Her eve ‘beş’li formül
DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, şehir merkezinde yatay mimari ve ‘sağlıklı ev’ konseptine pandemiden önce başladıklarını anlatıyor. Yılmaz, 58 bin kişiyle konuşarak Türkiye ve Avrupa’da her yeni evde uygulayacakları 5 kriter belirlediklerini söylüyor. Bakın onlar neler...
DUYGU ERDOĞAN
DAP Holding, gayrimenkul sektöründe 40 yılı devirirken; 2022’ye halka arzıyla başladı. Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, her projelerinde denize ya da ormana komşu olmaya dikkat ettiklerini anlatırken, şehrin merkezlerinden ise kopmayacaklarını vurguluyor
Geride kalan yıllarda nasıl bir üretim hacmine ulaştınız?
Eltes İnşaat olarak başlayan süreç, DAP Gayrimenkul Geliştirme adı ile devam ediyor. DAP Gayrimenkul yaklaşık 15 bin konut üretti, DAP Yapı da yaklaşık 10 bin konut üretti. Yüzyıl İnşaat firmamız da var; bazı projelerde geliştiricilik, bazı projelerde taahhüt yaptı. 41 yıllık geçmişimizde İstanbul’umuzun pek çok yerinde proje geliştirdik. En son olarak Nişantaşı ve Levent projelerini geliştiriyoruz.
Bu 41 yılda dünyada çok şey yaşandı; pandemi kadar tüketici alışkanlıklarını hızlı etkileyen bir süreç yaşanmış mıydı?
İlk olarak 1999 depreminde bunu görmüştüm, deprem bir milattı. Tüketici alışkanlıkları değişmişti. Tüketici zemin sağlam mı bakıyordu, kaçıncı derece deprem kuşağında diye araştırıyordu. Sonra büyük projelerin, sitelerin yapılmasıyla tüketici alışkanlıkları bir değişim daha geçirdi. Sosyal tesisi var mı; saunası, spor salonu, yürüyüş alanı gibi, bunlara bakılmaya başlandı... Ardından pandemiyle inanılmaz bir değişiklik yaşandı. Önce şunu hatırlatmak lazım; 2007 ile başlayan 2010’lu yıllarda yüksek katlı binalar moda oldu. Çok büyük talep aldı. Ardından koronavirüs ile tüketici tamamen bakış açısını değiştirdi; yatay mimaride, alçak katlı; bahçesi, terası ya da balkonu olan yapılara yöneldi. Bu da depremin yaşattığı milat gibi uluslararası bir milat oldu. O çok yüksek katlı binalara artık talep olmaz. Tüketici, yürüyerek çıkabileceği yükseklikte konutları tercih edecek. Yeşil alana komşu, orman, koru yanında, şehrin olanaklarına yakın yerler aranıyor. Balkon hiç olmadığı kadar önemli.
‘Sağlıklı Ev’ konseptiniz dikkat çekti...
Biz ciddi bir çalışma yaptık. Sağlık Kurulu oluşturduk. 58 bini aşkın kişi ile mülakat yaptık, bilgi birikimimizi ekledik. 5 kriter belirledik. Bundan sonra da olmazsa olmazlarımız olarak ve Avrupa’da, Türkiye’de yapacağımız işlerde ana kriterlerimiz, yol göstericimiz olacak. 5 başlıkta evlerin nasıl olması gerektiğini, canlı sağlığına nasıl fayda sağlayacağını belirledik. DAP Holding olarak şirketlerimizin geliştireceği projelerde bu kriterlere göre çözüm oluşturacağız. Birincisi yüksek katlı olmayacak. İhtiyaç duyulduğu anda yürüyerek çıkılabilecek yükseklikteki evlere sağlıklı ev diyoruz. İkincisi sağlıklı evler bahçe yoksa teras, teras da veremiyorsanız kesinlikle geniş balkona sahip olmalı. Üçüncüsü ise orman, koru ve yeşil alandan birine yakın olmalı. Dördüncüsü, doğru ve bağımsız havalandırma sistemi. Son olarak ise konutun en son deprem yönetmeliğine göre inşa ediliyor olması gerekli.
‘Aksiyon bitmiyor’
Arazi seçimlerinizde de stratejiniz kent merkezinde ve kendi içinde bir yaşam alanı olan projelere yönelik mi olacak?
