‘İlham kaynağım yolculuklarım’
Türkiye’nin önde gelen sanatçılarından Kezban Arca Batıbeki, hem sanatın üreten tarafı, hem de genç sanatçıların yakın takipçisi... Batıbeki ile sanat yolculuğunu ve sanatta öne çıkanları konuştuk...
Duygu Erdoğan- Sanatta önemli bir ilham kaynağının eşi Koray Arca ile yaptığı yolculuklar olduğunu anlatan sanatçı Kezban Arca Batıbeki, toplumsal hafızanın da gücünü yadsımıyor: “Her sanatçı gibi, ister istemez gördüklerimizden, yaşadıklarımızdan etkileniyoruz ve tüm bu birikimler, kimliklerimize ve üzerinde çalıştığımız işlere yepyeni boyutlar kazandırıyor...”
Sanatla olan birlikteliğiniz ne zamana dayanıyor? Şu anda sanat hayatınız nasıl ilerliyor?
Sanatla olan birlikteliğim çocukluğuma dayanır, o kadar geriye gitmeyelim dilerseniz... Eğitimini aldığım grafik sanatlar üzerine kariyer yaptığım dönemi de saymazsak; resimle başlayıp farklı disiplinler arasında dolaşarak geldiğim ikinci kariyerimin tam 40. yılındayım. Sanat hayatım oldukça hızlı ilerliyor. Sanıldığının aksine çalışkan ve üretken bir sanatçıyım, ancak düşünüp, kafamda planlamadan hiçbir işe başlamadığım ve fazla seçici olduğum için az sergi yaparım. Bazen sergilerim arasında uzun aralar olur; bu süreçte gezerim, görürüm, farklı ne yapabilirim diye düşünürüm. Bu nedenle her sergimde farklı öyküler kurabiliyor ve farklı malzemeler kullanabiliyorum. Sosyal hayatımızın tümüyle durduğu 2 yıllık pandemi sürecinde; ilki “Yolda II” başlıklı online fotoğraf sergisi, ikincisi uzun yıllardır üzerinde çalıştığım ve ancak bu süreçte tamamlayabildiğim, “Senin Annen Bir Melekti Yavrum!...” başlıklı fotoğraf ve enstalasyon sergisi ve son olarak da “Pulp Fiction III” başlıklı bir mixed medya sergisi yaptım. Bu arada Leila Heller Gallery ile, Dubai Art Fair’de Video Art Bölümü”ne katıldım ve NFT üzerine çalışmalara başladım.
Şu an üzerinde çalıştığınız bir eser ya da sergi var mı?
Evet var, son 5 aydır sürekli atölyemdeyim ve şimdilik sadece tuval resmi üzerinde çalışıyorum, atölyeme gidemediğim pandemi sürecinde tuval resmine ara vermiştim, çok özlemişim. Yepyeni bir seri çıkarıyorum. Yanı sıra 23 Nisan 2023’te Los Angeles LACMA Museum’ da açılacak sergiye, müzenin kendi koleksiyonu için satın aldığı iki büyük tuval resmimle katılıyorum. Yurt dışında başka galerilerle çalışmalarım ve yeni projelerim yoğun bir şekilde devam ediyor.
Pek çok kişisel serginiz oldu, eserleriniz var; sizin için hangileri daha çok öne çıkıyor?
Sanatta 40 yıl çok uzun süre aslında. Sanatçının tek başına süregelen var olma savaşı gerçekten zorlayıcı, neyse ki çok hırslı biri değilim. Aslında 40 yılda benden çok daha fazla iş üreten ve sergi açan sanatçı çoktur eminim. Uzun bir çalışma sürecinin ardından, bir an gelir, kendimi tekrarlamamak adına durur ve üzerinde çalıştığım işlere veda ederim. Sonraki arayış ve bekleme sürecinde ya başka bir platforma geçerim ya da Koray’ la (eşi Koray Arca) uzun yolculuklara çıkarız. Bu yolculukların bana her zaman farklı boyutlar kazandırdığını düşünüyorum. Sayıları hergün artan genç sanatçılara rağmen, sanat dünyasında hala varlığımı sürdürdürebilme başarımı özgürlüğüme bağlıyorum. Hangi proje üzerinde çalışıyorsam benim için en önemlisi odur. Şüphesiz arkamda bıraktığım her sergi bu bağlamda benim için çok değerli, ulunduğum yere onlarla geldim ama geride kalan değil ilerideki benim için her zaman daha önemli.
