Koku serüveni dünyayı sardı
128 yıl önce İstanbul'da lavanta kolonyasıyla koku serüvenine başlayan Rebul artık mumdan cilt bakımına bir dünya markası haline gelme yolunda...
AYLİN RANA AYDİN- Rebul'ün lavanta kokusuyla başlayan hikâyesi İstanbul'dan dünyaya açılan bir başarı öyküsüne dönüştü. Rebul, koleksiyonlarında kolonyanın yanı sıra parfüme, mumlara, oda kokularına, banyo ve vücut ürünlerine kadar pek çok ürün grubunu sunuyor. Son 3 yılda globalde hızla büyüdüklerini belirten Rebul Şirketler Grubu Co-CEO ve Atelier Rebul Kurucu Ortağı Nüket Filiba, Rebul'ün hikâyesini anlatıyor...
Atelier Rebul'un kuruluş hikâyesini dinleyebilir miyiz?
Büyülü ve 1 asırdan uzun dopdolu bir hikâyesi var Atelier Rebul'ün. 1895 yılında, genç Fransız eczacı Jean Cesar Reboul'ün, Beyoğlu'nda, 'Grande Pharmacie Parisienne' - Büyük Paris Eczanesi adıyla Türkiye'nin ilk eczanelerinden birini kurmasıyla başlıyor her şey... Ardından, Cumhuriyet tarihinin ilk eczacılarından Kemal Müderrisoğlu ile Mösyö Reboul'ün usta - çırak olarak başlayan ilişkisi yıllarca sürüyor. Rebul Eczanesi'nin ünü hızla büyüyor ve özellikle bir ürün Rebul Lavanda yani Lavanta Kolonyamız, kısa sürede Türk halkının ikonik ürünü oluyor. Koku uzmanlığı bu köklü geçmiş ile burada başlıyor. Rebul Eczanesi'nde sayısız formülle başlayan Rebul Şirketler Grubu'nun hikâyesi, bugün Rebul, Atelier Rebul ve Özel Markalar olmak üzere üç ayrı koldan dünyanın birçok noktasına ulaşıyor.
Atelier Rebul olarak 2023 nasıl geçti? 2024 yılına dair beklentileriniz neler?
Atelier Rebul olarak 2023 yılında yurt dışında 29, Türkiye'de 27 olmak üzere toplamda 56 monobrand mağazamız, yurtdışında 500 shop in shop ve önemli e-ticaret platformlarımız ile dünya çapındaki operasyonumuza devam ettik. Globalleşmemizde 2023 yılında birçok önemli adım attık. Koku uzmanlığımızı her bölgeye taşımak için çok çalıştık, bunlardan sadece birkaçını örnek vermek gerekirse; Çin'deki en önemli platformlardan biri olan Tmall'da "fragrance brand of the year" seçilerek en sevilen parfüm markalarından biri olduk. Avrupa'da çok önemli bir yere sahip olan kozmetik zinciri Douglas'ın Hırvatistan mağazalarında kendi stantlarımızla yer almaya başladık. Bir kolonyanın çok ötesine geçtik. Yenilikçilik ve hız önemli ama markanın kökleri de çok değerli. Son 3 yılda globalde hızla büyüdük. İkonik lavanta kokusuyla başlayan hikâyemizi İstanbul'dan dünyaya açılan bir başarı hikayesine dönüştürdük.
Temiz oda teknolojisi
Ar-Ge merkezimize çok yatırım yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Sektördeki 9 Ar-Ge merkezinden biri de biziz. Yeni fabrikamızdaki tüm üretimde temiz oda (clean room) teknolojisiyle 2024 yılında da çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Ürünlerinizden bahseder misiniz?
Rebul Şirketler Grubu olarak doğadan ilham alıyoruz. Kurulduğumuz günden beri hayvanlar üzerinde test yapmıyoruz ve gururla söyleyebilirim ki, Atelier Rebul'ün tüm ürünleri küresel bir program olan Cruelty Free International Leaping Bunny tarafından sertifikalı. Sadece bir kolonya markası olarak değil, kokuya değen her alanda var olmaya devam ediyoruz. Köklü formüllerimiz ve koku uzmanlığımız ile bugün parfüm, kolonya, mum, çubuklu oda kokusu, banyo & vücut bakımı ürünleri, ev dekorasyon ve doğal cilt bakımı kategorisindeki ürünlerimizle müşterilerimizin yanındayız. Cilt bakım ürünlerimiz de en az kokularımız kadar çok tercih ediliyor.
