Hibrit çalışma fırsatı kaçıyor mu?
“Şimdi yeni tartışma şu: Pandemi sonrası ofislere geri dönerek çok önemli bir fırsatı, hibrit çalışmayı acaba kaçırıyor muyuz?”
ÇAĞDAŞ ERTUNA- Sadece Elon Musk değil, tüm büyük patronlar ve firmalar çalışanlarını ofislere geri çağırmaya başladı. Oysa pandemi aslında uzaktan çalışmayı, zorunlu da olsa, denemek için iyi bir fırsattı. Ofis yerine evden çalışmanın elbette zorlukları da vardı. Birçok Zoom kazası oldu, kamerayı açık unutanlar mı dersiniz, mikrofonu açık unutanlar mı, tüm çalışma arkadaşlarına, hatta TV yayınlarında ve sosyal medyada tüm izleyicilere rezil olanlar mı dersiniz... Tüm bu süreci kazasız atlatan şanslılardansanız da bu sefer de hepimizin başına gelen 7x24 bitmeyen çalışma hayatı eklendi. E-mailler, mesajlar hiç bitmedi, telefonlar hiç susmadı, her saate bir görüntülü videolu toplantı geldi, çoğu zaman kameralar kapatıldı, aynı anda evde birkaç iş birden yaparken toplantıya da katılmak gerekti. Ama yine de unutmamak lazım, hibrit çalışma işveren için de çalışan için de birçok artı da getirdi. Ofis kiraları, masrafları azaldı, ofise her gün gidip gelme gündemden kalkınca daha az karbon ayak izi bırakıldı. Tabii bu arada işverenler daha geniş bir ağdan çalışan seçebildi, çalışanlar ise evlerinden çıkmadan dünyanın öbür ucunda bir şirkette çalışıp daha çok para kazanabilir hale geldi. Şimdi ise tartışma şu: Pandemi sonrası ofislere geri dönerek çok önemli bir fırsatı, hibrit çalışmayı acaba kaçırıyor muyuz? Bunu sadece biz değil, Harvard Business Review da geçen sayısında sormuş. Konunun başlığı: Hibrit çalışma dünyasında kültürü canlandırmak. Çünkü birçok iş lideri, uzaktan ve hibrit çalışmanın şirketlerin kültürünü baltaladığından endişe ediyor. Elbette endişeleri tamamen yersiz değil. Araştırma ve danışmanlık firması Gartner tarafından 2022’de yapılan küresel bir araştırma, uzaktan veya hibrit bilgi çalışanlarının yalnızca yüzde 25’inin kendilerini şirket kültürlerine bağlı hissettiklerini ortaya koymuş. Ancak çözüm, çalışanları ofise geri dönmeye zorlamak da değil. Peki ama hibrit çalışma, çalışma kültürünü bozan bir model demek yerine, yeni kültürü başka bir şekilde inşa etmek için bir fırsat olarak görmek mümkün mü? İşte Harvard Business Review’da bahsedilen Gartner araştırması tam da bunun cevabını arıyor. Bunun için uyum ve bağlılık önemsenmeli diye özetliyor. Çünkü çalışanların çalıştıkları kuruma bağlılık duygusu olmadan daha az katı bir şirkete gitmelerini engellemek mümkün değil. Yapılan araştırmalar ofis içi zorunlulukların bağlılığı keskin bir şekilde azalttığını gösteriyor. Harvard Busines Review’a göre araştırmacılar, hibrit ve uzaktan çalışanlar arasında bağı güçlendirmek için üç strateji öneriyor: 1. Kültürü ofise yaymaktan çok, işin kendisine yayın. 2. Fiziksel yakınlıkla değil, duygusal yakınlıkla bağlantı kurun. 3. Kurumsal kültürü optimize etmek yerine mikro kültürleri geliştirin. Bu arada altını çizdikleri en büyük konu: “Fiziksel yakınlık, başka bir bireyle aynı alanda olmak görülmek. Duygusal yakınlık ise başkaları için önemli olmak - görüldüğünü hissetmek.” İşte bir yanda hibrit çalışma işin gereklilikleri ile kişisel esnekliği dengeliyor diyenler, bir yanda da hemen ofise dönmeliyiz diyen iş liderleri ve yöneticileri var. Aslında burada durum kişiden kişiye, sektörden sektöre değişiyor. Elbette uzaktan çalışma ayrı bir disiplin istiyor, ama tabii ofiste de bol bol çay kahve dedikodu molası verildiğini, internette gezerek vakit geçirildiğini unutmamak lazım. Bakalım tüm bunları göz önüne alınca, sonunda kim kazanacak?