İlham aldığınız özel anlarınız var mı? Üretim sürecinize nasıl konsantre olursunuz?
Koray’la yaptığımız yolculuklar ilham kaynağımdır. Gittiğimiz farklı ülkeler, kültürler, müze, fuar ve galeriler benim için ekmek, su gibidir. Benim de üzerimde “toplumsal hafıza”nın belli bir etkisi oluyor her sanatçı gibi, ister istemez gördüklerimizden, yaşadıklarımızdan etkileniyoruz ve tüm bu birikimler, kimliklerimize ve üzerinde çalıştığımız işlere yepyeni boyutlar kazandırıyor.
‘Resim bitmedi ve bitmez...’
Koleksiyoncu tarafınızın nasıl geliştiğini anlatır mısınız?
Koray da ben de toplamayı seven insanlarız. Çok sayıda, farklı içerikli koleksiyonumuz var. Sanat eserleri de bunlardan biri ve en çok yer tutanı. Problem şu ki biz aldıklarımızla bir arada yaşamak, onların tadını çıkarmak istiyoruz ki varın evdeki yoğunluğu siz hayal edin. Sanat birikimimiz, çoğunlukla figüratif resim, heykel, fotoğraf ve enstalasyonlardan oluşuyor. Kadınlar ya da farklı kimlikler üzerine çalışan sanatçıların işleri Koray’a da bana da daha yakın geliyor, çoğunlukla aynı eser üzerinde fikir birliğine varabiliyoruz.
Genç sanatçılar arasında ilginizi çekenler kimler?
Son yıllarda biz de genç sanatçılara odaklandık. BASE, MAMUT Art, Contemporary Istanbul gibi platformlardan ve yurtdışından çok sevdiğimiz işler edindik. Bu platformlarda izlediğimiz gerçekten keşif diyebileceğimiz genç sanatçıların yanısıra, çoğunluğa baktığımızda öykünmenin aşırıya kaçtığını görmek üzücü. Özellikle bilginin, internetin ve medyanın herkesin cebinde gezdiği bir ortamda “Benzer İşler”i görmek gerçekten sinirlendiriyor beni. Piyasaya göre değil de kendisi için, samimiyetle sanat üretmeyi başarabilen az sayıda da olsa sanatçı çıkıyor her zaman, biz de onların eserlerini mümkünse evimizde konuk etmekten mutluluk duyuyoruz
Dünya sanat piyasası içinde son dönemde fark ettiğiniz, dikkat çeken akımlar ve sanatçılar kimler?
Her yıl, dünya sanatında tuval resminin bittiğine dair söylemler başlar. Sonra aynı yıl fuarlara, galerilere gidilir ve resmin değerinin azalması bir yana arttığını görürüz. Medyaya, farklı disiplinlere asla karşı değilim. Kendim de hem fotoğraf, video enstalasyon ve NFT gibi farklı disiplinlerde iş üretebilen bir sanatçıyım. Ama hayır, resim bitmedi ve bitmez. Sanatın en güzel yanı; kişiye özel çeşitlilik göstermesi. Sanatta içeriklerin, teknik uygulamaların aynılaşmaya başlaması istenecek bir durum mu sizce?... İzlediğim sanatçı sayısı ise o kadar çok ki say say bitmez. Uzun süre medyada sanat üzerine yazılar da yazdığım için sanatla ilgili her şeyi takip etmek ayrı bir zevk benim için.