‘Dijital istifçilik’ ifadesini duydunuz mu?
“Her etkinlikte yaşanan küçük anları kaydettim... Depolama alanım dolarsa hatıralarımın başına bir şey gelmesin diye açtığım birden fazla Instagram hesabı... Yıllarca devam eden birikimin sonucunda, artık istemediğim şeyleri silmem çok ama çok uzun sürecek...”
Dijital istifçilik ifadesini daha önce duymuş muydunuz? Mashable Türkiye’nin Business Insider’dan aktardığı haber tam da bu konuya değiniyor. Hannah Abraham imzalı haber şu ifadelerle başlıyor:
“’Yok artık, bu videoyu tamamen unutmuştum! Bunca yıldır bunu saklamış olman çok güzel!’ Arkadaşlarımın bana bu cümlenin farklı varyasyonlarını kurmasını duymaya bayılıyordum.Yıllar boyunca kendimi grubun tarihçisi olarak gördüm, her etkinlikte yaşanan küçük anları kaydettim. Sonra bir gün, kendimi ağlarken buldum, zira 867 GB büyüklüğündeki Google Fotoğraflar uygulamama erişemiyordum. Arkadaşlarım da şu cümleyi kuruyordu: ‘Onlar sadece fotoğraf, dur kaç GB dedin?’ Görünen o ki, ben bir dijital istifçiydim.”
Ne anlama geliyor?
Habere göre dijital istifçilik ilk kez 2015 yılında İngiliz Tıp Dergisi’nde yayınlanan vaka raporu sonrasında istifçilik rahatsızlığının alt grubu olarak değerlendirildi. Dergi, dijital istifçiliği “perspektifi yitirecek noktaya gelene dek dijital dosyaları biriktirmek ve bunun sonunda stres ve dağınıklık ile sonuçlanması” olarak tanımlıyor.
2022 yılında 846 katılımcının katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada, Southern Cross Üniversitesi’de Dekan Yardımcısı olan Darshana Sedera, dijital istifçilik ile endişe arasında belirgin bir bağlantı olduğunu ortaya koydu.
‘Yumurta-tavuk ilişkisi’
İstifçilik Araştırma Grubu’ndan Nick Neave, bunun biraz yumurta-tavuk ilişkisine benzediğini söylüyor. Habere göre, Neave şöyle diyor:
“Halihazırda kaygı seviyesi yüksek olan biri, dijital istifçiliğe yönelme eğiliminde oluyor ve işler ters gitmeye başladığında da daha kaygılı olma eğilimi gösteriyor. Güzel bir fotoğraf yakalamak istiyorsunuz, ancak kötü bir fotoğraf çekmekten ya da fotoğrafı yanlışlıkla silmekten duyduğunuz endişe sebebiyle bir sürü fotoğraf çekiyorsunuz. Sonrasında depolama alanı konusunda, buna ödeyeceğiniz para hakkında endişeleniyor veya bu fotoğrafların hepsi silinirse ne olacak diye tasalanıyorsunuz.” Haber şöyle sürüyor:
“On yıl öncesindeki sohbetlerin ekran görüntüleriyle dolu bir klasör, Google Drive depolama alanım dolarsa hatıralarımın başına bir şey gelmesin diye açtığım birden fazla Instagram hesabı, yüzlerce GB boyutunda video görüşme ekran kayıtları, ki hiçbirini tekrar izlemedim. En kötü kısmı ise, yıllarca devam eden birikimin sonucunda, artık istemediğim şeyleri silmem çok ama çok uzun sürecek.”
Habere göre Darshana Sedera, dijital varlıklarımızı kategorize etmemizi ve hangilerini silebileceğimize karar vermemizin işi kolaylaştıracağını söylüyor. Sedera ayrıca düzenli olarak dijital hayatınızı düzenlemenizin, birikmeyi en aza indireceği için önemli olduğunu ifade ediyor.