SKORER
PEMBENAR
CADDE
YAZARLAR

Dünya Kupası’ndan Amerika pazarına

Katar’daki FIFA 2022 Dünya Kupası’nda iletişimin kesintisiz sağlanabilmesi için görev üstlenen Açık Holding savunma sanayiinde üretim ve satış için de ABD pazarına girmeyi planlıyor.

|

AYLİN RANA AYDİN- Telekomünikasyon ve bilişim teknolojileri, havacılık ve savunma sanayii, inşaat ve gayrimenkul, operasyonel teknolojiler, sağlık teknolojileri ve turizm alanlarında faaliyet gösteren Açık Holding’in 7 ülkede lokal şirketleri olmak üzere 20 ülke ile ticareti bulunuyor. FIFA 2022 Dünya Kupası’nda iletişimin kesintisiz sağlanabilmesi için iletişimi sağlayan ve sistemlerin kalitesini artıran çalışmalar yapan holding savunma sanayii alanında üretim ve satış için Amerika pazarına girmeyi de hedefliyor. Açık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Açık, holdingin gelecek hedeflerini ve faaliyetlerini anlattı

Açık Holding olarak 2022 yılı nasıl geçti, 2023 için beklentileriniz nelerdir?

Geçtiğimiz 2.5 yıl, pandemiden dolayı pek çok sektörde belirsizlik yaşanmasına sebep olsa da dayanıklılığımızı inşa etmemize ve büyüme fırsatlarını değerlendirmemize olanak sağladı. 2022 yılı ise bu süreçte imzalarını attığımız birçok işi hayata geçirdiğimiz, başarılı bir yıl olarak devam ediyor. İlk 9 ayı planladığımız çerçevede geride bırakırken yılın geri kalan son çeyreğini de hedeflerimize yakın tamamlayacağımızı öngörüyorum. 2022 yılı kendi içinde birçok stratejik hedef barındırsa da 2023 yılında gerçekleştirmek istediğimiz büyük adımların önemli bir parçası. 2022 yılında sağlık ve turizm alanında yatırımlar yaparak faaliyet alanımızı genişlettik. Ayrıca teknoloji ve inovasyona yönelik yatırımlarımız ve ihracat pazarlarındaki gücümüz sayesinde ihracatımızı 3 katına çıkardık. 2023 için ise hedefimiz mevcut şirketlerimizde derinleşmek ve cirosal büyüklüğümüzü yüzde 50 artırmak.

Yeni otel yatırımı yolda

Yeni yatırım planlarınız var mı?

Daha önce yapılmamış olanı yapmayı, insana ve geleceğe değer katmayı çok önemsiyoruz. Örneğin, havacılık ve savunma sanayii sektöründe kişisel koruyucu ekipman için ciddi bir Ar-Ge yatırımı yaptık. Bunun sonucunda daha önce ithal edilen ürünlerin ihracatını yaptık ve hem kendi ordumuza hem de dünya çapındaki ordulara hizmet sağladık. Yıllardır yurt dışından ithal edilen koruyucu başlık, yelek gibi kişisel koruyucu ürünler ve hava, kara, deniz araçlarında platform zırhlaması gibi ürünleri kendi ülkemizde ürettik; böylece hem teknik hem de ticari olarak bu alanda dünyadaki en iyi 3 şirket arasında yer almayı başardık. Bu yıl yeni yatırım olarak ilk defa Infinity Regenerative Clinic ile sağlık sektörüne girdik. Yine farklı sektörde bir yatırım olarak turizmde de yer aldık ve Serban şirketimizle inşa ettiğimiz DoubleTree by Hilton Çanakkale’yi açtık. Otelin işletmesini de kendimiz yapıyoruz. Turizm sektörü teknolojiye, kaliteye ve global standartlara açık yapısı sebebiyle yatırım yapmaya devam edeceğimiz bir alan. Çanakkale’den sonra rotamızı İstanbul’a çevirdik ve Sultanahmet’te yapmayı planladığımız özel konseptli bir otel için kolları sıvadık.

Yurt dışı ve yurt içi büyüme hedefleriniz nelerdir?

