İhracat ordusu
Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) güç birliği sayesinde bugün yılda 2 milyar 400 milyon dolarlık bir dış satım büyüklüğüne ulaştı...
OKTAY PİRİM- Birlikten kuvvet doğuyor malum... Güçlerini, enerjilerini, proje ve emeklerini bir araya getirenler hem yerel, hem de küresel anlamda daha etkili olabiliyorlar, olası sorunlara karşı da kalıcı çözümler üretebiliyorlar. Bu açıdan ülkemizde kurulmuş, tümüyle devletin kontrolünde olan birlikler var, ihracatçı birlikleri gibi. Bunlardan biri olan Antalya, Burdur ve Isparta illerini kapsayan Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) güç birliği sayesinde bugün yılda 2 milyar 400 milyon dolarlık bir dış satım büyüklüğüne ulaştı. Yaklaşık 11 bine yakın üyesi olan birlik, Ticaret Bakanlığı’na bağlı üst kuruluşu Türkiye İhracatçılar Meclisi bünyesinde bir bölgesel güç. Batı Akdeniz havzasının bu birliği nasıl çalışıyor, üyeleri kimlerdir, hangi ülkelere neler ihraç ediyor, tüm ayrıntılarını BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu ile konuştuk.
BAİB özetle nedir?
Ticaret Bakanlığı’na bağlı, üst kuruluşu Türkiye İhracatçılar Meclisi olan bir bölgesel birliğiz. Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsıyor. Bu illerde yaklaşık 11 bine yakın üyemiz var. 2 bin 800’e yakın aktif ihracatçımız bulunuyor. Ciddi bir ihracatçı adedine sahibiz.
Sadece sanayi kesimi mi?
Hayır, hayır, tüm sektörler var. Tarım, sanayi, kimyevi maddeler, demir dışı metaller, ağaç... Aktif adette son bir yılda yüzde 40’a yakın üye artışımız oldu. Sadece ihracat yapan firmalarda oldu bu artışlar.
İhracat rakamı toplam olarak nedir?
Geçen yıl 2 milyar 540 milyon dolar civarında ihracat yaptık. Şu anda 2 milyar 400 milyon doların üzerinde bir rakamımız görünüyor.
İhracatta öncü sektör hangisi?
4,5 tane önde olan sektör var. Sıralamada yaş sebze meyve ilk sırada, onu maden sektörü takip ediyor, sonra orman ve ağaç ürünleri, kimyevi maddeler ve hemen sonrasında da demir dışı sektörler geliyor. Bunlar 100 milyon doların üzerinde ihracata sahipler. Şu anda yaş sebze ve meyve 600 milyon dolarlarda, maden sektörü 500 milyon dolara yakın, hemen ardından 280 milyon dolarla ağaç ve orman ürünleri geliyor. Yaklaşık 240 milyon dolar kimyevi maddeler var, 120 milyon dolara yakın rakam da demir ve demir dışı var. Bölgemizde özellikle maden ve yaş sebze meyve yüzde 50 ağırlıkta. Madende özellikle mermer. Isparta, Burdur tabii Antalya’da da ciddi mermerimiz var. Burdur’da mermer ve çimento yüzde 80’ler dolayında ihracatı etkiliyor.
Peki hangi ülkelere ihraç ediliyor bu ürünler?
Uzun süredir yoktu fakat Rusya ilk sıraya geldi. İlk kez oluyor bu.
Neye bağlıyorsunuz bunu?
Rusya’nın artışı normal, yüzde 10 civarında. Değişikliğin yani Rusya’nın ihracatta öne çıkmasının asıl nedeni Almanya ve Çin’deki düşüşe bağlıyoruz. Bizde hep Almanya ve Çin ön planda olurdu fakat bu şu anda değişti. Proje bazlı çalışmalar yapılınca sıralamalar değişiyor haliyle. Örneğin sekiz on yılı baz aldığımızda ABD’ye olan ihracatta küçük de olsa bir ivmelenme kaydediyoruz.
Neler gönderiliyor yurt dışına?
Hemen her şey... Ancak Çin’de çok ciddi düşüş yaşıyoruz.
Neden?
Mermer kaynaklı. Yüzde 30 dolayında bir düşüş oldu maalesef. Çünkü inşaat sektöründe daralmaya gittiler. Bu nedenle bizden alımı durdurdular, hatta durma noktasına geldi.
Başka yerden mi alıyorlar?
Hiçbir yerden almıyorlar. Durdurdular. Onun için de blok mermerde ciddi küçülme yaşıyoruz. Diğer madenlerle aradaki bu farkı kapatıyoruz ama Çin olsaydı çok daha üstlere taşınacaktık.