Üretimleriniz nerede yapılıyor, yıllık üretim rakamlarınız nedir?
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nde iki sene önce faaliyete başlayan yeni fabrikamızda üretimlerimizi yapıyoruz. Yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanılan fabrikamız, Yeşil Enerji Sertifikası'na sahip olmasının yanı sıra sıfır atık belgesini de aldı. Fabrikamızda sürdürülebilir esaslara dayanan, doğaya saygılı üretim teknolojileri tercih ettik. Yeni fabrikamızda aylık 4.5 milyon adetlere ulaşan bir üretim kapasitesine ulaştık.
Yeni yatırım hedefleri var mı?
Doğru stratejilerle büyümemizi yurt dışında çok iyi yaptık ve amacımız bunu devam ettirmek. Orta Doğu ve Asya Pasifik hedefimizdeydi. Japonya'ya girmemiz çok güzel algı yarattı. Suudi Arabistan ve Katar'da ürünlerimiz satılmaya başladı. Asya Pasifik'ten Avrupa'ya kadar birçok prestijli mağaza ve departmant store'da yer alan Atelier Rebul olarak, Çin'e kendi segmentinde en çok ihracat yapan Türk kozmetik markası olmanın da haklı bir gururunu yaşadık. Rusya'nın önde gelen seçkin kozmetik zinciri Rive Gauche'larda özel koleksiyonlarımız da yer almaya başladı. İstanbul'dan çıkan Atelier Rebul bir dünya markası haline gelmeye başladı. 2024 yılında da dünyaya yayılmaya devam edeceğiz. Londra'daki ilk mağaza açılışımızı da seneye hedefliyoruz.
İstanbul'dan ilham alan koku
Koku alanında neler öne çıkıyor?
Koku her kültürde ve pazarda çok farklı trendler üzerine ilerliyor. Örneğin bizim de yer aldığımız Asya pazarında kullanıcılar kendilerinden öne çıkacak bir kokuyu tercih etmiyorlar, tenleriyle bütünleşecek, çok keskin olmayan kokular öne çıkıyor. Artık sağlıklı ve mutlu yaşam mottosu her şeyden önemli. Sağlığımıza, ruhumuza iyi gelecek, zihni sakinleştiren ve rahatlatan, doğadan ilham alarak geliştirilen ürünler değerli. Koku tercihlerinde de oldukça önemli bir değişim yarattı bu. Son olarak eklemek istediğim konu da bütünsel koku deneyim trendi. Tüketiciler tenlerinde taşıdıkları notaları tüm ritüellerinde farklı alanlarda da kullanmak istiyorlar; artık salonlarında, banyolarında da benzer kokuları duymak istiyorlar. Zamansız kokulardan özellikle gül enerjisi çok yüksek bir çiçek. İnsanlar tarafından tekrar tekrar keşfediliyor. Bir diğer zamansız koku lavanta ise rahatlatıcı pozitif enerjisi ile çok kıymetli. Limon ve portakal çiçeği de dünyanın farklı yerlerinde sadece kokusu için festivaller yapılanlardan. Bunun dışında, sedir ve sandal gibi odunsu kokular da uzun yıllar tütsü olarak kullanılan zamansız kokulardan.
En çok hangi kokunuz ilgi görüyor?
Bu sene mayıs ayında, İstanbul'dan ilham alınarak yaratılan, gizemli ve sıcak baharat notalarının birleştiği ve doğu-batı sentezi İstanbul'un tüm zengin renklerini yansıtan Atelier Rebul İstanbul İmza Koleksiyonumuz çok büyük bir ilgi ile karşılaştı.
Son dönemde kokusal pazarlama öne çıkıyor. Siz bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyor musunuz?
Türk perakendesinin kozmetiğinin çok büyük bir kısmının kokusunu biz yapıyoruz. Mağaza kokularının da hemen hemen hepsinde emeğimiz var. Özel marka iş birliklerine de hız kesmeden devam ediyoruz. Çırağan Sarayı'na özel yarattığımız koku ile asırlık markaların köklü tarihi notalara taşındı diyebiliriz. Four Seasons Hotel Istanbul at the Bosphorus ile de yepyeni bir iş birliğinin hazırlığı içerisindeyiz. Beymen ile yapılan özel koku iş birliklerimizin de lüks koku dünyasında yeni bir çığır açtığını söyleyebilirim. Türkiye'nin önde gelen moda ve perakende markaları, otel ve restaurant grupları ile de özel iş birliklerimiz devam ediyor.