Açık Holding olarak bugün itibarıyla 6 ana sektörde, 22 şirket ve 2000’i aşkın çalışma arkadaşıyla uluslararası alanda faaliyet gösteriyoruz. 7 ülkede lokal şirketlerimiz, toplamda 20 ülke ile de ticaretimiz var. Türkiye’nin dışında, özellikle telekomünikasyon alanında Almanya, İngiltere, Katar, Kazakistan, Azerbaycan, Singapur’da operasyonlarımız var. Yurt içine ve yurt dışına yönelik büyüme hedeflerimiz çerçevesinde firmalarımızı merkezde güçlendiriyor; sonrasında regüle pazarlara öncelik vererek İngiltere, Almanya, Katar gibi halihazırda güçlü olduğumuz ülkelerde derinleşiyoruz. Yarının dünyası için yurt içi ve yurt dışı fark etmeksizin talebin olduğu doğru yerde, doğru konumlandırmayı yapmak için çalışıyoruz. Özellikle bu yıl sürdürülebilir büyüme stratejimiz kapsamında önemli bir adım daha attık ve merkezi Kaliforniya, ABD’de bulunan Shaxon Industry’i satın aldık

Borsaya açılacak

Faaliyet gösterdiğiniz sektörlerdeki hedefleriniz nelerdir?

Bulunduğumuz tüm sektörlerde önceliğimiz; sürdürülebilir bir yaşam için uzun vadede değer yaratacak bir yaklaşım ortaya koymak. Telekomünikasyon alanında, bulunduğumuz ülkelerde proje ve ciro büyüklüğüne odaklanacağız. Savunma sanayiinde üretim ve satış anlamında Amerika pazarına girmek hedefimiz var. Operasyonel teknolojiler sektöründe faaliyet gösteren şirketimiz Boreas Teknoloji’de veri merkezi ürün yelpazemizi genişleterek üretim kapasitemizi 10 katına çıkarmak hedefiyle yatırım yapıyoruz; 2023’te bu yatırımı tamamlayacağız. Sağlık sektöründeki yatırımımızı büyüterek yurt içinde ve yurt dışında farklı lokasyonlarda merkezler açma planlarımız var ve bu konuyla ilgili görüşmelerimiz aktif olarak devam ediyor. Amiral gemimiz olan Mikrolink firmamızı 2024 Mayıs ayında borsaya açmayı planlıyoruz; bunun için de 2023 yılında tüm hazırlıklarımızı tamamlamak istiyoruz.

Her ülke için ‘glokal’ yaklaşım

Türkiye’den dünyaya açılan bir holding olmanın önemini nasıl açıklarsınız?

22 yıl önce Türkiye’de Mikrolink şirketimizi kurarak baz istasyonu kiralama işine girdik ve sonra bu baz istasyonlarının kurulumunu yaparak devam ettik. Yaptığımız her işi dünyanın her yerinde aynı standartta yapabilecek altyapı ve sistemleri kurduk, dünyaya açılma planlarımız için adım adım ilerledik. Şu anda tüm dünyanın konuştuğu FIFA 2022 Dünya Kupası’nda iletişimin kesintisiz bir şekilde sağlanabilmesi için iletişimi sağlayan ve var olan sistemlerin kalitesini artıran çalışmalar yapıyoruz. Katar’ın bu organizasyon için yaptığı yatırım ve hazırlıklar düşünüldüğünde bu etkinlik için Mikrolink markamızı seçmesi başarımızın önemli bir göstergesi. Her ne kadar Katar’da 4 yıla yakın süredir yerel şirketler gibi çalışıp, projeler gerçekleştirsek de Dünya Kupası gibi önemli bir organizasyonda iletişim çözümleri sunmak; işin kritikliği ve hata kabul etmemesi sebebiyle bizim için motivasyon kaynağı. Global bir şirket olarak bulunduğumuz her ülkede ‘glokal’ bir yaklaşım izliyor, o ülkenin pazar dinamiklerine uygun davranarak, rekabet gücü elde ediyoruz.

Milli servet: Veri

Veri merkezlerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Yeşil ve hibrit veri merkezlerini değerlendirir misiniz?

Şu an hemen her ülke veriyi milli servet olarak görüyor; küresel risk ve tehditlere karşı korunmak adına veri merkezleri inşa ediyor. Dünyada her alanda sürdürülebilirliği konuşurken veri merkezi gibi gelişmiş teknolojiler barındıran kritik bir yapının da çevreye ve bütçeye tasarruf sağlaması önemli. Bu noktada enerji tüketimine karşı sürdürülebilirliğiyle öne çıkan ‘yeşil veri merkezleri’ kullanacağı sistem ve uygulamalarla çevresel sürdürülebilirlik ve verimlilik sağlayabilir. Yine çeşitlenen ihtiyacın bir sonucu olarak talep artışının yaşandığı hibrit veri merkezleri de ihtiyaca yönelik ölçeklendirilebilen yapılar olarak şirketlere efektif çözümler sunuyor.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.