Bakış açımız zaten buydu ama bundan sonra daha titiz davranıyoruz. Mümkünse parklarla, yeşil alanlarla iç içe olan, arazisi geniş olan ve alçak katlı üretime imkan veren yerlerde projeler geliştiriyoruz. Bundan sonra da bu çizgide, tüketicinin ihtiyaçlarını önceden anlayarak; Mirkelam’ın koştuğu gibi hızlı koşarak yolumuza devam edeceğiz; yürümüyoruz, koşuyoruz... Malum coğrafyamız dinamik bir coğrafya. Güneyimizde kuzeyimizde; doğu ve batımızda aksiyon hiç bitmiyor. Bir taraftan çok önemli gelişime açık, diğer taraftan zor bir coğrafyadayız. Şöyle düşünmek lazım; büyük bir okyanustayız, fırtına olur, hortum olur; bütün bu kötü atmosferden kurtulup limana yanaşmanız lazım. Biz de kriz olduğu dönemlerde hep işimizi yapmaya, en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Hem hiperaktif, hem sistemliyiz.
İstanbul ve İzmir’de projeler
Mevcut projelerinizde son durum nedir?
Şu anda Çekmeköy Ormanköy projemizin iki - üç ay içinde teslimlerine başlayacağız, Nişantaşı Koru projemiz son sürat devam ediyor. Levent’te yaklaşık bin konut gerçekleştireceğiz. Hem proje çalışmaları, hem talep toplama süreci sürüyor. İzmir Çeşme’de hazırlıklarını yaptığımız projemiz var. Beykoz’un plan süreçlerini takip ediyoruz. Oradaki projemizin tasarımları devam ediyor. Pendik’te büyük bir projemiz var, hazırlıklarımızı yapıyoruz. Arazi geliştirme çalışmalarımız devam ediyor. Yurt içinde ve yurt dışında birçok bölgede var.
Halka arz süreciniz tamamlandı...
Biz zaten şirket yapısı olarak, halka arzı yapılmış gibi çalışan kurumsal bir firmayız. Halka arz sürecimizden sonra hayatımızda bir değişiklik olmadı. Türkiye’deki doğru markalara da bunu tavsiye ediyorum. Sektöre örnek de olduk. Zaten 10-12 yıldır kafamızda olan bir süreci gerçekleştirdik. Bundan sonra da binlerce ortağımıza kazandırarak hep beraber yolumuza devam edeceğiz.
‘Tüm konutlar fırsat’
Küresel çapta sıkıntılar var, Rusya - Ukrayna krizi devam ediyor; emtia ve hammadde fiyatları artıyor. Sektöre etkileri nasıl oluyor?
2020’nin altıncı ayında demir 3 bin 200 lira; şu anda demir 17 bine geldi. Muazzam bir artış. Betonu 163 liraya alıyorduk en son 800 liralara çıktı. Ahşabın plakası 230 liraydı 1200 liraya geldi. Cam aynı. 30 liraya aldığımız seramik 180 lira. Bu durumda biz yine de işimizi en iyisiyle yapıyoruz. Daha az etkilenmek için birincisi, projeyi satışa çıkardığımızda mümkünse tüm malzeme ihalelerini en hızlı şekilde yapıyoruz, bütün ürünleri bağlıyoruz. İkincisi, projeleri en kısa sürede bitirmeye çalışıyoruz.
İşler böyle giderken belli bir kesim için konut üretmek zorlaşacak mı?
Daha önce sizlerle yaptığımız bir basın toplantısında ‘bir yıl sonra metrekaresi 28-30 binin altında konut olmayacak’ demiştim. Dediğime Türkiye 3-4 ayda geldi. Emtia fiyatları dünyada bu şekilde artarken, belli fiyatların altına konut üretmek mümkün olmuyor
Bu durumda mevcuttaki konutların hâlâ avantajlı olduğunu mu anlamalıyız?
Şu anda üretilen tüm konutlar fırsat. Dünyada emtia fiyatları nerede duracak bilmiyoruz. Bu bile çok şişkin, geri geleceğini zannetmiyorum. Alıcı için her konut bir olanak. Arz oldukça azaldı. Birkaç yıl içinde konut almak belki de lüks olacak.