Kaç ülkeye ihracat yapılıyor?
170 ülke. Makine ekipmanından savunma sanayine (av tüfekleri) kadar her şey gönderiyoruz. Yeni projelerle ihracatı artırmaya çalışıyoruz. Bizler operasyon anlamda hiç müdahaleci olmuyoruz. Çünkü bizim bütün işlerimiz bakanlığa bağlı olarak devam ediyor. Ne yapıyoruz örneğin yurtdışı sektörleri belirleyip üyelerimizi bunlara yönlendiriyoruz. Ticari heyetler düzenliyoruz, sektörel bazda. Firmalarımıza ihracat yapabilecekleri noktalar arıyoruz. Sektörel bazda bakıyoruz, hangi ülkeye hangi ürünleri ihraç edebiliriz diye. Mesela diyoruz ki, Vietnam’a bir heyet düzenleyelim. Üyelerden kimler istiyor diye talep topluyoruz. Heyetler oraya gidip görüşmeler yapılıyor, projeler sunuluyor, koşullar anlatılıyor, hatta onları da davet ediyoruz.
Süreçte sıkıntılar oluyor mu?
Hayır hayır. Eskiden ihracata dönüşme süreleri bir yıla kadar uzuyordu şimdi bir aylara kadar düştü. Bakın bir ay önce Güney Kore’ye kozmetik firmalarımızı gönderdik, hemen iki firmamız ihracatı gerçekleştirdi. Şunu da belirteyim, yurtdışındaki ticari ateşeliklerimizle çok ciddi çalışıyoruz. Bizlere çok destek ve yardımcı oluyorlar. Aynı bakanlığa bağlı olduğumuz için ilişkilerimiz çok sıkı. Son birkaç yıldır çok arttı ilişkilerimiz, ayrıca büyükelçilerimiz bizlere çok yol gösteriyorlar. Eski düzenler kalmadı. Ataşelikler de firma araştırmalarımıza katkı sağlıyor.
Her başarının mutlaka bir sorun kısmı oluyor sizinkiler neler?
Ülkenin yaşadığı sorunların tümünü bizler de yaşıyoruz. Sektörler anlamında farklı sorunlar var. En son yaşadığımız Kapıkule sınır kapısında TIR’larımızın bekletilmesi. 20 günlük mücadele sonunda çözdük ama yine sıkıntılar oluyor. Bunların hepsini takip ediyoruz. Muhatapları harekete geçiriyoruz. Gürcistan kapısında da oluyor bu sıkıntılar. Mermerde ciddi algı problemiyle karşı karşıyayız.
Çevre konusunda mı?
Evet. İnsanlar dağda bir ocak görüyor, bildikleri tabii ki mermer, hemen akla o geliyor. Hâlbuki başka bir maden ya da mıcır olabilir. İnsanlar toz oluyor, doğayı bozuyor, çevreyi etkiliyor diye tepki gösteriyor.
Hassasiyetiniz birlik olarak nasıl ve sizlerde de tepki oluşmuyor mu?
Eğer doğaya zarar veriliyorsa biz karşısındayız. Bunun parayla pulla ölçülür bir tarafı yok. Çok hassasız. Zaten ciddi bir mekanizma var. Bir mermer ocağı için 18 kurumdan izin alınıyor. İnanılmaz süreçler ve sürekli denetim halindeler. Hiç kimse zeytin ağacı olan yerde maden çıkartmak istemez. Biz ormanların yok edilmesine karşıyız. Yanılmıyorsam tüm maden ocakları olarak Türkiye’deki ormanların bizde 6’sında maden araması yapılıyor. Ama algı çok farklı ve bunu kırmak istiyoruz, barışık olunsun istiyoruz. Katliam varsa önce biz karşısındayız. Bakın size bir örnek vereyim, Korkuteli’nde terk edilmiş bir mermer ocağını İhracatçılar Birliği olarak biz rehabilite edeceğiz. Şu anda hafriyat yapıyoruz. Ağaç dikilecek hale getireceğiz. Mart ayı gibi. Bir yıldır uğraşıyoruz.
Son sel felaketi de ihracatı etkileyecek gibi görünüyor...
Evet, Kumluca ve Finike’de seralar su altında kaldı. İçlerindekiler ihracat ürünleriydi. Büyük sıkıntılar var. Tarımda ciddi hasar aldık. Devlet ve Büyükşehir Belediyesi ciddi rakamlar aktarıyor. Biz de bakanlıktan izin alarak kaynaklarımızdan katkılar yapıyoruz.