Sürdürülebilirlik odağında ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Rebul Şirketler Grubu'nun sürdürülebilirlik eforlarının tümü ‘Gezegene Teşekkür' çatısında toplanıyor. Sürdürülebilirlik esaslarına dayanan doğaya saygılı üretim teknolojileri ve doğa dostu ürünlerle sorumluluklar yerine getiriliyor. Doğa dostu ürün hareketimizle güzelliğin 3R'sini 'Refill/Reuse/Reduce' olarak kabul ediyor ve; 'yeniden doldurun, yeniden kullanın, atıkları azaltın, bunları tekrar edin' diyoruz. 10 senedir mağazalarımızda bulunan dolum ünitelerinde devam ettiğimiz 'tekrar doldurulabilir' ambalaj projemizi hem kolonya hem de parfüm ürünlerini kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Daha az şişe, daha az kapak, daha az etiket ve daha az kartonla daha az atık sağlıyoruz. Buna ek olarak, yeniden doldurulamayan spreyli cam şişe kolonyalarımız için mağazalarımızda geri dönüşüm atık kutuları oluşturduk. Atelier Rebul sıvı sabunlarımız da geçtiğimiz yıl içinde standart ambalaja göre yüzde 78 daha az plastik tüketimi sağlayan Refill ambalajlarla müşterilerimizin karşısına çıktı.
Şirket olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik neler yapıyorsunuz?
Nitelikli eğitim ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına destek olmak için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği aracılığı ile Kimya ve Kimya Mühendisliği eğitimi alan kız öğrencilere eğitim desteği veriyoruz. Rebul Şirketler Grubu'nun, çalışanlarının yüzde 64'ü, formüllerimizin geliştirildiği ArGe departmanımızın ise yüzde 75'i kadın.
'Her şeyi sıfırdan öğrenmeyi göze aldım'
Kariyer yolculuğunuzu paylaşır mısınız? Üsküdar Amerikan Lisesi ardından Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirdikten sonra bir sene de Paris'te eğitim gördüm. İçimdeki girişimcilik ruhu, en başından beri hayalim olan kendi kozmetik markama sahip olma tutkumu takip etti. Farklı bir sektördeki girişimci bir ailenin kızı olmama rağmen ilk olarak; iş hayatına, kurumsal bir şirkette, tutkunu olduğum kozmetik sektörünün en iyi oyuncularından birinde başladım. 4 yıl boyunca, kozmetiğin okulu denebilecek kadar güçlü global bir şirkette çalıştıktan sonra içimdeki girişimcilik ruhunu daha fazla tutamadım. En başından beri hayalim; kendi kozmetik markamın sahibi olmaktı. Tam o yıllarda, 2004'te, tesadüfler sonucu Rebul'ün 4. kuşak temsilcisi Kerim Müderrisoğlu ve aile dostumuz Korel Bingöl ile yollarımızın kesişmesi sonrası 2003 yılında başlayan ortaklığımız ile girişimcilik dünyasına adım attım. "Rebul markasının bir ikonik lavanta kolonyası ile dünyaya açılabilir ve tamamen kendi gücüyle o büyük ve kalıplaşmış rekabetin içinde yarışabilir mi?" sorusuna 20 sene önce cevabım şuydu: "Neden olmasın!" Bu yolda, yürürken her şeyi sıfırdan öğrenmeyi göze alarak çıktım. Eski kalmak yerine, eskimeyen 100 yıllık bir marka olabilmek için uzun bir hazırlık sürecine girdik. Önce Türkiye'deki parfümlü kolonya kategorisini yaratarak hepimizin yakından tanıdığı mandalina, yeşil çay, ice ve yasemin kolonyaları ile gençlerin gönlünü fethettik. Parfümlü kolonya kategorisinde çığır açmamızın yanı sıra tüm kozmetik kategorilerinde geleneksel yöntemleri modern ve bilimsel yaklaşımla harmanlayan koku ile hayatın her noktasına dokunabilecek niş bir hizmet alanı yarattık. 2013 yılında büyük bir mutluluk ve heyecanla Rebul Şirketler Grubu'nun direkt müşterilerimizle buluşacağımız perakende markası olarak Atelier Rebul markasını yarattık.