bu nedenle bizler odamızın çatısı altında çok daha rahat kadınlarla ilgili projeler yapabiliyoruz. Ve ben bu çalışmalarda yer almaktan çok mutluyum. Erkek egemen bir toplumda bizler işkadınları olarak kendimize yer açıyoruz, birlik olmamız ve birbirimize destek olmamız çok önemli. Sadece kadın üyelerden oluşan derneklerdense kadın ve erkeğin yan yana olduğu organizasyonlarda bulunmayı tercih ediyorum. Her gün her alanda daha çok birlikte olmalı ve dengeyi yakalamalıyız.